|
OVP, oluşan algı ve beklentiler

Hafta içinde hükümet tarafından 2024-2026 yıllarını kapsayan önümüzdeki üç yıl için ekonomideki yol haritasını gösteren Orta Vadeli Program (OVP) açıklandı. OVP’ye ilişkin teknik bilgi Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz tarafından yapıldı. Ayrıca toplantı Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde gerçekleştirildi ve programa Cumhurbaşkanı Erdoğan bizzat katılarak bir değerlendirme konuşması yaptı.

OVP’nin detaylarına geçmeden önce konuya ilişkin oluşan algıya değinmekte fayda var. Öncelikle programa Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bizzat katılması programa verilen desteğin bir ifadesi olarak görülüyor. Zaten bir gün sonra medya temsilcileri ile yapılan toplantıda Mehmet Şimşek bu konunun üzerinde durarak “Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın OVP desteği tam. Bunu sadece hissetmiyoruz, görüyoruz. En ufak tereddüt yok.” diyerek bu konuyu vurguladı. Aynı şekilde Cevdet Yılmaz’ın da toplantıdaki ana gündeminin bu olduğunu öğrendik.

OVP’in pozitif algılanması ile ilgili ikinci konu da ilk kez içinde “yapısal reform” başlığı ile bir ekin olmasıydı. Elbette yapısal reform meselesi uzun ve detaylı bir tartışma konusu. Ancak yine de ortaya konulan niyetin önemli olduğu değerlendirildi.

Gelelim OVP’nin içindeki tahminlere. Öncelikle ekonomi yönetiminin büyüme oranlarını aşağı yönlü güncellediğini görüyoruz. Yine de 2024 yılı için öngörülen %4’lük büyüme ile yıl sonunda %33’lük enflasyon tahminine nasıl ulaşılacağı konusunda tereddütler var. Öte yandan hali hazırda devam eden sıkılaştırma programının hızı, dozu ve içeriğine baktığımızda 2024’te %4’lük büyümenin nasıl sağlanacağı da tam net değil. Ayrıca GSYİH tahminlerinden yola çıkarak elde edilen ortalama kur rakamlarına baktığımızda enflasyon tarafındaki döviz kuru geçişkenliğinin etkilerinin ağırlıklı olarak iç talebin kısılması ile bertaraf edilmeye çalışılacağını görüyoruz. Bu yöntem teorik olarak doğru olsa bile pratikte istihdamı olumsuz etkileme ihtimali olan bir durum. Böyle olursa OVP’deki istihdam rakamları ile gerçekleşen rakamlar arasında bir fark olacaktır.

Program ağırlıklı olarak iç talebin mümkün mertebe kısılması ve dışarıdan ciddi miktarda kaynak tahsis edilmesi üzerine kurgulanmış görünüyor. Zaten Şimşek de OVP ile ilgili “Ben dış kaynak ayağının oldukça güçlü olacağına inanıyorum. O konuda arka planda yaptığımız birtakım çalışmalar var.” diyerek buna işaret ediyor. Umarım küresel konjonktür buna imkan tanır.

Şimşek’in sık sık ifade ettiği “gelirler politikası” da OVP’ye yansımış durumda. Şimşek ücretlerin artık gerçekleşen enflasyona göre değil hedeflenen enflasyona göre belirleneceğini belirtiyor. Şimşek’in üzerinde durduğu bir diğer konu da vergi denetimleri. Önümüzdeki dönemde Hazine ve Maliye Bakanlığı’nı sahada daha sık göreceğiz. Denetimler artacak. Kayıt dışılığın önüne geçilmesi ve tahsilat/tahakkuk oranlarının %90’ın üzerine çekilmesi için çalışmalar hızlanacak. Özetle kamu görece olarak daha az ücret ödeyip daha fazla gelir elde edecek.

Elbette OVP’deki başlıklar bu kadarla sınırlı değil. Önemli pek çok konu var ancak ilk bakışta göze çarpanlar ve gündemde konuşulanlar bunlar. Türkiye’nin başarısı hepimizi mutlu eder. Umarım hem içerideki gelişmeler hem de küresel konjonktür OVP’deki tahminlerin realize olmasına olanak tanır.

#Ekonomi
#Orta Vadeli Program
#Levent Yılmaz
9 ay önce
OVP, oluşan algı ve beklentiler
Arafat: Dönüşü olmayan yeni bir yol
G-7 zirvesi ve beklentiler
Sosyal denge tazminatı ödemesinde geçici görev ayrıntısı
Korku ile umut arasında direniş ve dirilişe öncülük etmek…
Sistem krizi ve Türkiye’nin Gazze diplomasisi