|
Akort meselesi önemli

Kam kam kam, pan pan pan, ya ya ya... Kam kam, pan pan, ya ya... Kam, pan, ya... Kampanya!

Kekemelik dilde belli olur. Dilini çıkarmakla da değil, konuşurken.

Bir yazarın kekeme olup olmadığı ise, yazısına bakarak anlaşılmaz.

Ola ki bir yerde karşımıza çıkıp iki laf etsin.

O halde yazıda kekelemenin başka bir anlamı olmalıdır.

Ve vardır da.

*

Çeşitli promosyon kampanyaları yapılıyor.

Şu kadar kupona şu büyük eser, bu kadar kupon karşılığında bu haritalar, o kadar kupona o küre...

İsteyene yanında bir alet, bir de edevat.

Yahut emlak üzerine, otomobil üzerine kampanyalar, her türlü kredi için kampanya...

Kimbilir bugün bu kampanya kelimesi dilime nereden geldi?

Şu saydıklarımın hangisinden etkilendim de farkında olmadan kampanyayı kekelemeye başladım.

Hecelemeye de diyebiliriz.

*

Her sene mübarek Ramazan geldiğinde medya dünyamızda özellikle dini konularda tartışmalar başlatılırdı.

“Hocam, şu orucu bozar mı, böyle yapsam oruç sakatlanmış olur mu”dan başlayan ve tam gaz ilerleyen ateşli, dumanlı tartışmalar.

Kurban Bayramı yaklaşırken bu defa kurban kesme üzerine yapılırdı.

“Tavuktan yahut balıktan kurban olur mu”dan başlar, “Kredi kartıyla kurban kesilir mi”ye kadar giderdi.

Ana haber bülteninde ele alınan konular, daha sonra, özel tartışma programlarıyla sabahlara kadar uzatılırdı.

Çeşitli renklerde hocalar bu programlara katılmayı pek severlerdi.

Bembeyaz hocamız en başta gelirdi.

*

Bu seneki Ramazan''da o türlü tartışma konuları pek çıkmadı.

Ya senelerden bu yana bütün meseleleri hallettik, ya da sıkıldık artık.

Bu konulardaki tartışmalar, birbirini takip eden, birbiriyle yarışan kampanyalar halinde gözümüze gözümüze sokulmaya çalışılmadı.

Onun yerine yeni bir konu attılar ki ortaya, bir ay boyunca, neresinden istersen orasından çekiştir.

Malezya olmak ya da olmamak!

İşte bu seneki mesele.

Bu kampanyaya katılmayan kalmadı, pek çok renkteki hocalar mevzu için kollarını sıvadı, genzini boğazını temizledi ama biz yine de Beyaz hocamızı aradık doğrusu.

*

Bu tartışma sayesinde Malezya''nın nerede olduğunu, nüfusunu, yönetim şeklini bize benzeyen ve benzemeyen yönlerini ve daha pek çok şeyi öğrendik.

Böyle böyle her sene bir ülkeyi ele alsak, fena mı olur?

*

Yine de şu saydıklarımın etkisi ne kadardır, tam olarak bilemiyorum.

Bir ''kampanya'' kelimesine kafayı takacak ve heceleyecek kadar niye önem verdiğimin farkında değilim.

Belki de sahurda sokağımızdan geçen davul yüzündendir.

Davulcunun davulundan çıkan ses yüzünden.

Yalnız gariptir, davuldan “dan dan dan” diye ses çıkması beklenir değil mi?

Bizimki öyle değil.

“Plof plof plof” diye ses çıkarıyor davulcu tokmağını vurdukça.

Hem de ilk günden beri aynı ses, aynı plof.

Herhalde akordu bozuk; derisi yeterince gergin değil.

17 yıl önce
Akort meselesi önemli
Küfre küfür, kâfire kâfir diyememek
Batı çalar, CHP oynar…
Rusya yaptırımları, ABD’nin Türkiye uyarısı ve çifte standardı
Nüfus
Yasa ve toplumsal meşruiyet: 6-8 Ekim davası