|
Demokratik yönetim duvarsız yönetimdir

Dayatmacı yönetimlerin kaynağı, seküler kültürün odak noktasında akıl vardır. Demokrasiye kaynaklık eden kutsal kültür ise, akıl dışı değil, akıl üstüdür. Her iki kültürde de, aklın önemi vurgulanır. Ancak ekonomik, siyasal ve kültürel sorunları ele alırken, her kesim, başkasının aklını değil, kendi aklını belirleyici olarak kabul eder. Oysa akılı, akılla yenen Bergson''un dediği gibi: “Aklın son hamlesi intihar etmektir”. Bunun için, ömrünü kutsal kültüre adayan Erdem Bayazıt “Akıl bir akreptir intihara hazır” diyerek, kılavuzsuz aklın açmazını vurgular.

Akıl için geçerli olan değerlendirmeler, demokrasi için de geçerlidir. Herkes demokrasinin önemine inanır. Ancak bazıları için, demokrasi, özgürlüklerin alanının genişletilmesi olurken, bazıları için de, özgürlüklerin alanının daraltılması anlamına gelir. Kutsal kültürde, hanımların başörtüsü ve beylerin sakalı, bir özgürlük sorunu olarak ele alınırken, seküler kültürde özgürlüklerin sınırlandırılması olarak görülür. Herkesin durduğu yere göre, akıl, demokrasi ve özgürlük kavramları, farklı anlamlar yüklenir.

Dünya düşünce tarihi içinde, demokrasiye değişik anlamlar yüklenmiş ve demokrasinin yüzlerce tanımı yapılmıştır. Politika biliminin öncüleri demokrasinin ne olduğu kadar ne olmadığı üzerinde de durmuşlardır. Demokrasinin ne olmadığının üzerinde duranların bazıları, neredeyse “demokrasi ile dayatma arasında önemli bir fark yoktur”, demeye kadar gitmişlerdir. Üretim gücü küçük ve eğitim seviyesi düşük toplumlarda, dayatmacı yönetimlerle demokratik yönetimler arasında çok fark yoktur. Onların demokratik yönetimi de, dayatmacı yönetimdir.

Türkiye''de belirli kesimlerin savunduğu gibi, demokrasi, özgürlükleri değil, seküler değerleri savunduğu ölçüde demokrasidir. Onlara göre, seküler değerler tehlikeye düşerse, düşünce, örgütlenme ve girişim özgürlükleri, önemleriyle birlikte anlamlarını da yitirirler. Ancak demokratik yönetimin özü ve özeti, hukukun üstünlüğü ortak paydasında, karşıt düşünce ve hayat tarzlarının, özgür bir ortamda tartışılmasıdır. Çünkü, karşıt görüşlerin yarışmadığı bir toplumda, hayatın hiçbir alanında gelişme olmadığı gibi, demokratik yönetim birikimi de zenginleşmez.

Demokrasilerde iktidar, siyasi partiler için, bir kere ele geçirildikten sonra hiçbir zaman bırakılmayacak bir güç kullanma yeri değildir. Her demokraside, farklı görüşlerin, baskı ve şiddete başvurmadan, açıklık içinde sonuna kadar özgürce savunulması, en büyük güç ve yenilenme kaynağıdır. Bunun için, demokratik yönetimler tek parti iktidarı değildir, iktidar bir siyasi partiden, başka bir siyasi partiye geçer. Demokratik yönetimlerde, iktidar güçlerinden, hem seçilenler, hem de seçenler yararlanır.

Demokratik yönetimlerde, devlet ve millet, toplumsal düzenle birlikte, her kesimin temel hak ve özgürlüklerini sonuna kadar korumak zorundadır.

Eleştiriye kapalı dayatmacı yönetimler değil, sorgulanmaya açık demokratik yönetimler, kendilerini yenileyebilirler.

Yönetenler gibi, yönetilenler de yanılabilirler. Dayatmacı yönetimlerde yanılgılar güçle, demokratik yönetimlerde ise, oyla düzeltilirler.

Dayatmacı yönetimlerde yönetenler ile yönetilenler arasında aşılmaz duvarlar vardır.

Demokratik yönetimlerin farkı, yönetenler ile yönetilenler arasındaki duvarları yıkmalarıdır.

Demokrasilerde, dünün yönetilenleri, bugünün yönetenleri olabilir.

Demokratik ülkelerde duvarlar yoktur.

16 yıl önce
Demokratik yönetim duvarsız yönetimdir
Ukbe b. Nâfi’nin cehdi
İğne ve çuvaldız…
İhracatta Türkiye
Hizmet sektöründeki enflasyon işleri zorlaştırıyor!
Tarihin sonu ve ABD üniversiteleri