Geçtiğimiz hafta içinde Türkiye çapındaki 46 SİAD başkanı Mersin''de biraraya geldi. Hükümet deprem felaketlerini araç olarak kullanarak, Uluslararası Para Fonu (IMF) ile yaptığı anlaşma çerçevesinde, hazırladığı vergi paketinin hazırlıklarını yaparken, özel sektör temsilcileri de hükümetin yapması gerekenleri konuşuyordu. Görüştüğümüz SİAD başkanlarına göre oldukça yararlı geçtiği belirtilen toplantıda, özellikle kamu bankalarının özelleştirilmesi ve kamu harcamalarında tasarrufa gidilmesi üzerinde duruldu. 46 SİAD başkanı ve bin 37 işadamının yaptırdıkları anket çalışmalarından alınan sonuçlara göre 5-6 madde üzerinde özellikle durulan toplantılarda, dikkat çeken bir çok nokta var. Bunlardan birincisi ve bize göre en önemlisi, "Bölgesel Stratejik Araştırma ve Teknoloji Merkezleri"nin kurulması kararının alınmış olması. Bu kararın yanısıra, toplantıda alınan diğer kararlar ise şöyle; Türki Cumhuriyetler''de ofislerin açılması, komşu ülkelerle ilişkilerin iyileştirilmesi ve sınır ticaretinin geliştirilmesi, Ar-Ge çalışmalarına önem verilmesi ve yeni teknoloji transferi.
Öte yandan, 3. SİAD zirvesinin gündem konularından biri de Güneydoğu Anadolu Bölgesi idi. Zirveye katılan işadamları tarafından GAP''a gösterilen ilgi büyüktü. GAP''ın uluslararası bir proje olduğunun ve bu projenin çok iyi değerlendirilmesi gerektiğinin üzerinde durulurken, bölgenin ekonomik ve sosyal kalkınmasına katkıda bulunacak girişimlerin desteklenmesi kararlaştırıldı. Toplantıdan, Güneydoğu Anadolu Bölgesi için sevindirici bir karar daha çıktı. O da, 4. SİAD zirvesinin Şanlıurfa''da yapılması kararının alınması oldu. Mersin''de yapılan toplantıya katılan bölge işadamlarını çok sevindiren karara göre SİAD Başkanlar Kurulu birinci toplantısını Kıbrıs''ta, ikincisini Ağrı''da yapacak 4. SİAD zirvesi de Şanlıurfa''da yapılacak. Bölge işadamları kararla ilgili olarak, zirve boyunca gerek siyasilerin gerekse özel sektör temsilcilerinin ilgilerinin bölgeleri üzerinde olacağını, bu nedenle alınan kararın bölgeleri için çok önemli olduğunu söylüyorlar.
Son üç ay içinde yaşadığımız deprem felaketleri, bugüne kadar geri plana atılmış bir çok konu yavaş yavaş gündeme gelmeye başladı. Bunlardan biri de deprem sigortası. Aslına bakarsanız sigorta şirketlerinin afet sigortası adı altında bu tür bir sigorta şekilleri var. Ancak 17 Ağustos Marmara depreminden sonra bazı sigorta şirketlerinin vatandaşlara verdiği cevaplara bakınca bu işe ne kadar gayrıciddi yaklaştıkları görülüyor. Sigorta şirketlerinden bazıları, deprem bölgelerinde evleri yıkılan müşterilerine, "Biz böyle büyüklükte bir depremi hesap etmemiştik. O yüzden zararınızı karşılayamayız" şeklinde gülünç açıklamalar yapmışlardı. Bu durum Türkiye''deki sigortacılık mantığının ne düzeyde olduğunu açıkça ortaya koyuyor. Ancak söylediğimiz gibi depremler büyük holdingleri de herekete geçirdi. Bu holdinglerden biri de Boyner Grubu. Boyner Grubu, geçtiğimiz hafta içinde dünyanın önde gelen sigorta şirketlerinden Amerikan Internatıonal Group (AIG) ile stratejik işbirliği yaparak "Sigorta" isimli bir şirket kurdu. Holdingin Yönetim Kurulu Başkanı Cem Boyner de, Türkiye''de sigortacılığın yeterince gelişmediğini kabul edenler arasında. Zaten bu nedenle böyle bir şirket kurduklarını söylüyor. Boyner Grubu''nun kurduğu Sigorta şirketi, depreme karşı kişisel sigortayı da gerçekleştirecek. Hem de yılda 4 milyon primle.
İş çevrelerinin son dönemdeki ilgi alanlarından biri Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı (GYO) sektörü. Bir çok büyük şirket GYO sektörüne büyük ilgi gösterirken, geçtiğimiz hafta içinde Koç Grubu''da GYO sektörüne gireceğini açıkladı. 2000 yılı Mart ayında faaliyete geçirilmesi planlanan Koç Holding GYO şirketi, konuyla ilgili çalışmalarını hızlandırdı. Geçtiğimiz hafta içinde Koç GYO Danışmanı Attila Köksal''la biraraya gelen holding yönetimi çalışmaların bir değerlendirmesini yaptı. GYO sektörüne gösterilen bu ilginin nedenini merak ettik ve Koç GYO Danışmanı Köksal''a sorduk. Köksal, 17 Ağustos ve 12 Kasım''da yaşanan deprem felaketlerinin sektöre gösterilen ilginin artmasında etkili olduğunu belirterek, amaçlarının Hazine arazilerinin GYO''lar aracılığı ile ekonomiye kazandırmak olduğunu söyledi. Devletin arazileri 10 yıl vadeli tahsis etmesi halinde bu arazileri değerlendirmek ve ekonomiye kazandırmak konusunda ciddi projeleri olduğunu belirten Köksal, toplu konut ve alışveriş merkezleri konularına sıcak baktıklarını ifade etti.
