|
Kürtlerin Ortadoğu/İslâm Coğrafyasındaki Rolü ve Geleceği

Ortadoğu corafyasının kadim topluluklarından biri olup, Kafkas kavimlerinden Kassitlerle akraba olan Kürtler, Zagros dağ silsilesinden başlayarak, bu silsilenin batısına doğru daha çok Kuzey Mezopotamya''nın dağlık bölgelerinde yayılmış vaziyettedirler.

Dağ silsileleri çevresinde çoğunlukla, yarı-göçebe bir hayat tarzına sahip olan bu kavim, en çok içinden çıkardığı meşhur şahsiyetlerle ünlenmiştir. Bunun ilk bilinen örneği, Firdevsi''nin Şahnâme''sinde destanları anlatılan ünlü Rüstem-i Zâl''dır.

Hz. Ömer''in (r.a) hilâfeti devrinde, Milâdi 637 tarihinde başlayan fetihlerle İslam ile tanışan Kürtler''in Müslümanlaşma serüveni Emevilerin son dönemlerine gelindiğinde hemen hemen tamamlanır. Örneğin Hicri 133 tarihinde vefat eden Şeyh Halil El-Kürdî Es-Simmanî Tasavvuf-Tabakat kitaplarında en başta yer alan sufîlerdendir. (Bkz. Mahmud Hulvî, Lemezât-ı Hulviyye Ez Lemeât-ı Ulviyye)

Abbasiler devri ise, artık Kürtler arasında bir hayli ulemâ ve meşayihin yetiştiği bir dönem olmuştur. Abbasilerin son devrelerine gelindiğinde, Abbasi hilafetinin merkezi gücünü yitirmeye yüz tutması ile İslam âleminin birçok yerinde bölgesel hanedanlar yükselir. İran ve Horasan''da Samânîler, Mısır ve Suriye''de İhşidîler, Tolunoğlulları ve Hamdânîler bunun ilk örnekleridir. Kürtler arasında ise Silvan (Meyyafarkîn) ve çevresinde Bâd Bin Dostik ve yeğeni Hasan Bin Mervan''a dayanan, bir asra yakın hüküm süren Mervânî hanedanı doğar. Ardından, Surye ve Mısır''da Atabegler''e (İmaduddin Zengi ve Nureddin Mahmud Zengî) bağlı olarak yükselen Eyyûbî hanedânı (Eseduddin Şirkûh, Necmeddin Eyyûb kardeşler ve Necmeddin Eyyûb''un oğlu Selahaddîn Eyyûbî) yer alır. Bu her ikisi tarihteki en büyük Kürt hanedânları unvanını almıştır. (Bkz.İbn El-Ezrak,Tarihu Meyyafarkîn Ve Amid, British Museum Library, OR 5803,6310; İbn Vâsıl, Müferricu''l-Kurûb Fi Ahbari Beni Eyyûb, Kahire, 1955-2004,Cilt. 1-6)

Büveyhilerin komutanı olup Mısır''daki Şiî-İsmailî Fâtımî devleti adına hareket eden, Arslan El-Besâsirî''nin, Bağdat''ı kuşatıp tazyik etmesi üzerine, Abbasi halifesi tarafından kendisinden yardım/imdat talep edilen Selçuklu hükümdarı Tuğrul Bey Bağdat''a sefer düzenlediğinde askerlerinin çoğu Mervaniler''in verdiği Kürt gönüllülerden oluşmaktaydı. (Bkz. İbnu''l-Adîm, Buğyetu''t-Taleb Fi Tarihi Haleb; Sıbt İbnu''l-Cevzî, Mirâtu''z-Zamân Fi Târihi''l-A''yân)

Milâdi 1071''de Büyük Selçuklu hükümdarı Alparslan''ın, İmparator Romen Diyojen komutasındaki Bizans ordusuna karşı zaferle çıktığı Malazgirt Meydan Muharebesi''nde Mervânî emiri Nizâmuddin''in 10.000 civarındaki Kürt askeri de yer almıştı.

