|
48 maddede 6’lı Masa’nın dış politikası: ‘Yeniden Batı’ya ama çaktırmadan’…

AkParti iktidarının en dolgun ve hiperaktif icraat alanlarından dış politikada muhalefete yöneltilen eleştiri, neden bu bahsi görmezden geldiğiyle beraber, genel-geçer-günlük kritikler dışında, vizyonu, okuması, bilgisi, ‘stratejik bakışının’ olmamasıydı…

20 yıl içinde bin türlü uluslararası krizi/entrikayı atlatmış ülkenin muhalefeti olarak söyleyecek sözünün olmaması, olduğu zaman da ya vasata ya da ‘Türk dış politikası’na muhalif pozisyona düşmesi eleştiriliyordu.

Bu yüzden, Millet İttifakı’nın ‘Ortak Politikalar Mutabakat Metni’nin ‘Dış Politika’ başlığı altında bir defada 48 madde yazılabilmiş olması, “tüm yurttaşlar tarafından umutla karşılandı”.

6 partinin olası iktidarı halinde, Türk dış politikasını nasıl/nereye yönetip/yönlendirecekleri konusunda elimizdeki en taze ve tek belge bu.

***

İncelemeye geçmeden iki noktayı belirtmek gerekiyor…

A
) Bu türden temel politika kuran belgeler, aynı zamanda vizyon belgeleridir ve
stratejik hedefler içermek zorundadır.
Bu yüzden ‘yapılacakları’ saymadan evvel, bir dibace, sunu, önsöz, ne derseniz, “mevcut dünyayı biz şöyle görüyoruz” denmesi gerekir.

Dünya ülkelerinin/liderlerin tamamı “yeni bir döneme/dünyaya geçiyoruz” tespitinde birleşmişken, sanki “konjonktür” uluslararası ilişkilerde yokmuş, her şey sabitmiş gibi sadece yapacaklarınızı yazamazsınız.

Önce mevcut hali anlayıp anlamadığınızın bilinmesi gerekir.
Yok. Bu tür metinler
sadece içerdikleriyle değil, dışarıda bıraktıkları ile de ele alınır.
Örneğin, yeni dünya düzeninin eşik emarelerinden sayılan, ‘Ukrayna savaşından’ bahsedilmemiş olması,
bilerek es geçildiğini
, 6 liderin ‘bahsetmeyelim’ mutabakatına varmış olduğunu düşündürür. “Neden” sorusu çok belirleyici ve çözücü olur!
B
) Dış politika ortak metni “batı yönelimlidir”. Sadece benim görüşüm değil. Muhalefete yakın kalemler de bunu alenen yazıyorlar. Hatta Batıcılık konusunda daha ağır yorumlar da getiriyorlar.
Söyleyebiliriz ki, bu
eskide(n) kalmış
bir metindir. 90’lı yılların izini taşımaktadır…

