|
Ben sana hayran.. Sen cama tırman!..

Eğer Türkiye Büyük Millet Meclisi''ni "medya" ile karşılaştırırsanız, bizim Meclis, ne bir "günlük gazete", ne bir "haftalık dergi", ne bir "aylık mecmua" ve ne de bir "yıllık" olabilir.

Çünkü "Türkiye''nin gündemi", bizim Türkiye Büyük Millet Meclisi''nde, "gündem dışı"dır..

Devletin, milletin ve dünyanın harıl-harıl konuşup tartıştığı hiçbir acil ve öncelikli sorun, Türkiye Büyük Millet Meclisi''nin gündeminde değildir..

Bu konuları gündeme "genel görüşme" veya "gensoru" gibi yollarla getirmek isteyen muhalefetin girişimleri ise, 20''şer dakikalık konuşmalar sonucu, reddedilir..

Önceki gün TBMM''de, ANAP milletvekili Lütfullah Kayalar, "gündem dışı" konuşma yapmak için söz aldı..

Türkiye''nin gerçek gündemini oluşturan konulara, ancak "gündem dışı" konuşma ile değinebildi..

Son krizi, "Siyasi Partiler" ve "Seçim" kanunlarını, siyasete karşı doğan güvensizliği, işledi.. "Alternatifi olmayan iktidar" saçmalığına girdi..

Bu konular, böylece "gündem dışı" bir konuşma vesilesi ile gelebildi Meclis''in gündemine..

Sonra, DYP tarafından, son 19 Şubat "ekonomik kriz"i nedeniyle hükûmet için verilen gensoru görüşüldü..

DYP Genel Başkanı Tansu Çiller, gerçekten içerikli ve üstelik krize "çözümler üreten" bir konuşma yaptı..

-Eximbank''a kaynak aktarıp, ihracatı teşvik edin.. SSK primlerini artırmak yerine indirin.. Vergi affı çıkartın, dedi..

Sonra Fazilet Partisi adına, Abdüllatif Şener de, koalisyon iktidarının, tüm toplumda konuşulan ayıplarını vurguladı..

-Murat Demirel ile Dinç Bilgin arasında ne fark var ki, sorusunu bile sordu..

Sonuç, sıfıra sıfır, elde var sıfır..

Gensoru, iktidar milletvekillerinin oyları ile reddedildi.

Yani Türkiye''nin gerçek gündemi, yine gündem dışına itildi Meclis''te..

Bu arada, önde adım adım yürüyen Ecevit, arkasında müstehzi bir tebessümle yürüyen Hüsamettin Özkan olduğu halde, "dışarı" çıktı ve sonra salona geri döndü.. Dönüşünde, yüzünde, esenliğe kavuşmuş bir insanın ifadesi vardı..

Peki ulusal egemenliğin sahibi milletvekilleri, Türkiye''nin gündemini gündem dışına itince, bu gerçek gündemin baskısından kurtuldular mı?

Nitekim ANAP Grubu, gece-yarısına kadar, bu gerçek gündemi konuşup, tartışmış..

Güneş Taner, Kemal Derviş''e giydirmiş..

-Yaptığı bir icraat yok. Tık yok. Habire konuşuyor.. Gelmesine gerek yoktu, demiş.

Ekrem Pakdemirli, sermayenin "yeşil-kırmızı" diye ikiye ayrılmasını eleştirmiş..

Lütfullah Kayalar, uyarmış partisinin yönetimini:

-Meclis''e saygıdan, halka saygıdan, hükûmet çekilmeli.. Krizin üzerinden 35 gün geçti.. Ne karar alan bir hükûmet, ne bir program var, demiş..

Mesut Yılmaz da, özetle, "sabredin" demiş.. Hükûmetin gitmeyeceğini söylemiş..

Durum böyle..

T.C.''nin başkenti Ankara''da, TBMM''de, Türkiye''nin gerçek gündemi, gündem dışı..

Güncel ve acil konular ancak, "kapalı" grup toplantılarında ve koridorlarda konuşuluyor..

Buna karşı ABD''nin başkenti Washington''da, gerçek Türkiye gündemini, herkes açıkça ele almakta..

