|
Bizim futbol planımız ne?

85 milyonluk nüfusuyla bölgesinde büyük bir güç olduğu kabul edilen Türkiye, dönemsel başarıları bir kenara koyarsak futbolda istediği atılımı bir türlü ortaya koyamadı. 14+14 kuralı sonrasında ülke dışına çıkan futbolcuların oluşturduğu iklim herkesi umutlandırırken geldiğimiz noktada hala istediğimiz yerde değiliz. Yakın zamanda ülkemizde düzenlenen Şampiyonlar Ligi’ne şahit olduk. Finalde iki Türk vardı. İkisi de Almanya’da yetişmişti. İki Türk’ün finalde karşılaşması kulağa hoş gelse de bu adamların 85 milyonluk ülkeden çıkamıyor oluşu tartışılması ve üzerine tez yazılması gereken bir konu. Buradaki asıl mesele ise onlarca İlkay ve Hakan’ın altyapılarda yok oluşu. Gerekli özenin gösterilmemesi sonrasında futboldan kopması. Ya da seviyelerini alt liglerde değerlendirmeleri.


Avrupa’nın Brezilya’sı olabilir miyiz?

Hırvatistan, Avrupa’nın gelişmişlik seviyesi en düşük ülkelerinden biri olmasına rağmen her sezon dünya futboluna birilerini sunabiliyor, bu futbolcular sayesinde kulüpler dönüşümlerini sağlayabiliyor. Peki bunu nasıl yapıyorlar? Bakın Ajax, Benfica ya da Porto demiyorum bir Dinamo Zagreb kadar bile olamıyoruz. Ya da İskoçya’dan örnek verelim. Kısa bir süre önce Rıdvan Yılmaz’ın röportajını izleme fırsatı buldum. Rıdvan’ın söylediklerini eminim kimse umursamadı bile. “Öyle miymiş vay be” falan diyenler olmuştur belki. Milli futbolcumuzun söylediklerinin ardından Rangers’ın futbol organizasyonunu inceledim. Bizler için ilginç onlar için ise çok standart bilgilere ulaştım. Rıdvan Yılmaz, ‘ben 62 kilo gittim Rangers’a. Bana bir rapor yazdılar ve 65 kilo olmam gerektiği söylendi. Yediğim, içtiğim hatta uyku düzenime kadar karıştılar’ diyor. Türkiye’den giden futbolcuların gerçekle yüzleşmesi çok zaman almıyormuş gerçekten. Rangers’ın futbol disiplini, takımın başındaki hoca ile ilgili değil. İskoçların futbol idarecileri, bilimsel tüm veriler ışığında bir sistem kurmuşlar. Bu sisteme kim dahil olursa olsun buna teknik direktör de dahil, o kurala uyuyorlar. Mesela bizim kulüplerimizde bu sistemi kuracak yetkinlikte isimler var mı ya da gerekli isimlere bu görevler veriliyor mu? Rıdvan’ın yaşadığı Arda Turan’ın Atletico’da yaşadığından farksız ya da Salih Uçan’ın Roma’da yaşadığından da…


Arda Güler neden gitmek istiyor?

Son günlerde Arda Güler için konuşulan ve endişe edilen konu fiziğiyle ilgili. 2 yıldır Fenerbahçe’de maçlara çıkan bu oyuncu için hala bunları konuşuyor olmak bana kalırsa üzücü. Çok merak ediyorum, Fenerbahçe altyapısında birileri Arda’ya kaçta uyuduğunu sorup, ‘bugün şu kadar enerji sarf ettin, şunları yemen gerekiyor. Bugün fitnessta şu kadar vakit geçirmen gerekiyor’ diyerek bir plan program çizdi mi? Mesela Arda’nın kilosu kaç olmalıydı, ya da oldu mu? Fiziksel olarak bir plan yapıldı mı ve oyuncu bu plana uydu mu? Arda kalsın ve Türkiye’de izleyelim izlemesine ama bu çocuklar neden ayrılmayı tercih ediyor? Konunun para olmadığı da aşikar. Herkes biliyor ki bu çocuklar yetenekli olduklarının farkında ve gelişimlerini orada daha iyi yapacaklarını düşünüyor. Bizler öncelikle bu çocuklara gelişim alanı sağlamalıyız. Arda Turan’ın Atletico’ya gidişinde kişiliği hakkında söylenenlere ağlayarak verdiği cevapları hatırlayın. Bu çocuklar hepsinin farkında. Medyanın şu anda Arda için yaptığı güzellemelerin yarın bir gün tersine nasıl dönüş yapabileceğini ve hırpalanabileceğini en iyi Arda biliyor.


Tüm bunların neticesinde demem o ki; 85 milyonluk bir ülkenin Avrupa futbolunda daha etkili bir rol alması gerekiyor. “Coğrafya kaderdir” diyerek bu işleri yok sayamayız. Futbol ekonomisi büyümeye devam ediyor ve bu durum ekonomimiz için de büyük katkılar sunacaktır.

Son olarak futbolun patronu olan TFF’ye soruyorum: “Bizim futboldaki planımız ne? Biz ne yapmak istiyoruz?”

#Arda Güler
#Fenerbahçe
#Arda Turan
#Hakan Çalhanoğlu
#İlkay Gündoğan
10 ay önce
Bizim futbol planımız ne?
Evet sokağa çıkamayacak hale geleceksiniz!
Batı’da İsrail spiritüel bir tutkuya dönüştürüldü...
Din savaşı
13 şehit
İstanbul’da bir Yemenli âlim: Abdülmecid el-Zindanî