|
İkircikli kolaj

Putin’in kayıp on günü, TANAP’a kızan Amerikalılar, İsrail seçimlerinde ortaya çıkacak iktidarın Türkiye’ye bakışı, bize dirsek çeviren ve Cumhurbaşkanı’nın adını vermediği müttefikler listesinden daha frapan ve albenisi yüksek aktüel konu olabilir mi?

Elbette olur.. Bunların birbirleriyle bağı!

Vladimir Putin hakkında kısa geçmişte çıkan ‘garip’ haberlerin dökümü şöyle; 1. Bebeği oldu, 2. Müslüman oldu, 3. Darbe oldu, 4. Uzaylılar kaçırdı, 5. St. Petersburg’a dikilecek heykeli Roma imparatoru kılığında.

Bana sorarsanız, bir süper gücün lideri hakkında sadece bir hafta içinde bu haberler çıkıyorsa, arkasından gelen hayırlı olmaz.

Ne çıkar bahtımıza bilinmez ama Rusya lideri ortaya çıktıktan sonra iki açıklama yaptı; 1) ‘Dedikodusuz hayat çok tatsız olurdu’ ve 2) Ukrayna’da Batı’nın askeri reaksiyonuna karşı, nükleer gücümüzü alarm haline getirmeye hazırdık.’

Ukrayna demişken.. Cumhurbaşkanı Erdoğan ayın 20’sinde Kiev’e gidiyor. Burada hem Cumhurbaşkanı hem de Başbakan ile görüşecek ve söyledikleri ABD tarafından takip edilecek!

Nereden biliyoruz? Geçtiğimiz hafta sonu The New York Times’ta yayınlanan makale gösteriyor ki, kendilerinin de inanmadığı bir takım-karinelere yaslanarak-otoriterleşme ve IŞİD konularındaki eleştirilerin ardında Rusya-Türkiye ilişkilerinin “kestiremedikleri” bir boyutu var.

Rus-Türk boyutu demişken..

Hiç kuşkunuz olmasın, TANAP da buna dahil. Azerbaycan’ın Hazar Denizi, Şah Deniz-2 sahasından çıkarılacak doğal gazı Türkiye üzerinden Avrupa’ya taşıyacak olan Trans Anadolu Doğal Gaz Boru Hattı Projesi’nin temeli dün Cumhurbaşkanı Erdoğan, Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ve Gürcistan Cumhurbaşkanı Giorgi Margvelashvili tarafından atıldı.

ABD’nin bu duruma sevinmesini bekleyebilirsiniz ama beklentiler her zaman hedeflere kavuşmaz. Avrupa’nın enerjide Rusya’ya bağımlılığından rahatsız olan, bu yüzden büyük masraflarla “kaya gazı” çıkarıp, küresel enerji dengelerini de belli bir oyuna göre kuran Washington için TANAP, aynı amaca hizmet eden bir proje olmalı değil mi? Oysa, en azından kamuya açık medya söylemlerine bakarsanız, Ankara-Moskova yakınlaşmasının işaretlerinden saydıklarını görürsünüz. Yoksa, “Türkiye, NATO’dan kopuyor mu” başlıklarının muradı ne ola?

New York Times’ın, “Türkiye’nin Ukrayna konusunda Batı’nın pozisyonuna ters hareket ettiği” yolundaki göndermeleri işte odur. Birleştiriyoruz.
OLAY BU: ‘HIRSIZLAR BİZİ EV SAHİBİ YAPTI’

Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Başbakan Davutoğlu, Pazartesi günü ASELSAN’ın Radar ve Elektronik Harp Teknolojileri Merkezi’nin açılış törenine katıldılar. Cumhurbaşkanı’nın söylediklerinden bir kaç cümle alalım; “Bunlar stratejik meselelerimiz. Eğer birilerine muhtaç olursak ihtiyaç duyduğumuz anda dirseğini çevirdiklerinde biz orada duman oluruz. Şu anda bunu bize yapıyorlar yine. Ama hangi başlıkta olduğunu açıklayamayacağım. Biliyorum ve üzülüyorum. Bunlar güya dost ülkeler. Güçlü bir Türkiye istemiyorlar.”

Türkiye’nin gayet anlaşılır çıkarları sebebiyle ve şartlar uygun olduğunda “herkesle” geliştirdiği ilişkilerin mantığına, pragmatizmine neden aba altından sopa gösterilir?

Ankara’yı kaygan bir “eksen” üzerine ikide bir itip-kakma girişiminin ardındaki menfaat sorusu şudur; “Onlarla enerji ilişkileriniz tamam da, bir de üstüne nükleeri veriyorsunuz!? Yetmezmiş gibi bir de Çin füzelerine yöneliyorsunuz. Bu olmaz. Batı’nın yüksek demokrasi değerlerine uymaz.”

Onlara uyan ne biliyor musunuz? Uzun vadede on milyarlarca doları bulacak nükleer santral projelerini onlara verelim istiyorlar. Üstelik, nükleer meselesinin “uçu açık” ya.. “Bu Türklerin ne yapacağı belli olmaz” korkusu da var. Uzun menzilli hava savunma füzelerindeki dertleri de aynı ve iç-dış tüm sinir noktalarına basmaları bu yüzden. Önümüz de Haziran olduğundan...

İKİ ÜLKE İKİ SEÇİM

Bu satırlar yazılırken İsrail’de genel seçimler yapılıyordu. Ve denebilir ki, hem bölgenin yenilenen düzenine hem de Türkiye ile ilişkileri belirleyecek kritik bir sandık bu.

Netanyahu ile Obama ilişkisi, ABD’nin Ortadoğu’ya yönelik “ikinci”-dönem-planına uyumsuz ve tasfiye edilmesi daha uygun duruyor. Fakat hükümet kurma ihtimali hâlâ kuvvetli. Birinci olacak bir diğer partinin koalisyonu veya Bibi hükümetinin ‘sulandırılmış’ hali de işe yarayabilir.. Netanyahu’nun seçim riskini gördüğü de, oy kullanmaya saatler kala açıkladığı yeni yerleşim planlarından belli. Özellikle yolsuzluk iddiaları ve MOSSAD’ın ona karşı tuttuğu mevziyi de Oval Ofis’in hesaplarına ekleyebiliriz. Bakalım, ‘İsrail halkı değişim istiyor’ diyenler kazanacak mı?

Nihayet, belli bir aşamaya gelip tıkandığı söylenen Ankara-Tel Aviv uzlaşısının/ilişkilerinin serencamı da buna bağlı. Taze bir hükümet, Türkiye’nin masaya koyduğu büyük lokmaları daha rahat sindirebileceği gibi, Türkiye de daha esnek davranabilir.
Sürpriz beklenmese de, Türkiye seçimleri de elbette aynı dengenin belirleyenlerinden olacak. Bu yüzden, mümkün mertebe zayıflatılmış bir hükümetin ortaya çıkması, hele hele bir şekilde “sınırlarımızın yeni güneyi ile uyumlu bir koalisyonun” bulunması, işte o “dostların” temennilerine ve Haziran’a kadar geçecek sürede açılacak Pandora kutularına dahil.

twitter.com/nedretersanel
#Putin
#TANAP
#Ukrayna
#İsrail
#Netanyahu
9 yıl önce
İkircikli kolaj
Evet sokağa çıkamayacak hale geleceksiniz!
Batı’da İsrail spiritüel bir tutkuya dönüştürüldü...
Din savaşı
13 şehit
İstanbul’da bir Yemenli âlim: Abdülmecid el-Zindanî