|
Rıfkı’nın araba hikâyesi

Bizim Rıfkı, yıllar önce bir araba almıştı. Zaman içinde eskidi tabii. Fakat o kullanmaya devam etti.

Daha önce de birkaç tane arabası olmuştu ama bu sonuncuyu elden çıkarmamak için epeyce direndi.

İnsanın arabasıyla olan ilişkisi üzerine ne kadar çok söz söylenebilir.

Yoldan çevirdiğimiz herhangi birine, eline çok para geçse ne yapacağını sorsak, iki madde öne çıkar.

Bir ev, bir araba.

Öncelik sırası bazılarında değişir de.

*

Rıfkı’nın arabasının başına neler geldi, bir bilseniz.

Yakından takip ettiğim için, neredeyse hepsinden haberdarım.

Tam bir macera.

Bir tarihte ön cama taş gelmişti. İri bir taş.

İlk zaman, kısa olan çatlak zamanla büyüdü, boydan boya uzadı.

Mecburen camı değiştirdi.

Şehir trafiğinde ufak tefek dokunuşlar, darbeler oldu, çizikler oluştu.

Bazen tampon değişti, bazen göçen kapı yenilendi.

Elektrik kabloları eskidi, komple değiştirildi.

Kalorifer arıza yaptı, elden geçirildi.

Balatalar, akü, lastikler, defalarca yenilendi. Silecekleri de unutmayalım.

Motor sık sık arıza yapmaya başladı.

*

İlk yıllarda servise götürürdü. Derken fiyatları yüksek gelmeye başladı.

Tanıdık bir tamirci var mı diye çevresinde sordu soruşturdu. Buldu da.

Darbeler sebebiyle oluşan göçük yerlerine kaç defa macun çekildi; sağı solu, önü arkası, tavanı kaç defa boyandı.

Sık sık gidip gelmekten tamircilerle akraba gibi oldu. Bütün akrabalarından daha sık görüşüyordu.

Kaportacı, motorcu, camcı, döşemeci, elektrikçi… Hepsiyle.

Ufak tefek dokunuşları ve ardından yapılan müdahaleleri saymazsak, kaç defa ciddi tamir yapıldığını sorarsanız, Rıfkı da sizin dalga geçmeyeceğinize inanır, emin olursa, “Tam on dokuz defa” diye cevap verecektir.

*

Yıllar içinde on dokuz defa ciddi şekilde elden geçirilen, birçok yeri değiştirilen arabanın orijinalliği kalmadı, takdir edersiniz ki.

Çevresindekilerin telkinine yıllarca dayandı.

Değiştir artık şu arabayı diyenlerden uzak dururdu.

Ancak son iki senedir, öyle konuşanlardan kaçmayı bıraktı.

Yeni bir araba alsam iyi olacak diye düşünmeye, bu düşüncesini çekinerek de olsa dile getirmeye başladı.

*

Rıfkı’nın son iki senedir böyle düşündüğünü ilk sezen ben oldum.

Sıfır bir araba almak istiyor. Gıcır gıcır. Pırıl pırıl.

Hazırlık da yapmış belli ki. Ama henüz tam bitmiş değil.

Biraz daha birikime ihtiyaç var anladığım kadarıyla.

Sonra aile fertlerine danışacak.

Ortaklaşa varacakları karara göre, yepyeni bir araba için harekete geçecek.

*

Araba fiyatları her gün artıyor diye Rıfkı’nın işi zor gibi gelmesin.

Önemli olan niyetine girmek. Gerisi gelir.

Emektar arabayı ne yapacak diye düşünmeyelim.

Ya hurdaya çıkarır, ya bir kenarda saklar.

Orasına kendi karar verecektir.

Emin olun, o arabayı el almaz.

Kimse ona para vermez. Kaç defa yolda bıraktı.

*

Rıfkı’nın araba hikâyesi böyle.

Tıpkı bizim
hikâyemiz gibi.

Siz arada bir fark gördünüz mü?

O da Rıfkı’nın arabası gibi on dokuz defa ciddi tamir gördü, değiştirildi.

Bu yüzden yamalı bohça gibi.

Üstelik yenisine ihtiyaç olduğu konusunda herkes mutabık.

#Anayasa
#İhtiyaç
#Değişim
3 yıl önce
Rıfkı’nın araba hikâyesi
“Almanlar et başında”
Varsıllar vergi ödemesin!
Amerikan Evanjelizminin Trump’la imtihanı
Genişletilmiş teröristan projesi böyle çöktü
İsrail’le ticaret ve Deutsche Welle