|
Çevrenin merkeze yürüyüşü

Yirmibirinci yüzyıldaki ekonomik ve kültürel gelişmeler, ülkelerin içinde olduğu kadar dışında da, merkez ve çevre farkını büyük ölçüde ortadan kaldırdılar. Türkiye''de, merkezin Türkiye''si ile çevrenin Türkiye''sinin bütünleşmesi gibi, dünyada da merkezin ülkeleriyle, çevrenin ülkeleri bütünleşiyorlar. Geçen yüzyılda merkez ülkeler çevre ülkelere yürümüştü, gelen yüzyılda ise, çevre ülkeler, merkez ülkelere yürüyecekler.

*

Yirminci yüzyılda İngiltere Mısır''a, Fransa Tunus''a ve İtalya Libya''ya yürümüştü. Yirmibirinci yüzyılda, Libya İtalya''ya, Tunus Fransa''ya ve Mısır da İngiltere''ye yürüyecek. Türkiye''de merkeze yürüyen, çevrenin Türkiye''si, ekonomik gücü ve kültürel zenginliğiyle, çevre ülkelerinin, merkez ülkelere dönüşme sürecini hızlandıracaktır. Kültür ve ekonominin merkezinde, merkez değil, çevre ülkeler yer alacaktır.

*

Geçen yüzyıllarda ülkeler geleceklerini Paris''te, Londra''da ve Berlin''de aradılar, gelecek yüzyıllarda ise, İstanbul''da, Jakarta''da ve Kahire''de arayacaklar. Bugüne kadar Müslüman ülkelerin Batılılaşması tartışıldı. Yeni dönemde, İslam dünyasının sekülerleşmesi ve Batılılaşması değil, demokratikleşmesi ve çağdaşlaşması tartışılacaktır. Demokratikleşme ve çağdaşlaşma da Batı ülkelerinin tekelinde değildir.

*

Başta Türkiye, Mısır, Pakistan ve Endonezya olmak üzere, Müslüman ülkeler, kendi aralarındaki merkez ve çevre farklarını ortadan kaldırarak, Amerika ile Kanada''nın bütünleşmesi gibi, birbirleriyle bütünleşmelidirler. Bütünleşmenin harcını, kültürle yoğrulan ekonomiyle birlikte temel hak ve özgürlüklerin güvencesi, demokratik yönetimler oluşturacaktır. İslam dünyası kendi demokrasini, kendisi inşa etmelidir.

*

Müslüman ülkeler arasındaki ekonomik bütünleşmeden önce kültürel bütünleşme gelir. Kültürel hazinelerini bugüne taşımayan İslam dünyası, doğal kaynak zenginlikleriyle, yarının merkez şehirlerini kuramaz. Müslüman ülkelerin onlarcası petrol denizinin üstünde yüzen ada olmalarına rağmen, yönetimlerini demokratikleştirememişlerdir. Onların ekonomik zenginlikleri, yönetim yoksulluklarını gidermeye yetmemektedir. Onlar varlık içinde yoksulluk çekmektedirler.

*

Dünyada yoksulluğun üstesinden gelmek için, başta Müslüman ülkeler olmak üzere, her ülke, çevresinin merkezine yürümesini kolaylaştırmalıdır. Dünyanın her ülkesinde çevrenin merkeze yürümesi, uzun ve ince bir yoldur.

*

Ülkelerin merkezinde devlet, çevresinde de millet vardır. Bütün ülkelerde, çevreden merkeze giden yolların güvenliği, demokratik yönetimlerle sağlanır.

*

Demokratikleşme süreçlerini sağlıklı bir biçimde tamamlayan ülkeler,çevrelerinden merkezlerine giden yolları genişletmekten korkmazlar.

*

Bir ülkede merkezin gücü çevreye dayanır.

*

Çevresiz merkez, merkezsiz çevre olmaz.

*

Merkeze çevreden gidilir.

13 yıl önce
Çevrenin merkeze yürüyüşü
Bu başarı hepimizin
Bin Kayrevan’dan bir Kayrevan’a
Herkeste bir ‘ben’ var, bir de ‘gerçeklik’…
Yatırım grevi
Gölge oyunu...