Devamı da var.. Azerbaycan lideri Aliyev ile Cumhurbaşkanı Erdoğan arasında 3 saatlik görüşme ilgi çekici. Almanya Şansölyesi’nin Türkiye ziyareti keza. Fasulyeden saymayın, Yunanistan Başbakanı’nın gelişini de listeye ekleyebilirsiniz…
Kuşkusuz bunların toplamı, Türk dış politikasının oyunu nasıl kurup, nasıl oynadığına ilişkin fikir veriyor. Saha şimdi bize dönüyor. Yani ‘evimizde’ oynayacağımız kadar rahat alana erişmek üzere olduğumuz, bu ‘akının’ asıl işaret ettiği noktadır…
Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov ile Ukrayna Dışişleri Bakanı Kuleba’nın, Sayın Çavuşoğlu nezaretinde bir araya gelmesi, dış politikanın şekil-şart analizlerinde tepe noktalardan biridir. Şıktır. Ve diplomasi bunu arar. Klas gösterir…
İki ülkenin savaşı, üstelik çatışma coğrafyasını çok aşan süper güç katkılı çatışması, Doğu-Batı kırışması olarak tarif edilirken bunun başarılması kâfidir…
Evet, içeriği temennileri karşılamadı ve karşılaması da beklenmiyordu. Sürpriz bir çıktı, kısa süreli dahi olsa ateşkes daha göz doldururdu. Ama bunun sorumluluğu Türkiye’nin değil…
***
Zirvenin Türkiye açısından başarısını diğer ülkelerin ilgisinden anlayabiliriz. Sadece ‘Antalya Diplomasi Forumu’na gösterilen yüksek katılımdan bahsetmiyorum…
ABD Başkanı Biden’ın bu zirvenin gerçekleştiği günün akşamında Cumhurbaşkanı Erdoğan ile görüşmek istemesi, krizi yönlendirebilecek güçte bir ülkenin lideri olarak Erdoğan’ın ismini ağzına bile almayan ABD için önemli bir geri adım…
Biden-Erdoğan görüşmesinde neler konuşulmuş olabilir? Kuşkusuz ana başlık -hatta tek konu- Ukrayna’ydı. Washington, Antalya zirvesinden krizi bitirecek sonuç çıkmayacağını kestirememiş olamaz. Yine de bu görüşmeye ihtiyaç duyulması, Türkiye’ye bir şey söylemek ihtiyacından kaynaklanıyor…
Yani Zelenski yönetimi Rusya’nın beklentileri açısından ‘kıvama’ gelmek üzere. Bu zamanlamada Antalya buluşması, ABD’nin istemediği, en azından erken bulduğu bir tokalaşma atmosferini pekiştirmiş oluyor. ABD’nin Ankara’yı aramasını kuvvetle teşvik etmiş olabilir. Son tahlilde, ABD ve İngiltere’nin bu savaşın ‘hemen’ bitmesini istemediğini biliyoruz…
Kısaca, Biden’ın telefonunu bu bağlama oturtarak ele almak sağlıklı olur…
***
İsrail Cumhurbaşkanı’nın 13 yıl sonra gerçekleşen Ankara ziyaretine gelince…
Körfez bölgesi ülkelerinin ABD ile ilişkilerinin Biden’la birlikte zayıflaması, Çin’le ilişkilerinin somut adımlar üretmeye başlaması, yine Çin desteğine sahip İran’a ilişkin İsrail kaygıları, nükleer bazlı Viyana görüşmelerindeki durum, ABD’nin EASTMED’in arkasından çekilip, sanki, “Avrupa’yı Rusya bağımlılığından kurtaracak enerji buradan gelecek” demiş olması, Ankara ve Tel Aviv’in Bakü ile ilişkileri, artı İsrail-Rusya ilişkileri İsrail’i Türkiye’yle yakınlaşmaya teşvik eden gerçekler…
Tabii Türk Devletleri Teşkilatı üzerinden Kafkasya ve Orta Asya haritalarını da daha detaylı takip şart.