Brezilya eski Devlet Başkanı Goulart''ın mezarı, ölümünün üzerinden otuz yıl geçtikten sonra açıldı.

Sebep zehirlenme şüphesi.

Bu kararı veren kurumun adı ''Gerçekleri Araştırma Komisyonu''.

Aynı komisyondan bizde olsa, kısaca GAK derdik.

Turgut Özal''ın mezarı da aynı sebeple açılmıştı.

O dava ile ilgilenenler, nasıl sonuçlanacağını merak ve sabırla bekliyor.

Fakat sanki bizdeki kurumun adı da Brezilya''dakiyle aynı imiş gibi ''gak-guk'' ile zaman geçiyor gibi.

*

Bir başka merhum lider Yaser Arafat için de zehirlenme ihtimali gündeme geldi.

Hem de ''yüksek'' tarafından.

Olağan şüpheli İsrail.

*

Gözlerin İsrail''e çevrilmiş olması, hiçbir İsrailli yetkiliyi tedirgin etmiş sayılmaz.

İki dakika bile beklemeden, tereddüt etmeden ''Biz zehirlemedik'' diyorlar, ''Niye zehirleyelim? Zaten yaşlıydı, hastaydı vs.''

İlginç adamlar şu İsrail yöneticileri.

Hakikaten ilginç.

''Niye zehirleyelim? Nasıl zehirleyelim?'' türünden sorular peş peşe sıralandıkça, şüphenin güçlendiğini görmüyorlar mıdır ne?

*

İlk sırada akla İsrail''in gelmesi, elde herhangi bir delil olmadıktan sonra, boş bir iddia olmaktan öte gidemez elbette.

''Ancak İsrail değilse neresi?'' sorusuna mantıklı cevap bulmak da pek mümkün görünmüyor.

Kenya mı o işe kalkışacak, Letonya mı, Moğolistan mı?

Bunları çok alakasız bulduysanız, Fransa, İngiltere ve ABD''yi sayabiliriz.

Rusya''yı da eklesek bir şey değişmez.

Hiç biri İsrail kadar şüphe mıknatısı değil.

Arafat''ı abluka altında ışıksız tutanlar kimdi?

*

Yaser Arafat''ın yaşıyla ilgili iddialar da esaslı bir fıkra ile boy ölçüşecek derecede.

Arafat''ın yaşıyla, İsrail''de halen görev yapan üst düzey yöneticilerin yaşlarını mukayese etmek yeterli.

Arafat onların yanında delikanlı sayılır.

*

Bir Amerikan filminden bir sahne hatırlıyorum.

(Filmin adını da hatırlasaydım ne iyi olurdu.)

Kaçaklar sınırı geçip Meksika''ya ulaşmışlar.

Peşlerine düşen atlılar, izleri takip ederek sınıra yakın bir Meksika kasabasına giriyorlar.

Atlar da atlılar da ter içinde, hepsi aşırı yorgun.

Duvar dibinde çömelmiş, birkaç kişi var.

Yolun ikiye ayrıldığı yerde, kaçakların hangi yöne gittiklerini soruyorlar onlara.

Dizlerini katlayıp pinekleyen Meksikalılar ''Şu tarafa'' diyerek elle işaret ediyorlar.

Atlılar ne yapıyor?

Tam aksi yöne sürüyorlar atlarını.

*

Ne dersiniz?

Filmdeki o sahne ile Arafat''ın zehirlenmiş olabileceğine dair iddiaların ortaya atılması üzerine ''Biz yapmadık'' diyenlerin açıklamaları arasında bir bağlantı kurulabilir mi?

Hiç değilse ''aksi istikamete bakmak'' açısından...

*

Her şeye rağmen hükmünü peşin vermiş gibi görünmek istemem.

Sözün burasında son olarak şu hususu tekrar edeyim...

Şüphe ile hareket edilemez.

Karar vermekse hiç mümkün değildir.

O halde, yapılması gereken, sağlam deliller ve tarafsız yargılama.

Bundan öte, şundan beri, her ne denirse densin, dedikodudan öteye gitmez.

*

İster misiniz Arafat, Özal ve Goulart''ı zehirleyenler arasında bir bağ olduğu ortaya çıksın?

Yine de fazla ümit beslemeye gelmez. Bekleyelim, bakalım. Olur ya, belki görürüz.