***

Bir
, 48 madde içinde konvansiyonel olanları baştan geçiyoruz. Örneğin, “dış politikamızın temel hedefi ulusal çıkar ve ulusal güvenliğimiz olacak”. Aksini söyleyecek/savunacak bir kişi zaten bulamazsınız.
İkinci
küme, dışişleri bakanlığı özelinde yapılacaklarla ilgilidir. Mesela, “Yurt dışındaki misyonlarımızın, dış politika gereklerine göre kurulmasını, donatılmasını ve sürdürülmesini sağlayacağız”. Bu türden idarî vaatler de konu(muz) değil. Atlıyoruz.
Üç
, Bütün maddeler içinde
sadece bir tanesi ‘stratejik menzil’
göstermektedir; “
AB’ye tam üyelik hedefimizdir
”. Bu kadar. “Hangi AB’ye, bu AB’ye mi”nin aradığı cevaplar vizyon sunulmadığı için meçhuldür. 90’lı yıllara yaptığımız göndermenin bir başka örneğidir.
Dört
, “… dış politikamızın anlayışına uygun, kısa, orta, uzun vadeli perspektifler içeren stratejik planlamayı yapacağız”. Yani en ihtiyaç duyulan konuda geleceğe yönelik herhangi
stratejik planı yok 6’lı masanın
. İktidar 2023’ü tamamladığı gibi, beğenirsiniz beğenmezsiniz 2053 ve 2071 vizyonlarını konuştuğunu herkes biliyor. O halde 20 yılda muhalefet ne hazırladı?
Beş
, “Yeşil mutabakat hedefine uyum sağlayacağız”. ABD çıkışlı ve Avrupa’nın hızla benimsediği ‘yeşil mutabakat’ın ne olduğunu gerçekten biliyor mu 6’lı masa? “Yeşillikle” kamufle edilmiş proje, küresel ekonomi ve enerji yönetimi konusunda devasa değişim planları dayatıyor. “Çiçekleri koparmayın” şirinliğinde ele alınacak bir konu değil bu.
Altı
, 28-29’uncu maddeler, “
NATO’ya bağlıyız
”ı ilan ediyor. 6’lı masa ‘
kritik
’ derecede NATO’cudur. Öyle yazıyorlar. Batı ile ilgili maddelerde gözlemlenen bir duyguyu izleyebiliyoruz; belli ki kamuoyunun Batı’ya mevcut bakışı seçimler öncesinde dikkate alınmış. “
Yeniden Batı’ya ama çaktırmadan
” hissiyatı hemen fark ediliyor.
Yedi
, tek stratejik hedef işaretleyen, ‘AB’ye tam üyelik hedefimizdir’ başlığı, tam sekiz madde ile kendini gösteriyor.
6’lı masa AB’cidir
! Hükümete de sorsanız resmi söylemi, “AB hedefimizdir” ancak yıllara sari pratik, “biz adaylıktan çıkmış olmayalım, onlar çıkarabiliyorsa çıkarsın”dır. AB ülkeleriyle birebir ilişkilerin kalitesine bakıldığında derhal görülür.
Sekiz
, “Ermenistan’la sorunların çözümüne yönelik adımları kararlılıkla sürdüreceğiz” Hangi adımları? 6’lı masanın adımları mı var? Metin,
iktidarın attığı adımları ibra ediyor.
Güzel ama bir yandan da, “Azerbaycan-Ermenistan arasındaki ateşkesin kalıcı barışa dönüşmesi için katkıda bulunacağız” diyerek “tarafsız” konum ima ediyor. Oysa Türkiye taraftır. Aksi düşünülemez.
Dokuz
, “Türkiye ile Yunanistan arasında çözümlenmemiş sorunları diplomasi, diyalog ve sonuç odaklı müzakereler yoluyla …. çözeceğiz”. Bugünkü bölgesel şartlar ve büyük oyuncuların pozisyonu katılmadan böylesi vaat hayatın akışına uygun değil. Müzakerelerin sayısını diplomatlar unuttu artık. Ancak tavizlerle mümkün olabilecek bir konjonktürdeyiz. O da olmayacağına göre…
On
, “Türkiye’nin yeniden F-35 projesine dönmesi için girişimlerde bulunacağız”. Bu madde, metnin ‘batıcıl’ dokusuna en yüksek örnektir.
F-35 krizi, S-400 krizinin çıktısıdır. S-400 alımı silah alımı değil, siyasi bağımsızlık adımıdır ve yönünüzle ilgili turnusol kağıdıdır.
“F-35’leri uluslararası mahkemeye götüreceğiz” denseydi belki anlamlı olurdu.
Onbir
, “Şanghay İşbirliği Örgütü ve ASEAN gibi örgütlerle ilişkilerimizi gerçekçi ve sürdürülebilir zeminde değerlendireceğiz”. Anlamı,
‘bu örgütleri gerçekçi bulmuyoruz ve aslında içimize sinmiyor
’ demektir. Zaten “gerçekçi” ifadesine rastladığınız her maddeyi, “istemiyoruz” şeklinde okuyabilirsiniz.
On iki
, ABD ve Rusya’nın ismi birer defa geçiyor. Dünyayı kavrayış çapına bu da örnektir. Yerimiz kalmadı ama ABD maddesine sadece şunu not düşeyim; ‘eskisi gibi olamaz’.
#Altılı Masa
#Avrupa Birliği
#Dış Politika
1 عام قبل
48 maddede 6’lı Masa’nın dış politikası: ‘Yeniden Batı’ya ama çaktırmadan’…
Bir büyük insanın ardından
Neden Şimdi?
Tevhid risalesi yazan Milli Eğitim Bakanı
Bir Başka Mesele: Kadın ve erkeğin ince ayarları bozuldu
Omelas’ı bırakıp gitmeyenler..