|
Piyasalarda coşku sürüyor

Önceki hafta Cuma günü (2 Ekim) ABD''de açıklanan işsizlik verisinin ardından piyasaların ekonomideki gerçeklik duvarına çarptığı yorumları yapılmaya başlamıştı. Veriler ABD''de işsizlik oranının % 9,8 ile son 26 yılın en yüksek seviyesine ulaşmış durumda olduğunu ortaya koyuyordu. Ancak ne verilerin açıklandığı gün, ne de geçtiğimiz hafta piyasalar bu verileri dikkate almadı. Bilakis küresel piyasalar oldukça moralli bir açılışın ardından yüksek kazanımların tesis edildiği bir hafta yaşadılar.

Gelişmiş borsaların dahi önemli yükselişler kaydettiği haftada uzunca bir zamandır zayıf bir performans gösteren Tokyo Borsası dahi önemli bir çıkış yakalayabildi. Diğer gelişmiş piyasalardaki artışlar % 4''ün üzerindeydi.

MSCI yükselen piyasalar endeksinin % 4''ün altında artış kaydettiği haftada, yükseliş dinamiğinin özellikle gelişmiş piyasalardan geldiği, başta Güney Amerika ve Doğu Avrupa borsalarının bu dinamiğe oldukça tepkili bir cevap verdiği gözlemlendi.

Küresel piyasaların coşkulu olduğu bir haftada IMF ve Dünya Bankası''na ev sahipliği yapan ve dünyanın gözünün üzerinde olduğu Türkiye''de de piyasalar oldukça müspet kazanımlar kaydettiler. Toplantılar sırasında çeşitli kaynaklardan yapılan ve IMF ile üstelik çok daha büyük bir pakette, anlaşma sağlanma noktasına gelindiği şeklinde yapılan yorumlar, Türkiye piyasalarının küresel piyasalar ortalamasından daha iyi bir performans göstermesine sebep oldu. Her ne kadar, yetkililerden daha sonra yapılan açıklamalar, IMF ile ilgili rivayetleri yalanlamış olsa da, konjonktür piyasaların yeni seviyelerde tutunmalarına imkân sağlamış oldu.

Bu çerçevede İMKB-100''deki haftalık bazda % 7''nin üzerindeki artışla, İMKB''nin haftanın en fazla artan borsaları arasına girdiğini görüyoruz. Bu artışta hiç şüphesiz haftalık olarak % 11,5 artan bankacılık hisselerinin önemli bir katkısının olduğu yadsınamaz. 50 bin üzerinde yakalanan seviyenin en son Ocak 2008''de borsa aşağı yönlü düşüş kaydederken kaydedildiğini hatırlatalım.

Doların değer kaybettiği haftada avro – dolar paritesinin önceki haftaya nispetle % 1,04 yükselerek 1,475''in üzerinde kaldı. Paritede özellikle Pazartesi ve Perşembe günleri yönün yukarı olduğu, buna karşılık diğer günler gerilemelerin yaşandığı, ancak yönün belirgin bir şekilde yukarı yönlü olduğu kaydedildi. Paritenin bu seviyelerden destek alması durumunda avrodaki değerlenmenin 1,5 seviyesine kadar devam edebileceğini, buna karşılık mevcut seviyenin 22 – 23 Ekim tarihlerinde de tutturulduğu halde o noktadan geri geldiği unutulmamalı. Dolardaki düşüşün özellikle gelişmekte olan ülke para birimleri karşısında hızlandığı, sürecin hem ihracatçı Asya ülkelerinin para otoritelerince, hem de Avrupa Birliği''nce endişeyle izlendiğini ifade etmek gerekir. Asya ülkelerinde merkez bankalarının, uluslararası camiaya verdikleri sözlere rağmen, piyasalara müdahale yönünde girdikleri gözleniyor.

Dolardaki küresel zafiyetin Türk lirası karşısında da belirgin olduğu, içerideki coşkunun doları normalden de öte zayıflattığı görüldü. Bankalar arası piyasada haftayı 1,4655''ten kapatan dolar kurunun haftalık bazda % 1,8 gerilediği kaydedildi. Özellikle Pazartesi ve Salı günleri tesis edilen düşüşün ardından yaşanan toparlanma zayıf kaldı.

Tabii olarak dolardaki gerilemenin, geleceğe yönelik enflasyonist beklentilerle birleşmesi, emtia fiyatlarında da ciddi yükselişlere sebep oluyor. Ülkemizde de yakından gözlemlenen altının fiyatının geçen hafta % 5''e yakın bir oranda yükselerek ons başına 1,050 dolara kadar yükselmesi, medyada önemli bir yer tuttu. Altında bu seviyelerin rekor, gidişatın da daha bir müddet yukarı yönlü olduğunu kabul etsek bile, kısa vadede fiyatın 1,100 dolar seviyesinin altından geri döneceğini tahmin ediyoruz.

Öte yandan diğer emtiadaki artışın çok daha belirgin olduğunu da vurgulamak gerekir. Ham petrolün % 3''lük bir artış kaydettiği haftada, gümüş % 9,7, çinko % 9, nikel % 8,5, paladyum % 8 değerlendi.

Avustralya Merkez Bankası''nın politika faizini 25 baz puan arttırarak çıkış stratejilerini yeniden gündeme taşıdığı geçen haftada, piyasa faizleri ve LIBOR''da sterlin dışındaki para birimleri ve vadelerde düşüşlerin devam ettiği görülüyor. Faizler Türkiye''de de düşmeye devam etti. IMF ile anlaşma olacağı rivayetlerinin körüklediği düşüş, Hazine''nin hafta başında düzenlediği ihalelere 90 milyar liraya yakın bir talebin gelmesine sebep oldu. İhalelere ilgi, ikinci el tahvil piyasasına da yansıdı ve 11 Mayıs 2011 vadeli aktif kâğıtta faiz bir ara 7,6''a kadar geriledi. Ancak daha sonra yeniden % 8''in üzerine çıkan faiz oranının bu seviyede de tutunamadığı ve haftayı 7,96''dan kapattığı kaydedildi.

Piyasalardaki bundan sonraki yönünü kısa vadede, halka açık şirketlerin bilançoları etkileyecek. Şirket bilançoları ciddi bir zafiyet içermediği dönemde, mevcut dinamikler piyasalarda bir müddet daha yukarı yönlü harekete müsaade edeceğe benziyor.

14 yıl önce
default-profile-img
Piyasalarda coşku sürüyor
‘Beşikten mezara kadar ilim’
Sarhoştum, hatırlamıyorum
Suçlu kim?
Vergi artışı yerine yapılacaklar
Gazze’deki soykırıma ‘istisnaî’ kılıflar..