Selahaddin Eyyûbî''ye gelince, Mısır''da, Abbasilere rakip, İsmali Fâtımî devletini ortadan kaldırarak Kahire ve Şam''da Abbasi halifesi adına hutbe okutur. Mısır''da Şâfiî mezhebini tekrar ikame eder. Selahaddin''in hükümdarlığında, Haçlılara karşı verilen mücadelede, özellikle Kudüs''ün Haçlılardan istirdadında Kürtler, sergiledikleri öncü rolle, İslam tarihinde zirvede oldukları dönemi yaşamaktaydı. Öyle ki, Eyyubî hanedanının H. 571-655 yılları arasını kapsayan tarihini içeren Hazrecî''nin Arapça eseri “Tarihu Devleti''l-Ekrâd-Kürt Devleti Tarihi” adını taşımaktaydı. (Bkz. Muhammed bin İbrahim bin Muhammed bin Ebi''l-Fevâris Abdülazîz El-Ensârî El-Hazrecî, Târihu Devleti''l-Ekrâd, Miilet Genel(Hekimoğlu Ali Paşa) Kütüphanesi, No:695)

Mervâni ve Eyyûbî hanedanlarının parçalanması akabinde ise Kürt toplulukları irili-ufaklı beyliklere bölünür. Nasıl ki, Anadolu Selçuklu devletinin M. 1308''de Sultan Mesut''un ölümünün ardından, parçalanarak Anadolu''da Karamanoğulları, Karesioğulları, Menteşeoğulları, Candaroğulları, Aydınoğulları, Osmanoğulları gibi birçok beyliğin ortaya çıkması gibi.. Kürtler arasında, Mervanîler ve Eyyûbilerden sonra bu irili ufaklı beylikleri bir daha bir araya getirp itaat altına alabilecek büyük çapta bir hanedan çıkmadı.

Kürt toplulukları içinde, Kilis''te Canpolatlar, Hasankeyf Eyyûbîleri, Şirvan Beyleri, Palu Beyleri, Çemişgezek Beyleri, Bitlis Mirleri, Hakkarî Mirleri, Mirdas Beyleri, Cizre/Botan Beyleri, Erdelan Beyleri, Mahmudî Beyleri, İmâdiye Beyleri, Babanlılar gibi irili-ufaklı otuz kadar beylik peyda olur. Bu beylikler, Moğol istilaları, İlhanlılar, Timurlular, Memlüklüler, Akkoyunlular devirlerinde de varlıklarını bir şekilde sürdürürler.

Osmanlı''nın yükseliş döneminde ise 25 civarında Kürt beyliği bulunmaktaydı. İran ve Horasan''da Safevî devletinin yükselişi aşamasında, 1501''den sonra, bu beyliklerin hükmettiği topraklar Safevî istilasına uğrar. Yavuz Sultan Selim 1514''te Çaldıran seferine çıktığında Safeviler Anadolu''da Maraş ile Tokat''ın doğusunda yer alan bölgeleri hakimiyetleri altına almıştı. Kürt beylerinin çoğu Şah İsmail tarafından hapse atılır. Yerlerine Ustaclıoğlu Mehmed Bey ve kardeşi Karahan gibi valiler gönderilir. Bunu üzerine Kürt beylikleri ünlü Kürt alim ve devlet adamı İdris-i Bitlisî''nin aracılığıyla Osmanlı''ya itaatlerini bildirirler. 25 Kürt beylik ve mirliğinden 24''ü Osmanlı''ya bağlanır. Safevilerin tarafında ise sadece Erdelan Beyi Halid Bey ve çocukları kalır. Osmanlı idaresi beyliklerin statüsünü askerlik ve vergi karşılığında tanır. Bu beyler aşiret mensuplarından oluşan askerleri ile Çaldıran Savaşı akabindeki, bir yıl süren ünlü Mardin Kuşatması''na katılırlar. Bölgedeki bu statü 300 yılı aşkın olarak, Tanzimat dönemine kadar süregelir. Bu dönem aralığında, bu Kürt bey sülalelerinden bir kısım Osmanlı devlet adamı, uleması ve paşası da yetişir. Bunun en başta gelen örneği Kilisli Canpolatzadelerdir. Canpolat Bey Kıbrıs''ın fethinde önemli bir rol oynar ki, halen türbesi Magosa''dadır. Yine bu aileden Canpolatzade Hüseyin Paşa Bosna Beylerbeyliği görevinde bulunmuştu.

Bu konuya devam edeceğiz.

12 yıl önce
Kürtlerin Ortadoğu/İslâm Coğrafyasındaki Rolü ve Geleceği
“Almanlar et başında”
Varsıllar vergi ödemesin!
Amerikan Evanjelizminin Trump’la imtihanı
Genişletilmiş teröristan projesi böyle çöktü
İsrail’le ticaret ve Deutsche Welle