O kadar ki, "yolsuzluklar bitmeden, size zor dış destek gelir" diyen Amerikalı yetkililer bile var..

Bahtsız Kemal Derviş de, Washington''da sözler verip, 15 tane yasanın, TBMM''den iki ay içinde geçeceğini falan söylüyor.

Açıkçası, sizin gibi ben de merak ediyorum..

Bu iktidar milletvekilleri, evlerinin veya şahsi tasarruflarının yönetimini, Bülent Ecevit yönetimindeki ekibe emanet edebilirler miydi?

Ama ülkeyi ve ekonomiyi, sorgusuz sualsiz teslim eden destek oylarını, gözleri kapalı veriyorlar..

Ve "gerçek gündem", hep "gündem dışı"nda..

ŞAKA

Aman dikkat!...

Almanya''nın "Büyük Enflasyon"unda (1922) Merkez Bankası 1800 özel matbaayı kiralamış.. Sürekli para basılırmış, ama yetmezmiş..

Sihirbaz Maliyeci Dr. Hjalmar Schacht (1877-1970), 1923''te Alman Merkez Bankası Başkanı olur.. "Renten-Mark"ı çıkartıp, enflasyonu durdurur..

Ama 2''nci Dünya Savaşı''ndan sonra, Hitler''i desteklediği için, Nürnberg''de yargılandı..

KISSADAN HİSSE- Ekonomiyi kurtarmak için siyasete giren teknokratlar, sonunda, "siyasi suça iştirak"tan belaya da girebilirler..

TANTAN

Bütün toplar ateş!..

Gördünüz işte.. İçişleri Bakanı Tantan böyle şifreli konuşursa, sonunda onun için de savaş tam-tamları çalmaya başlar işte..

Ne demekmiş yani "tekelci medyanın siyaseti ve idareyi tehdit edip, terör yaratması."

Ey Tantan!..

Sen Gaffar Okan suikastının faillerini buldun da, şimdi "tekelci medya" ile mi uğraşacaksın?

Bakın işte "Gazete Sahipleri Birliği", Tantan''a nasıl kızmış..

Tantan, "kişisel beceri eksikliğinden kaynaklanan tüm olumsuzlukları, hayali bir medya terörüne dayandırıyor"muş..

Acaba bu kuruluş, "tekelci medya"nın bir örgütü mü ki, böyle sert tepki göstermiş?..

Balkan Savaşı''nda, Osmanlı Ordusu''na savaş açan minik Karadağ''ın kralı, bağırmış..

-Bütün toplar ateş!..

Sonra yaverine eğilmiş, alçak sesle,

-İki top da ateş etsin, demiş..

Meğer Karadağ ordusunun, sadece iki topu varmış..

Acaba bu Gazete Sahipleri Birliği''nde, kaç tane top var ki?

Evet.. Gazete Sahipleri Birliği haklı..

-Yüce Türk milleti önünde, medyayla ilgili bildiği herşeyi delilleriyle açıklaması, Tantan''ın makamının ciddiyet ve sorumluluğu ile daha çok bağdaşır.

Doğrudur bu açıklama..

Tantan gerçekten yüce Türk milletine, şu "Sabah" gazetesinin "Etibank boşaltılması" ile ilişkisini ve Murat Demirel veya Ali Balkaner''le, Dinç Bilgin ve Zafer Mutlu''nun arasındaki farkları açıklamalıdır.

Neyse..

Gazete Sahipleri Birliği, Tantan''ı kınayan bildiride herşeyi yazmış ama "tekelci medya" kavramının hiç kullanılmamasına özen gösterilmiş..

Demek "kartelci medya"dan sonra, "tekelci medya" da, yasaklı kavramlar arasına girmiş bulunuyor..

Nasıl "burun" veya "Yıldız" denilmesi 2''nci Abdülhamid tarafından yasaklanmışsa, şimdi de "tekelci medya" var yasaklar arasında.. İşin özeti bu..

٪d سنوات قبل
Ben sana hayran.. Sen cama tırman!..
Ukbe b. Nâfi’nin cehdi
İğne ve çuvaldız…
İhracatta Türkiye
Hizmet sektöründeki enflasyon işleri zorlaştırıyor!
Tarihin sonu ve ABD üniversiteleri