Cumhurbaşkanı’mız bir şey diyorsa bildiğindedir.

Sokağı adres gösterenlere verdiği cevap üzerinden tepinen siyasetçiler bilsinler ki oyun var oyun içinde.

Sokakları türlü bahanelerle karıştırmak oyunlardan biri.

Karışık sokaklardan iktidar devşirmeye kalkışmak son dönemlerin gözde oyunlarından biri.

Kazakistan bunun en son örneği.

Mısır’da bu başarıldı.

Seçilmiş Cumhurbaşkanı kendi kabinesinde görevli Savunma Bakanı tarafından askeri darbeyle alaşağı edildi.

Tunus vb yerlerde demokratikleşme sürecinin nasıl tersine çevrildiği de malum.

Kazakistan örneği üzerinde iyi durulmalı.

Orada oyun içinde oyun var.

Hamlelerin içinde Türkiye’ye yönelik olan da var.

Türk Devletleri Teşkilatı’nın kurulmasından sonra bölgenin en büyük ve en etkili devleti olan Kazakistan’da meydana gelen/getirilen sokak hareketleri tesadüfle açıklanamaz.

Görünür gerekçe, ekonomik koşullar.

Bir de demokratik siyasal sebepler.

Asıl perdenin arkasında ne var?

Önemli olan onu bilmektir.

Türk devletlerinin ekonomik ve siyasi açıdan bir birlik oluşturmaları sürecinde Türkiye’nin üstlendiği rol açısından bakıldığında kimlerin bundan rahatsızlık duyacağını varsaymak hiç de zor olmasa gerek.

Türkiye’nin yeni ekonomi modeliyle başarılı olması halinde bölgenin belirleyici bir siyasi aktörü olacağı sır değil. Bu haliyle bile kendisine rağmen kurulan denklemleri bozacak güce sahip olduğunu herkese gösteren Türkiye’nin ekonomik olarak çok daha güçlü olması halinde nelere muktedir olabileceğini o malum güçler biliyorlar elbet. O yüzden zayıf bir Türkiye olsun istiyorlar.

Kazakistan üzerinden Erdoğan liderliğindeki Türkiye’ye verilen mesaj gayet açık.

Ayrıca Türkiye ile birlik oluşturan diğer devletlere verilen mesaj da…

Kazakistan’da öngörülen iktidar değişimi gerçekleştirilemedi ama iktidarın siyasi ve askeri gücü bağımlı hale getirildi.

Bunun altını önemle çizmek gerekir.

Sokak hareketlerinin arkasında hangi uluslararası gücün olduğu yakında netlik kazanır. Görünen o ki şimdilik kazançlı çıkan tek ülke Putin’in Rusya’sı oldu.

Kazakistan sadece Rusya’nın nüfuzunu kırmak için değil Çin’in ekonomik hegemonyasını bitirmek mücadelesinde de kritik öneme sahip bir devlet. Türkiye’nin siyasi ve ekonomik gücünü kırmak açısından da nirengi öneme sahip. Bu ayaklanmanın arkasında ABD varsa şimdilik itibariyle kazanan Rusya oldu. Çin’in bu duruma vereceği tepkiyi görmek lazım. Çin’in Kuşak Yol Projesi’nin kilit ülkelerinden biridir Kazakistan. Rusya’nın Çin’i dışlayan bir politikası olursa orada yeni oyunlar ve kamplaşmalar kaçınılmaz hale gelebilir.

Dedim ya oyun var oyun içinde.

Sokaklar bu oyunların prova alanı.

Son dönemlerde sokaklardan iktidar devşirmek en kolay yol haline geldi.

Türkiye’de bu yol defalarca denendi. Başarılı olunamayınca askeri darbe için düğmeye basıldı. 15 Temmuz o sürecin devamı niteliğindeydi. Halk direnişiyle bertaraf edilince amaç değişmedi ama yeni oyunlar devreye alındı.

Ekonomik terör, oyunlardan biriydi.

Türkiye’nin ekonomisine saldırılar başladı.

Pandemi bu oyun için paha biçilmez bir imkân sağladı.

Amaç belliydi: Ne pahasına olursa olsun Erdoğan’ı devirmek.

ABD Başkanı’nın açıkladığı bu amaç, 15 Temmuz’un devam edeceğinin bariz bir ifadesiydi.

İçerideki elemanlarla iki şeyin altı çizilecekti:

-Ekonomi çöktü. Bunun müsebbibi Erdoğan’dır.

-Türkiye Erdoğan’la ve Başkanlık sistemiyle birlikte demokrasiden uzaklaştı. Hukuk ve adalet kalmadı.

Tek çare: Erdoğan’dan kurtulmak. Bunun için de derhal seçim.

Niçin derhal seçim?

Çünkü pandemi ve ekonomik koşullar bunun için gerekli olan zemini ziyadesiyle sağlıyor.

Yarın ekonomi düzelirse muhalefetin Erdoğan karşısında hiç şansı kalmaz biliyorlar.

Ekonomik koşulları kaşıyan sokak çağrıları ve bunun daha rafine biçimi olan siyasi mitingler işbu amaca hizmeti amaçlayan hamlelerdi.

Kazakistan’ı karıştıranlar Türkiye’yi de karıştıracak bir iklimin hazır olduğuna inanıyorlardı.

Türkiye bu anlamda asıl hedef ülkeydi.

Kazakistan’da denenen şey başarılı olsaydı Türkiye için de düğmeye basılacaktı.

Cumhurbaşkanı’nın sokak konusunda o uyarıcı mesajı vermesinin, en önemlisi de 15 Temmuz’daki halk direnişini örnek göstermesinin sebebi de buydu.

Bunu anlayacak siyasi akıl olmayınca, önünü görmekten yoksun elemanlar da televizyon ekranlarında boş beleş polemiklerle konuyu saptırma yoluna gittiler.

Amerika’dan ses veren bir elemanın “Ordu Erdoğan’a el çektirmeli!” yollu mesajlar vermesinin aynı zaman dilimine denk gelmesini de not edin ki o aklı evvellerin bilerek veya bilmeyerek kimin oyun planında figüranlık yaptıklarını bilesiniz.

Kazakistan’ı sadece Kazakistan üzerinden okuyanların aklına şaşarım vesselam…