Geçtiğimiz dönemdeki ticari hareketliliğin yerini sakinleşmeye bıraktığını gelen verilerden gözlemliyoruz. İlgili dönemin dayanıklı tüketim malı, otomobil, konut satın alma uygunluğunu ölçmeye yarayan TÜİK Tüketim Eğilim Endeksi Eylül ayı ile beraber çıkışını durdurarak yatay seyretmeye başladı.
Esasen verilerin ötesinde çıplak gözle gördüklerimiz manzarayı betimlememize imkân vermektedir.
Son olarak şunu ifade etmeliyiz; yatırım ve tüketim için sağlanan faiz oranları ayrışmadıkça bu fasit döngü sürecektir. Faizin serbest piyasa gereklerine göre belirlenip, dış satıma uygun yatırımın faiz giderinin ise sübvanse edildiği bir yapı kurulması Türkiye’de sanayinin gelişmesi için zarurettir. Üretim ekonomik çalkantıdan daima korunmalıdır.