Softalar adam olsa, bana ''Ayyaş'' demezdi.
Sarhoş etse her günah, kimse ayık gezmezdi!
Ülkemizde gündemin başlıca özneleri politikacılar, olayları ise felaketlerdir.
İlim, irfan, sanat ehlinin gündem belirlediğine şahit olmuyoruz.
Türkiye''de hayat, gündemde değil.
Ölüm ise aktüelliğini hiç kaybetmiyor.
***
Dücane Cündioğlu, [yaygın bir etki uyandırmasını, yoğun tartışmalar başlatmasını ümit ettiğim] ''Tanrıyı şehre çağırmalı'' başlıklı makalesinde [Hürriyet, 12 Mayıs] özetle şunları söylüyor:
1- İstanbul''un en çok kitap satılan muhitleri Beyoğlu, Beşiktaş ve Kadıköy iken Fatih, Eyüp ve Üsküdar''ın hali düşündürücüdür.
2- Beyoğlu, Beşiktaş ve Kadıköy aynı zamanda eğlence ve içki mekanlarının bulunduğu, gayrimüslim vatandaşlarımızın ikamet ettiği bölgelerdir.
3- Sevinç; haz ile anlamın buluşmasından doğar.
4- Yüksek kültüre elverişli şehirler; özgürlükçü, farklılıklara hürmet edilen ve anlamın yanısıra hazza da kucak açan yerleşimlerdir. [Kosmopolis]
5- Toplumsal eşitlik ile bireysel [ferdî] özgürlük çatıştırılmamalıdır.
6- Cumhuriyet dindarlığının dünyasını Cami şekillendiriyor. Anlam ile hazzı buluşturamadığından olsa gerek genellikle neşesiz ve hülyasız. Had ve hududdan ötesini bilmeyen bir dindarlık bu! […] Hüzünden bile uzak bir dindarlık. Farklı olanı (hoş)görme yetisinden neredeyse mahrum.
7- Şehrin çoğulculuğu sadece farklılıklar-arası gerilimin yol açtığı zenginliği ortaya çıkarmakla kalmaz. İnsana olduğundan daha farklı olabilmenin imkanlarını da sunar. Korkma, istersen değişebilirsin, der. Sana güven veren alışkanlıklarını gözden geçirebilirsin. […] Süreklilik ilkesinin yanısıra değişmenin heyecanından da mahrum etmez insanı.
8- Yaşam ilkesi, asla ideolojik müsamahasızlığın cenderesinde öğütülmemeli. […] Israr edilecekse, aşkta ısrar edilmeli.
Dücane Cündioğlu''nun yaklaşımları, barışa içerik kazandırma imkanı sunuyor.
Sevinçsiz barış olmayacağını düşündürüyor.
Ateşkesin ötesinde yapısal, ilkesel, kapsamlı, süreğen bir barış fikrine yaklaştırıyor.
Hazla yani sanatla ilgisiz ''anlam'', ideolojik, törensel, göstermelik ve katı bir şeye dönüşüyor.
Anlamla bağı kopmuş ''haz'' ise pornografiye intikal ediyor.
Aslında hayattan kopuk ''anlam'' da ölümden kaçan ''haz'' kadar pornografik.
Her ikisinde de aşka, dostluğa, insani yakınlığa mahal bırakılmıyor.
Şahsiyeti olmayanın hüviyeti hükümsüzdür.
Bireyi yok ederek toplum [örgüt, cemaat, grup…] olamayız.
Birlikte sevinemiyorsak, göstermelik anlam veya gösterişten ibaret hazla meşgulüz demektir.