|
Suriye pazarlıklarının perde arkası

“Bu günlerde en çok bu sorunun yanıtı aranıyor. Moskova, ‘Esed’siz bir çözüm’e ikna edilmiş olabilir mi?..”

Yeni Şafak Genel Yayın Yönetmeni İbrahim Karagül’ün dün köşesinde zikrettiği bu soru gerçekten de sadece bölgede değil dünyada merak ediliyor.

Bakalım...

Rusya’nın Ocak ayı sonunda Şam yönetimi ile muhaliflerin ‘Suriye barış görüşmelerine’ ev sahipliği yapacağı artık biliniyor. Bu adıma, Birleşmiş Milletler Temsilcisi Steffan de Mistura ile Kremlin’in özel temsilcisi Mikhail Bogdanov’un hayli ağırlık verdiğini, Suriye’deki yönetim ile yoğun görüşmeler yapıldığını ekleyelim. Yani bir plan ve temas trafiği vardı, takip edenler için sürpriz yoktu.

Bunların üstünde; ABD ve Rusya arasında da Suriye teması var ve Şam’ın akıbeti konusunda konuştuklarını gayet rahat yazabilirim!

Şimdi Moskova’nın bu toplantılardan beklentisini/takvimini yazalım; “muhalif grupların Şam hükümetiyle müzakerelere ortak bir yaklaşım geliştirmesi, sonrasında hükümet temsilcilerinin onlarla gayri resmî olarak buluşmaları, sürecin gündemine karar vermeleri amacıyla bir araya gelmeleri, sürdürülebilir ve hazırlık niteliğinde bir görüşmenin tam olarak inşası.” (Bu cümleler iki hafta kadar önce bizzat Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov tarafından bir Fransız TV kanalında kuruldu.)

Bu gündem ve diplomatik sürece BM’nin de bir şekilde dahil olduğu düşünüldüğünde, (Lavrov: “Staffan de Mistura’nın özel bir takım planları var ve biz onun çabalarına destek olacağız.”) daha önce Suriye sorunun çözülmesinde herkesin ayaklarına dolanan, “Esed’den sonra ne olacak” sorusuna yanıt bulunmaya, Türkiye dahil taraflar rahatlatılmaya çalışılıyor denebilir.

İşte Karagül’ün, Esed’i istikbali konusunda yazdığı, “Suriye yönetiminin muhaliflerle müzakere etme konusunda Moskova’nın önerisini kabul etmesi bunun ilk işareti olabilir” cümlesi o.

Bir perde arkası bilgi de, Mısır’ın Moskova’da gerçekleşecek bu görüşmelere ilgisidir. Suriyeli muhalif grupların Kahire’de toplandıkları ve bir barış planı üzerinde konuştukları haberleri geliyor. (‘Cairo talks focus on bold plan for Syria’, 29/12, Lebanon Daily Star.) Bunun üzerine; Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın, Türkiye’nin Mısır ile gerilimini sona erdirmesi gerektiği, ilk adımın Kahire’den beklendiği (ki atıldı) mesajını, artı, Katar-Mısır hızlı yakınlaşmasını da katabiliriz. (‘Mısır’la ilişkileri düzeltmemiz lazım’, 22/12, Aljazeera Türk.)

AB, ABD, IŞİD BU İŞLERE NE DİYOR?..

Bazı AB başkentlerinde kulağınıza fısıldanan, “Esed, Avrupa ile radikalizm arasında bir settir” şeklindeki garabet fikirleri saymazsanız, AB, Moskova girişimini ve BM’in katılımını destekliyor.

Avrupa’nın tali bir beklentisi daha var bu gelişmelerden; Rusya ile ABD arasındaki buzların erimesi ve böylece baştan beri hoşlarına gitmeyen Avrupa-Rusya geriliminin gevşemesi, ekonomik korkuların huzur bulması. Bu yüzden Suriye konusu iki süper gücün “buluşma” noktası olarak da görülüyor. (Moskova’yı bu ortaklığa şimdiden gönüllü yazabiliriz.)

Bu satırların yazıldığı ana kadar ABD, Moskova’da gerçekleşecek görüşmelere ilişkin Rus resmi duyurusuna tepki göstermemişti, göreceğiz. Gecikmiş olmasını hayra yoranlar çok.

Washington’u tahmin etmek adına şu iki not çıkarım üretebilir; 1. Beyaz Saray, Amerikan iç dinamiklerinden üzerine gelen, ‘Suriye’ye müdahale et’ baskılarına direndi. 2. Suriye’de Şam’a yönelik bir muhalefet gücü oluşturma planlarına sadakati gönülsüz.

Bir de IŞİD var tabii.. Suriye’de büyük bir alanı kontrol ediyor ve tabii ki Moskova görüşmelerinin yanından bile geçemez. Yani aktörlerden biri sahnede olmayacak sahada olacak? Bu da hırçınlaşabilecek risk demek.

İRAN VE SUUDİ ARABİSTAN...

Bilindiği gibi Riyad yönetiminin Suriye’ye bakışı İran’la ilişkili. Arabistan’ın Tahran’la rekabette bir araç olarak gördüğü Suriye kalemine, petrol fiyatlarında yaptığı hamlenin Tahran’a getirdiği yük de eklenince, ilişkilerde iyileşme bir yana daha da kötüleşmiş görünüyor.

İran’dan; Suriye-Suudi Arabistan-Moskova sürecini “gören”, ‘Suudi Arabistan’ın son kozu’ başlıklı önemli bir alıntı yapalım; “Yaklaşan Moskova görüşmeleri, Esad’ı devirmeye yönelik Suudi planları için ağır ve kritik bir yenilgi olacak. Tahran’ın Suriye’de kazandığı zafere eklenecek.” (Saudi Arabia’s last card’, 28/12, İran Daily. Bu yayın İran dini liderine bağlıdır.)

İşte hemen tüm dengeleri kabaca gösteren resim bu...

Suriye ve Esed’in istikbalinden daha önemli bir vaat var burada; “Bölge genelindeki olumsuz rüzgârlar yerini sakin bir atmosfere bırakacak gibi. Irak’la normalleşme, Suriye’de ortak çözüm arayışı çözülme dalgalarını biraz olsun dindirecek gibi.”

Mısır, Kıbrıs meselesi hatta İsrail de bu dalgaya katılmaya zorlanacak.

Herhalde, ülkenin ulusal güvenlik ve dış politikasını günlük siyasi çıkarlar uğruna global gözlerden düşürmek için çelmeyenlere yaklaşan bir utanç anı da bekleyebiliriz...

twitter.com/nedretersanel
#Moskova
#Esed
#İbrahim Karagül
#Rusya
#Suriye
#ABD
9 yıl önce
Suriye pazarlıklarının perde arkası
Turizm uğruna
Mermer atıklarının muhteşem geri dönüşümü
Tasarruf sandığı
ABD-Çin rekabetinde popülizm, korumacılık ve ulusal güvenlik
‘Şişman Kadın’ kim?