|
O panel neden yapıldı

Ak Parti İzmir Teşkilatı “Avrupa Birliği ve Türkiye ilişkilerinin toplumsal etkileri” konulu bir panel düzenlemiş. Konuşmacı olarak da Prof. Dr. Atilla Yayla''yı çağırmışlar. Atilla Yayla malum, Türkiye''nin en ünlü liberallerinden birisi. Hatta liberal düşüncenin fanatiği sayılabilecek bir isim, aynı zamanda bana göre önemsenmesi gereken bir kanaat önderidir. Kimliğindeki bu unsurlar nedeniyle kendisini şimdi hedefe koyanları hayalkırıklığına uğratacak bir akademisyendir. Zira, İslamcı veya muhafazakar değildir, bu düşüncelerle pek alakası da yoktur.

Yayla konuşmasının bir yerinde, “Kemalizm ilerlemeden çok gerilemeye tekabül eder” demiş. Atatürk heykellerinin çokluğunun AB sürecinde sorun olacağını anlatmış ve “Atatürk, Türkiye''yi Ortaçağ karanlığından kurtardı” sözü için de “Ortaçağ tarihi İslam dünyasını değil, Avrupa''yı ilgilendirir" değerlendirmesini yapmış.

Sonuç şaşırtıcı değil. Atatürk''ü klişeler dışında, farklı cümlelerle anlatmaya kalkışan herkesin başına gelen Prof. Yayla''nın da başına geldi. İnfaz!

Önce bir gazete onu “hain” manşetiyle hedefe koydu, ardından emekli paşalar, paşalardan daha paşa birtakım kişiler saldırıya geçti.

Türkiye''de bir kesim var, Atatürk''ü korumak için yola çıkarlar, en büyük darbeyi yine onlar indirirler. Sık sık da Kemalizm''den söz ederler.

Oysa, Atatürk, bir Kemalist ideolog olmadığı gibi yaşasaydı büyük ihtimalle bu ideloojiye karşı mücadele edecekti. “Kemalizm” yıllar içeresinde bazen tek parti yönetiminin baskı referansı, bazen de çok partili hayatta bir tehdit unsuru olarak planlı bir şekilde kullanılmıştır. Dolayısıyla, Kemalizm''i eleştirmek Atatürk''e hakaret veya ona saygısızlık değildir. Aksine, anti demokratik, çağdışı fikirleri ve uygulamaları Kemalizm maskesi altında Atatürk''e maletmek hakaretin ta kendisidir.

Atatürkçülük adına sokakta içki ayinleri yapılırken ve bu maskaralık “Yaşasın cumhuriyet, yaşasın Atatürk” sloganlarıyla paçalardan taşırılırken başka hakaret malzemesi aramaya da gerek yoktur zaten.

Kemalizm, onu bir silah olarak kullananan politik ve ekonomik çıkar gruplarının elinde bazen gericilik, bazen ilericilik formuna dönüşmüştür. Bunu Atilla Yayla gibi onlarca hür fikirli akademisyen yıllardır söylemektedir. “Atatürkçülük buysa ben Atatürkçü değilim” diye feveran eden “samimi Atatürkçüler”in söylemek istediği de zaten farklı bir şey değildir. Liberaller biraz daha sivri dilli olurlar, o kadar.

Hele, “Ortaçağ tarihi İslam dünyasını değil Avrupa''yı ilgilendirir” sözü var ki aksini söylemek çok zor. Zira, Avrupa''nın bağnazlık ve geri kalmışlıktan silkindiği o dönemde İslam dünyası medeniyetinin en parlak dönemini yaşıyordu. Ortaçağ Batı için karanlıktı, Doğu için değil... Bunu da, Avrupa Aydınlanması''nın çevirilerinden başka kaynağı olmayan bir grup vak''anüvis hariç, bütün özgür akademiyenler söylüyor.

Yayla''nın fikirleri ne yeni, ne de parlak sayılır. Ama cesurdur, çünkü Türkiye bu konuları dürüstçe tartışmayı nedense bir milli bütünlük sorunu yapıyor. Oysa konuşmadıkça ve sorunları örtbas ettikçe milli bütünlük tehlikeye giriyor, farkında değiller.

Yine de Yayla''nın sözlerine karşı çıkan “yeminliler”e lafım yok.

Lafım, o paneli yöneten ve tepkilerin ardından telaşla, “Onu tanımıyorum, gitsin reklamını başka yerde yapsın” diyen Ak Parti milletvekili ve “salonu terk ettim” diyerek kendini kurtarmaya çalışan il başkanına. Meşruiyet, bu kestirme yoldan geçmez.

Sözlerine katılmak zorunda değilsiniz ama madem her söze “fikir özgurlüğü” diye başlıyorsunuz, hiç olmazsa misafirinizi satmamak, ortada bırakmamak gibi bir sorumluluğunuz var. Siyasetçi korkudan pısarsa ifade özgürlüğü nasıl gelişecek! Farklı düşünceden sen korkarsan; toplum, bürokrat, askerler, siviller, sıradan insanlar ya da hukuk insanları neden kendilerini ortaya atsınlar.

Ayrıca... Bu kadar sorumluluğu taşıyamayacaksanız, niye panel yaparsınız!

17 yıl önce
O panel neden yapıldı
Korku zamanı
Boykotta kafalar neden karışık
Kimin enflasyonu
Terör örgütü elebaşı olarak İsrail portresi…
Hamas’ın ateşkesi kabulü ve İsrail’in Refah Operasyonu