|
Kızılelma, onu daldan koparanındır

Dün, Türkiye''nin kaderini Kemal Derviş''in Washington''da bulacağı paradan çok daha fazla ilgilendiren bir gelişme yaşandı. "Kazakistan''ın Tengiz petrol bölgesinden, Rusya''nın Karadeniz''deki Novorossisk limanına inşa edilen bin 580 kilometrelik petrol boru hattı (Hazar Boru Hattı)''nın test amacı ile çalıştırılmasına başlandı ve hatta bu kapsamda ilk petrol bugün verildi." Bu sıradan gibi görünen haber cümlesi; Türk ve Türkî Cumhuriyetler halklarının Bakü-Ceyhan efsanesiyle yıllardır uyutulduğunu ve "Orta Asya''daki ABD-Türkiye ortak stratejik çıkarları" nutkunun bir palavra olduğunu ilan ediyor. Hazar Boru Hattı (resmi kısa adı KTK)''na petrol pompalanmasıyla birlikte Türkiye''nin "Kızılelma"larından birisi dalından koptu, Rusya''nın ağzına düştü. Bu kötü haberin maliyeti; eğer Bakü-Ceyhan efsanesinin yarısı bile doğruysa yıllık minimum 10, maksimum 15 milyar dolardır. Ayrıca, Avrasya stratejimizin temelinde enerji hatları yer aldığına göre, asıl maliyeti Orta Asya''dan bir daha dönmemek üzere ayrılmakla ödeyeceğiz demektir.

Üstelik, Haziran ayından itibaren artık hergün Boğaz''ın mavi sularına mahzun mahzun bakıp Rus petrolünü dünyaya taşıyan tankerlerden fal da tutacağız. Halen, yıllık 40 milyon varil olan Boğaz''dan geçen petrol yüklü tanker sayısı yıl sonunda 66 milyon varile, önümüzdeki birkaç yılda ise 72 milyon varile çıkacak. Ne kadar, "olmaz, izin veremeyiz, Boğazlar''ın güvenliği tehliye girer vs." deyip efelensek de altına imza attığımız kapı gibi Montrö Sözleşmesi nedeniyle, yüreğimize taş basıp tankerlerin İstanbul ve Çanakkale Boğazları''nda yapacakları sörflere izin vermek zorunda kalacağız.

Biz, kağıt üzerinde 10 yıldır hayal kurup, hayal üretirken KTK, bölgede geleceğin bütün enerji stratejilerini kuşatmış bulunuyor. "Sözde" Bakü-Ceyhan Boru Hattı''ndan pompalanması tasarlanan yıllık 50 milyon ton petrol daha uzun yıllar Azerbaycan kuyularında yatacak; KTK''dan ise deneme çalışmaları çerçevesinde 7-8 milyon ton, yıl sonundan itibaren normal çalışma rejimine geçildiğinde de 28,2 milyon ton petrol akacak. Önümüzdeki yıllarda, bu kapasite 67 milyon tona ulaşacak.

Peki, arkasına koskoca Amerika''yı alan Türkiye nasıl oldu da böyle çuvalladı?

Cevabı basit.. Ne Türkiye arkasına Amerika''yı aldı ne de Amerika Bakü-Ceyhan''ı ciddiye aldı ve bu hatla bölgede siyasi güç oyununa girmeyi rasyonel bir politika olarak benimsedi. Bunlar olmadığı gibi, petrol devi Amerikan şirketleri de, fizibilitesi bir türlü Hazar Hattı''ndan daha kârlı hale gelemeyen Bakü-Ceyhan''ı hiçbir zaman benimsemediler.

Biz, Amerika ile elele Orta Asya''da yeni ufuklara açıldığımızı zannederken başta ABD olmak üzere birçok Batılı petrol şirketi Hazar Hattı Konsorsiyumu''na dolarları yatırmış, hisselerini almıştı bile. "Rus hattı" dediğimiz KTK''nın hisselerinin yüzde 50''si Chevron, LukArko, Mobil, Shell, Agip gibi petrol devlerinin elinde bulunuyor. Yani, Kazakistan''ın Tengiz Bölgesi''nden pompalanmaya başlanan petrol, Rusya''nın siyasi başarısını olduğu kadar ABD''nin startejik emniyetini de temsil etmektedir. Ve petrol şirketlerinin yeni bir boru hattına hem ihtiyaçları, hem de verilecek 2.4 milyar dolarları yoktur.

Artık Bakü-Ceyhan''ın ABD için önemli olmadığını ve doğmadan öldüğünü kabul etmek gerekiyor. Zaten bu gerçek de hiç şaşırtıcı değildir... Yeni Başkan Bush''a koltuğuna oturur oturmaz sunulan ilk dosyalar arasında yer alan Carnegie Endowment ve CATO Institute''un raporlarında da, ABD yönetimine şiddetle Bakü-Ceyhan''dan desteğini çekmesi tavsiye ediliyordu. Raporlarda, Bush yönetimine, bölgedeki cumhuriyetlerin bağımsız kimliği uğruna Rusya''yla kapışmaması ve ağırlığı Bakü-Ceyhan projesine vermemesi önerilmiş, ABD''ye, ''hatalı'' Hazar enerji siyasetini gözden geçirmesi ve enerji konusunda İran''a öncelik verilmesi tavsiye edilmişti.

Özetle dünya siyaseti, Türkiye''ye bir kez daha "Kızılelma''ya ulaşmak istiyorsan onu dalından koparmasını bileceksin" dersi veriyor.

23 yıl önce
Kızılelma, onu daldan koparanındır
Bu başarı hepimizin
Bin Kayrevan’dan bir Kayrevan’a
Herkeste bir ‘ben’ var, bir de ‘gerçeklik’…
Yatırım grevi
Gölge oyunu...