|
Yaparım olur bozarım olmaz

Devlet ticaretle uğraştığı zaman, hiçbir zaman kendini kanunlara bağlı kabul etmez.

Türkiye''de yıllardan beri devletin sanayi ticaret ve finans kesiminden çekilmesi tartışılıyor. Bu yüzden özelleştirme ülke gündeminden hiç düşmedi. Yanlış uygulamalarla da uzun süre tartışılacak gibi görünüyor.

Özelleştirmede ilginç bir paradoks yaşanıyor. Devlet bir yandan özelleştiriyor. Diğer yandan da kamulaştırıyor.

Sümerbank''ın özelleştirilmesi sözkonusu paradoksa çarpıcı bir örnek. Önce özelleştirildi. Ardından da devletleştirildi.

Usta gazeteci Mehmet Barlas genç meslektaşları için özelleştirme çalışmalarının çok ilgi toplayıcı araştırma konuları olabileceğini söylüyor.

Hafta sonu Bursa''ya giderken yol boyunca Erdem Bayazıt, İsmail Kıllıoğlu ve Zübeyir Yitik''le yol boyunca özelleştirmeyi tartıştık.

Özelleştirme çalışmalarındaki akılalmaz çelişkiler yaşanıyor. Yine de ülkedeki ticari kamu kurum ve kuruluşlarının en kısa zamanda özel kurum ve kuruluşlara satılması gerekir.

Devlet ticaretle uğraştığı zaman, hiçbir zaman kendini kanunlara bağlı kabul etmez. Devlet borcunu ödemez. Devlet borcunu ödemedi diye, alacaklı kişi ya da kurum, hükümetin iflasını isteyemez.

Hükümet iflas etmez. Eskişehir Bankası örneğinde olduğu gibi, borcunu ödemeyerek alacaklısını iflas ettirir.

FFK''nun kurucusu Prens Muhammed Faisal, kamu kurumlarıyla alışveriş sözkonusu olduğu zaman "Devlet borcunu ödemesine öder, ancak geç öder" derdi. Gerçekten devlet borcunu ödemezse, kanuni takibe geçilemez.

Türkiye''de kimse devletle çatışmayı göze alamaz. Çünkü devlet hiçbir zaman kaybetmez.

Bizde devletin dayatmacılığı "İttihat"çıların döneminde doruk noktasına ulaştı. Falih Rıfkı "Zeytidağı"nda Osmanlı''yı çökerten üçlüden, Lübnan''ı Türkleştirme''ye kalkışan Cemal Paşa''nın "Bir şey yapmak istiyorsun, kanun karşına çıkıyor. Kanun nedir? Ben yaptım, ben bozarım" dediğini aktarıyor.

"Son İttihatçı" Demirel de "Verdimse ben verdim" diyor. Bütün siyasi partiler "İttihatçılığa" çok hevesli oldukları için, Demirel''in süresini uzatmak için birbirleriyle yarışıyorlar.

Akif İnan''ı anmaya gittiğimiz Bursa''da onun sendikacı arkadaşlarıyla da uzun uzun "İttihatçı" devletin, Anadolu insanına ödettiği faturaları konuştuk.

Türkiye''de Enver Paşa''nın deyişiyle "Yaparım olur, bozarım olmaz" diyen İttihatçı zihniyeti yıkmak için devletin elindeki ekonomik imkanların bütünüyle millete aktarılması gerekir. Bunun adı ise özelleştirmedir.

Millet zengin olursa devlet de zengin olur.

Devletin zengin olması ise, milletin de zenginliği anlamına gelmez.

24 yıl önce
Yaparım olur bozarım olmaz
İki olay üzerinden iki ilginç kavram
ABD’li dergi Conservative YPG terör örgütünün Türkiye ve NATO için tehlike arz ettiğini yazdı?
“Almanlar et başında”
Varsıllar vergi ödemesin!
Amerikan Evanjelizminin Trump’la imtihanı