|
Kim arar, ne söyler, kim dinler?

Nilüfer söylüyordu şarkıyı... "Kim arar söyle kim arar, vefasız olanı kim arar..." diyen sesi yine kulaklarımda yankılanıyor.

Yıllar öncesinin sevilen şarkılarını bir araya getirerek nostalji albümleri çıkartan Muazzez Ersoy söyledi sonradan.

"Böyle güzel olmasan, öyle tatlı bakmasan, kim arar seni kim arar..."

Aslında sevdiği kişiyi kimlerin aradığını merak etme durumu söz konusu değil burada.

Şarkıda değil ama başka yerlerde çok mühim bir husus bu.

Sadece kimlerin aradığı merak konusu olmuyor, bir de ne vakit aradığı, neler konuşulduğu önem kazanıyor.


* * *

O kadar ki telefon konuşmaları kayda geçiriliyor, deşifre ediliyor, birilerine servis yapılıyor.

Kimler dinlenmiyor ki...

Hasan Celal Güzel yazdı.

Adnan Menderes, Recep Peker, Mesut Yılmaz, Cemal Gürsel, Turgut Özal, Tansu Çiller, Bayram Meral, Ersönmez Yarbay, Hasan Celal Güzel, Uğur Mumcu, dinlenildikleri resmiyet kazananlar arasında.

Başbakanlardan cumhurbaşkanlarına, bakanlardan milletvekillerine, müdürlerden genel müdürlere, emniyetçilerden askerlere, parti başkanlarından sendika başkanlarına, işadamlarından işkadınlarına, sporculardan mühendislere kadar upuzun listeler çıkarılabilir.

Ama emin olun, hiç kimse o listeyi noksansız hazırlayamaz.

Çünkü dinleyenler de çeşit çeşit.

Listeyi tamamladığını zanneden bir bakar ki öteki de dinlenmiş, beriki de.

En iyisi konuşmaları dinlenmeyenleri saymalı.

O daha pratik.


* * *

Harp Okulu Komutanı Tümgeneral Reha Taşkesen, istifa etti ve öne sürdüğü telefonlarının dinlenildiği iddiasi üzerine bir haftadır ülke gündemine bu konu oturdu.

Peki ya anayasada teminat altına alınan özel hayatın mahremiyeti? Sorusuyla ayağa kalkacak olanlara verilecek cevap basit: Ne özel hayatı kardeşim!

Sanatçıların topluma mal olmuş kişiler olduğunu ve dolayısıyla özel hayatın söz konusu olamayacağını iddia edenlerin, yıllarca mahremiyeti savunanlarla yaptığı tartışmalar gibi, devlet adamlarının da toplumun gözü önünde olan kişilerin de hayatlarının her noktasının didiklenebileceğini düşünenler bulunuyor.

Hâlbuki özel hayatın mahremiyeti herkes için geçerli bir ilke. Ayrım yok.


* * *

Taşkesen Paşa telefonlarının dinlendiğinden bahsedince peş peşe açıklamalar geldi.

Genel Kurmay, MİT, Emniyet, Telekom ve Jandarma sırayla dinlemediklerini açıkladılar.

Öyleyse kim dinledi sorusu, sahipsiz çocuk gibi ortada kaldı.

Biraz daha zaman geçsin, sorunun sahibi götürüp cami avlusuna bırakacak.


* * *

İlke bazında bakınca ayrım olmadığı sanılabilir ama kazın ayağı davul çalınınca da tek durur mu?

Fatih Çekirge, TSK içinde santrallerin istihbarata karşı koyma, casusluk faaliyetlerine karşı koyma ve sır saklama gibi sebeplerle zaten dinlenmekte olduğunu, ayrıca kritik görevlerde bulunanların aynı sebeplerle dinlenildiğini, özel bir dinleme yapılmadığını askerî kaynağından aldığı bilgiyle açıkladı.

Hiç kimsenin de ağzı bu bilgi karşısında açık kalmadı.

Öyleyse niye tartışıyoruz?


* * *

İnsanoğlu tuhaf arkadaş!

Bazıları "kimse beni dinlemiyor" diye şikâyet eder, bazıları da dinlendiği için.

Kimileri de fark ettiği zaman hem dinleyene, hem dinletene küfrü basar, Hasan Celal Güzel gibi.

Ben ne küfrediyorum öyle durumlarda, ne şikâyet.

Tek dileğim, dinleyenlerin gerçek ile şakanın ayrımına varabilecek birileri olması.
18 yıl önce
Kim arar, ne söyler, kim dinler?
Ukbe b. Nâfi’nin cehdi
İğne ve çuvaldız…
İhracatta Türkiye
Hizmet sektöründeki enflasyon işleri zorlaştırıyor!
Tarihin sonu ve ABD üniversiteleri