|
Gel beraber içelim kahveyi

Sümmani der ki “İnsanoğlu gamdan hali değildir / Her birini bir efkâra yazmışlar”.

Ervah-ı ezelde yazılanlara ne diyebiliriz ki? Bu cevap bekleyen bir soru değil aslında.

Bir de âlem-i tivitır var.


Sanal dünyada yazılanlar çoğunlukla sulu sepken olsa da bazen şapka çıkartacak tespitlerle dolu halde çıkıyor karşımıza satırlar.

Orada mülaki olup pilaki paylaştığımız aziz kardeşim “Demir” var ki yazdığı her cümleyle bir eser inşa eder gibi. (demiryureksmile)

İnsan çok beğendiği bir manzarayı, bir güzelliği dostlarıyla sevdikleriyle nasıl paylaşmak isterse, ben de o kardeşimin yazdıklarını –izniyle- sizin de görmenizi istedim.

*

Yaşadığımız sürüm, modern hayatı desteklemiyor Usta.

Olduğu da, olmadığı da, artık çok fark etmiyorsa, olmuşsun demektir.

Ne şehitlerin kanına ne de anaların gözyaşına doydu bu topraklar. Şehitlerimiz var. Allah rahmet eylesin.

Hayatta ödediğiniz bedellerin fişini mutlaka alın, hesap günü lazım olur.

Gerçek dediğin nedir ki Hakikatin yanında?

Bir yetimin başını okşasa herkes, belki her şey düzelecek.

Her insan, kendine çıkmaz bir sokak.

Gelemem. (Şemsi Tebrizi)

Tefeciliğin resmileşmiş ve kurumsallaşmış adıdır bankacılık.

Çok dil bilmenin faydaları: Bildiği her dilde susabiliyor insan.

Dışarıda hava soğuk. Ceketimi, yakamı ve duruşumu düzelttim. Önümü ilikledim. Soğuğun kendine saygı duyduran özelliğini bir kez daha keşfettim.

Kar yağıyor yazayım da millet gökten düşen beyaz tanecikler de ne demesin sonra.

“Dünya’ya benzeyen iki gezegen keşfedildi.” Allah sonunu benzetmesin.

Bakıyorum da Amerika hiç keşfedilmese de olurmuş.

İnsana benzeyen robotlar, robotlaşan insanlar… Orta bir yerde buluşturacaklar sonunda bizi.

Millet de sanıyor ki, sadece denizde boğulur insan.

Türk solunun en büyük sorunu, sağının solunun belli olmaması.

ABD ve Rusya’ya hiç kimse “gidin de biraz da kendi evinizin önünde savaşın” demeyecek mi şu âlemde arkadaş?

Dost dediğiniz insanlara arada bir bakın, belki siz öyle zannediyorsunuz.

Allah jeopolitik ve stratejik konumun da hayırlısını versin her zaman.

Gün geçmiyor ki, bir gün daha geçmesin.

*

Sebepler dairesinin yarıçapı kaçtı?

İnsanın en masum ve savunmasız anı, çekirdek çitlediği andır.

Bingöllü, Kayserili, Ankaralı, Trabzonlu ve Tillolu beş köylü, Prag’da Kafka’nın mezarını ziyaret ettik. Kafka’nın kemikleri hâlâ sızlıyormuş.

Kayserili’den para istemişler, “Can değil ki veresin” demiş.

Günümüz hayır anlayışı: Sağ elle verirken, sol elle selfisini çekmek.

Allah’tan her duamız kabul olmuyor.

Doğu'da ve Batı'da hangi ülkeye giderseniz gidin, Türküm deyince ilk sözleri Erdoğan oluyor.

Ebabil çağırmaktan öte gidemeyen İslam dünyası.

En güzel kar, insanın çocukluğunda yağandır. Sonrakiler hep lapa.

İyilik yap denize at, bir yerde muhakkak kıyıya vurur.

Bu ucuz et işini çözemedim. Ucuz etin yahnisi şey değil miydi?

Araba kullanıyorum, arabanın panelinde birden uyarı çıktı. “Yorgun ve dalgınsın, istersen mola ver bir kahve iç.” diye. Gayri ihtiyari “beraber içelim” dedim.

Alman arkadaşa büfede sosisli sandviç ısmarlamak istedim. Yemem dedi. Neden dedim. “Üzerinde Helal yazıyor” dedi. Türk-Alman ilişkilerinin özeti.

Çünkü herkes bir gün iddiasından vurulur, tükürdüğünü yalar. Net.

Ne sıfırın ortasına bir delik daha açabilirsin, ne de sekizi yan yatırıp sonsuzluğa ulaşabilirsin.

280 karakterlik tivitleri okuyacağıma, gider kitap okurum.

Eskiden şairler aruz vezniyle çekerlermiş acılarını.

300 yıldır dinmeyen uykusuzluğumuz…

Çocukken, kurşun deyince, kalem gelirdi aklımıza sadece.

Feleğin çemberinden geçerken, pi sayısını 3 alın, rahat edersiniz.

Üniversite yıllarında derslerle olan ilişkilerimde alttan alan taraf hep ben oldum.

#Sohbet
#Sosyal Medya
#Kahve
6 yıl önce
Gel beraber içelim kahveyi
Zamanda ve mekânda bir uyanış: Sîdî Ukbe Ulucamii
19 Mayıs’a 10 gün kala…
Uluslararası doğrudan yatırımları çekmek
Enflasyon, döviz kuru beklentileri ve CDS
İsrail ve Batı’nın çifte standardı