Son iki yıldır yoğunlaşan ama toplamda 160’ı bulan reform yasaları yapılmamış, 3 Ocak 2013’ten beri yüzyıla yetecek darbe girişiminden geçilmemiş, 6-8 Ekim’de Demirtaş ve KCK’nın çağrısı ile 52 yurttaş canından olmamıştı. Kandil 8 Mayıs 2013’te söz verdiği çekilmeden vazgeçmemiş, Güneydoğu’da infazlar yapmamış, de facto bir PKK olağanüstü hali uygulamamıştı. Tek suçlu barışı aslında istemeyen hükümetti.
Lakin, Çandar, İzleme Komitesi konusunda hem Erdoğan’ın, hem de Demirtaş’ın açıklamalarını doğru buluyordu. Kadri Gürsel’den alıntıyla (düşünün seviye artık Kadri Gürsel) akil insanlar zaten yandaştı. Buna bağlı olarak (adını telaffuz etmiyor ama) dünyadaki benzer örneklerde olduğu türden ABD veya Britanya’nın olmadığı bir yerli İzleme Komitesi ne işe yarardı ki! Bu manada Demirtaş’ın “İzleme Komitesi kırmızı çizgimiz değil” açıklaması fevkaladenin de fevkindeydi.
“Aman ha” diyordu Çandar Demirtaş’lı HDP’ye, “Son iki buçuk yıllık taktik değişmiştir.” 7 Haziran’a kadar Demirtaşlı HDP savaş durumundan barış durumuna geçmelidir. Öyle ki, Türklerden alınacak oylar berhava olmasın, HDP barajı geçip Erdoğan’ın başkanlığını önleyebilsin.
İmralı zabıtlarının niye HDP tarafından sızdırıldığını hatırlayalım. Çünkü Öcalan o zabıtlarda başkanlık sistemine destek verebileceklerini söylüyordu. Çünkü o da sistem değişikliği olmadan vesayetin bitmeyeceğinin farkındaydı.
Öcalan bir de Demirtaş’a “Seni liderliğe hazırlıyorlar, ama ben önlemlerimi aldım” demişti.
Sahi, ABD’sinden Britanya’sına, İsrail’inden Almanya’sına, Guardian’dan Hürriyet'ine neden bir ülkenin bir iç meselesi bu kadar konu olur ki!
Cevabı Başbakan Sayın Ahmet Davutoğlu versin: “Türkiye’deki sistem parlamenter sistem değil, maalesef vesayet altında ‘parlamenterimsi’ görünen bir sistemdir…”
Yeni de değil, 1838 Osmanlı-Britanya Ticaret Anlaşması teslimiyetinden sonra gelen Tanzimat’tan beri, devlet sistemi Batı vesayetine uygun şekilde format üzerine format yemiştir. Seçkinler ve bürokrasi de bunun bekçileridir. Son formatı dini görünümlü bir cemaat üzerinden yapmaya çalıştılar ama milli bir kayaya, Erdoğan’a çarptı. Son operasyonlarda, Gezi, 17/25 ve 6-8 Ekim’de cemaat, merkez medya ve sözde aydınların ittifakı hiçbir fikir vermiyor mu size?