|
Pranga Vurulan Gökyüzü Kartalı: Vecihi Hürkuş

Vecihi Hürkuş, 18 Ocak 1896 günü Arnavutköy’de dünyaya geldi. Babası Gümrük Müfettişi Ali Feham Bey’i 3 yaşındayken kaybetti, annesi ve iki kız kardeşi ile amcasının himayesinde yaşamını sürdürdü. İlkokulu Bebek’te okuduktan sonra Üsküdar’da bulunan Füyuzati Osmaniye Rüştiyesine devam etti. Paşakapısı İdadisinin ardından geçiş yaptığı Tophane Sanat Okulu’ndan mezun oldu.

16 yaşındayken eniştesi Kurmay Albay Kemal Bey’in yanında gönüllü olarak Balkan Harbi’ne katıldı ve Edirne’ye giren kuvvetlerin içinde yer aldı. Gözü hep yükseklerde, hayalleri gökyüzünde olduğu için tayyareci olmak istiyordu. Yaşının küçüklüğü nedeniyle mektebin makinistlik bölümüne kabul edildi ve Tayyare Makinist Mektebi’nden ‘Küçük Zabit’ rütbesiyle mezun oldu. I. Dünya Savaşı sürerken ilk görev yeri olan Irak Cephesi Bağdat Hava Birliği’nde makinist olarak görev yapmaya başladı. Yaşanan bir uçak kazasında yaralandığı için tedavi olmak üzere İstanbul’a döndü. Tedavisinin ardından İstanbul’da kalmaya ve Yeşilköy’deki Tayyare Mektebine girmeye karar verdi.

21 Mayıs 1916 günü, Vecihi Hürkuş’un ilk uçuşunun unutulmaz tarihi oldu. Aynı yılın kasım ayında pilot olarak mezun oldu ve Osmanlı Ordusunun Kafkas Cephesi’ndeki 7’nci Tayyare Bölüğü’ne astsubay pilot olarak atandı. Çift motorlu bir Rus savaş uçağını düşürerek Kafkas Cephesi’nde uçak düşüren ilk pilot oldu. Görevi sırasında yaşanan bir hava muharebesinde yaralandı ve zorunlu iniş yapmak zorunda kaldı. Uçağını teslim etmemek için yaktıktan sonra Ruslar tarafından esir alındı. Esir tutulduğu Hazar Denizi’ndeki Nargin Adası’ndan Azeri Türklerinin yardımıyla kaçtı. Yüzerek İran kıyılarına ulaşan Vecihi Hürkuş, yürüyerek Musul’a ulaştı ve aylar süren yolculuğun ardından İstanbul’a vardı. İstanbul’da I. Dünya Savaşı’nın son yıllarında denk gelen dönemde 9’uncu Tayyare Bölüğü’nde görev aldı. İstanbul’un işgali üzerine esirler arasına karışarak Kuvayı Millîye kuvvetlerine katılmak üzere Anadolu’ya geçti.

Kurtuluş Savaşı sırasında sivil pilot olarak keşif ve taarruz görevlerinin dışında canını tehlikeye atarak alçak uçuşla defalarca düşman mevzilerini bombaladı ve düşman ordusundan ele geçirilen uçakların tamir ve bakımlarını da üstlenerek zor şartlarındaki Türk Ordusuna büyük faydalar sağladı. Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından üç kez takdirname ile ödüllendirilen tek kişi oldu ve kırmızı şeritli İstiklal Madalyasına layık görüldü.

1923 yılında İzmir Seydiköy’de açılan tayyare okulunda genç tayyarecilerin eğitimi için görev almaya başladı. Aynı yıl İzmit mıntıkası Tayyare Bölüğüne atansa da üç ay sonra yeniden İzmir’e çağrıldı. Yunanlılardan kalan uçak malzemelerini toplayarak, bir kısım yedek parçaları da kendi üreterek ilk Türk uçağı olacak ‘Vecihi K-VI’yı tasarladı. Türk Hava Gücünün eğitim ve ihtiyaçlarının belirlenmesi için kurulan heyette yer alarak 5 ay süreyle Avrupa’da bulunan birçok fabrikayı gezme ve not alma şansı yakaladı. Ürettiği uçak, muadillerinden geri kalmayacaktı. Yıllar süren çabaların sonunda 1924 yılının sonlarında İzmir’de kendi imkanları ile uçağını tamamladı ve deneme uçuşu için müsaade istedi. Bu, onun zamanları aşan hayallerinin, rüyalarının, emeklerinin ve ufkunun önüne dikilecek olan ‘bürokrasi’yle ilk sınavı olacaktı…

