|
Girişimci Türk"ün medeniyet ideali

Mehmed Cavid Bey''in İlm-i İktisad adlı eserinde müteşebbis için “Bir memleketin iktisadî yapısının ruhu derecesinde” ifadesi yer alıyor

Ahmet Midhat Efendi, girişimciliğin ruhuna nüfuz eden ender Osmanlı aydınlarından biriydi. Geçen hafta sözünü ettiğim Müşahedat romanının bir yerinde, girişimcilikle mültezimliği karşılaştırır. (Osmanlı toprak sisteminde açık artırma usulüyle belirli eyaletleri kiraya vermeye iltizam, iltizam sahibi olan kişiye de mültezim denirdi. Mültezimler, devlete ödedikleri kiradan çok fazlasını halktan vergi olarak toplamak için binbir yol denerlerdi.) Romanda, Refet''in "pek iyi bir insan olan" babası mültezimdi. Roman kahramanımız Seyyit Mehmet Numan, adamdan hoşlandığı halde, mesleğini hiç sevmiyordu. "Onun nazarında iltizamcılık bir çeşit kumarbazlıktı. Mültezimlerin zekası, mevcut olmayan bir serveti ortaya koymaya çalışmazdı. Mültezim diğer çalışanların ürettikleri ürünlerden, kendi hakkından fazla pay almaya, tarımla uğraşan yoksul çiftçileri zarara üğratarak kazanç sağlamaya çalışırdı... Evet, başkalarının meydana getirdiği şeyden hissedar olmak hususunda eser gösteren anlayışa zeka dememeli. Adeta şeytanlık demeli. Hakikaten kumarbazın şeytanlığı gibi! Asıl akıllılık ise, halkın faydasını sağlayan bahtiyarca yaşama yollarını kolaylatmak ve çoğaltmak yolunda eserlerini gösteren yüksek ustalıktır."

Edebiyattan ilme geçelim mi? Çeyrek yüzyıl sonra, Mehmed Cavid Bey İlm-i İktisad adlı eserinde, romancı üstadının işaret ettiği yüksek ustalığı şöyle tarif ediyordu: "Müteşebbis, bir memleketin iktisadî yapısının ruhu derecesindedir. Bütün sektörlerin önemli girişimleri faydalı ticari ve mali müteşebbislerin varlığı sayesindedir." Cavid Bey''e göre, girişimci bilgili, ticari kabiliyeti olan, insanları yönetebilen, ileri görüşlü, hesaptan anlayan, ciddi ve kararlı bir kişiliktir:

*Evvela bir müteşebbis sanayi hakkında bilgi sahibi olmalıdır. Her ne kadar emrinde mühendisler, makinistler çalıştıracaksa da, bunların işlerini denetleyebilmek için kendisinin o mesleğin ruhunu ve esasını bilmesi gerekir.

* İkinci olarak, müteşebbisin ticari kabiliyeti olmalıdır. Ürettiği şeyleri nerelerde satacağını, ham maddeleri nerelerden alacağını bilmelidir.

* Üçüncü olarak, müteşebbis emrinde yüzlerce, binlerce kişi çalıştıracağından, bunları güzel bir şekilde idare etme ilmini bilmeli, yani insanların ruh hallerinden anlamalıdır.

* Dördüncü olarak, müteşebbis dünyanın farklı noktalarıyla münasebette bulunacağından, bütün bu ülke halklarının ahlak ve tabiatı, kurumları ve kanunları hakkında bir nebze olsun bilgisi bulunmalıdır.

* Beşinci olarak, müteşebbis dünyanın her noktasında bulunan rakiplerinin ne yaptıklarını görerek tatbik etmek için daima ileriyi gören bir anlayışa sahip bulunmalıdır.

*Altıncı olarak, hesap işlerini fazla bilmelidir. Üretimin safi kıymetini tayin etmek, işlerinin kesin sonuçlarını anlamak, hesap memurlarının defterlerini teftiş etmek için buna şiddetle ihtiyaç vardır.

Cavid Bey, girişimcide bulunması gereken nitelikleri tek tek saydıktan sonra, sözünü 7. madde yerine koyabileceğimiz şu satırlarla bağlar: "İşte bir müteşebbisin bütün bu vasıflara sahip olması gerekli olduğu gibi, gece ve gündüz işi ile meşgul olması, tiyatroda, gezintide, yemeğinde hatta yatağında bile işini düşünmesi gerekir. Çalışmanın bu derecesi ne işçide, ne de sermaye sahiplerinde mevcuttur."

17 yıl önce
Girişimci Türk"ün medeniyet ideali
Neden Şimdi?
Tevhid risalesi yazan Milli Eğitim Bakanı
Bir Başka Mesele: Kadın ve erkeğin ince ayarları bozuldu
Omelas’ı bırakıp gitmeyenler..
Tek bir zamana/ tarihsizliğe hapsedilmeye başkaldıran adam: Kadir Mısıroğlu