Vecihi K-VI için uçabilirlik sertifikası vermek üzere toplanan teknik heyettekilerin ‘teknik bilgi’leri yeterli olmadığı için bir türlü izin alınamadı. Daha fazla beklemenin bir anlamı olmadığını gören Vecihi Hürkuş, 28 Ocak 1925 günü Vecihi K-VI ile ilk uçuşunu yaptı. 180 km hıza ulaşarak İzmir semalarında tecrübe uçuşu yaptı ve sorunsuz şekilde indi. Türk Havacılık tarihine geçen bu başarının ardından ‘izinsiz uçtuğu’ gerekçesi ile 15 gün hapis cezasına çarptırıldı ve uçağına el konuldu. Bunun üzerine Hava Kuvvetlerinden istifa etti ve Türk Tayyare Cemiyeti’ne katılmak üzere Ankara’ya gitti. THK’nın kurucuları arasındaki ilk ve tek pilot olan ve cemiyet heyetiyle ikinci kez Avrupa’ya giden Vecihi Hürkuş, Junkers ve Rohrbach uçak fabrikalarını gezdi. 1925 yılında kurumun havacılık faaliyetleri sonlandırılınca buradan ayrılarak Tayyare ve Motor Türk Anonim Şirketi’nde şef pilot olarak çalışmaya başladı. 1927 yılında TOMTAŞ’a bağlı iki yolcu uçağı ile Ankara-Kayseri arasında yolcu taşıyan Hürkuş, Türkiye tarihinin ilk ulaşım uçuşlarını gerçekleştirmiş oldu. Ancak bu başarılar devam edemedi ve fabrika 1928 yılında iflas etti.

Kadıköy’de bir keresteci dükkanı kiralayarak üç ay içinde tek motorlu spor eğitim uçağı Vecihi XIV’i imal etti. 27 Eylül 1930 günü Kadıköy Fikirtepe’de Türkiye’nin ilk sivil uçağı, kendisinin ürettiği ikinci uçak ile bir uçuş gerçekleştirdi. Halkın ve basının büyük ilgi gösterdiği bu başarının ardından uçuş izni için başvuran Vecihi Hürkuş yine aynı cevabı aldı; “uçağın teknik vasıflarını inceleyebilecek kişi bulunmadığı için izin verilemez”. Bu engellemeler karşısında yılmadı ve istenen belgelerin Çekoslovakya’dan alınması için uçağı sökerek trenle Prag’a gönderdi. Çek yetkililerden uçuş izni alan Vecihi Hürkuş, 25 Nisan 1931’de Çekoslovakya’dan uçarak Türkiye’ye geldi ve Avrupa semalarında uçan ilk Türk uçağı Vecihi XIV oldu.

İlk Türk Sivil Havacılık Okulunu 21 Nisan 1932‘de ikisi kız, 12 öğrenciyle kuran Vecihi Hürkuş, Nuri Demirağ’ın bağışladığı 5 bin lira ile “Vecihi XVI” isimli kapalı kabin uçağını imal etti. Ürettiği Vecihi XV, Vecihi XIV, Vecihi XV ve Nuri Bey Vecihi XVI uçakları ile yetiştirdiği öğrencilerin pilotluğunda İstanbul üzerinde gösteri uçuşları yaptı. Ancak Sivil Tayyare Okulu hem parasal sorunlardan hem de yetiştirilen öğrencilerin diplomalarına denklik verilmemesinden ötürü kapanmak zorunda kaldı.

1942 yılında “Vecihi Havada” kitabını yayınlayan, 1947 yılında Kanatlılar Birliği Havacılık Kulübünü kuran Vecihi Hürkuş, havadan zirai ilaçlama yapmak üzere beş arkadaşıyla birlikte “Türk Kanadı” isimli bir şirket kurdu. 40. Hizmet yılında bir başka hayalini gerçekleştirmek üzere Hürkuş Hava Yolları’nı ilan etti. Türk Hava Yolları’nın seferden kaldırdığı eski uçakları Ziraat Bankası’ndan kredi ile satın alıp tami ettikten sonra 8 uçaklık filosuyla uçuşa hazır hale gelen girişim, sabotajlar ve engellemeler sonucu başarısız oldu. Çektiği banka kredilerini ödemekte zorlanan ve bu sebeple maaşına da haciz konan İstiklal Savaşı Kahramanı Vecihi Hürkuş, elinde kalan son uçağı Maden Tetkik Arama Enstitüsü’nün Güney Doğu Anadolu bölgesindeki toryum, fosfat, uranyum madenlerinin aramalarında kullanarak tüm engellemelere rağmen son ana kadar ülkesine hizmet etmek için çabaladı.

Maddi zorluklar içinde Ankara’da anılarını yazdığı sırada beyin kanaması geçiren Vecihi Hürkuş, 16 Temmuz 1969 günü Gülhane Askeri Tıp Akademisi Hastanesi’nde vefat ederek Cebeci Asri Mezarlığı’na defnedildi.

#Vecihi Hürkuş
#havacılık
#gökyüzü
10 ay önce
Pranga Vurulan Gökyüzü Kartalı: Vecihi Hürkuş
İsmailağa buluşması
Nezahet, Zarafet ve Nezaket...
İmalat PMI, kredi kartı harcamaları ve Fed
Kim bu çılgın tüketiciler
Yıl 2030: Sokak köpekleri simülasyonu