|
“deneme” çeşidinin babası

sevgili okuyucularım;



fikir, düşünce ve duygu, insan ruhunun özünü teşkil eden unsurlardır..



ilim, san'at ve felsefe namına tarih boyunca ortaya ne konmuşsa, esasları elbette ki fikir, düşünce ve hissiyattan ibarettir..



işte 28 şubat 1533'te doğup 13 eylül 1592 tarihinde vefat eden fransız yazar

montaigne

, düşünce ve duygu dolu hayat bilgilerini sergileyen meşhur “denemeler” kitabının müellifi olup kendisinden sonra edebiyatta yeni bir çeşit doğmasının başlıca amillerinden birisi olmuştur..



güçlü bir beyin sahibi olmasında bir alman mürebbiye tarafından yetiştirilmesinin, yunan ve latin edebiyatını ve dillerini öğrenmesinin ve bordo üniversitesinde felsefe okumasının tesirleri olduğuna şüphe yoktur.. bulunduğu yörede belediye başkanlığı yaparak insanlarla ve hayatın bizzat kendisiyle haşir neşir oldu.. daha sonra da babasından kalan geniş malikanede kitapları ve yazılarıyle başbaşa yaşadı..



*


montaigne

, kendini kitabına, kitabını kendine göre ayarlamakla meşgul oldu.. 1591'deki almanya ve italya seyahati, 1581-1585 yılları arasındaki belediye reisliği onu kütüphanesine ve (denemelerine) daha fazla bağlanmaktan, kendi kendini işleyen ve geliştiren düşüncesine yeni ipuçları getirmekten başka bir işe yaramamıştır..



montaigne, yalnız denemelerini yazmak için yaşamış gibidir.. bundan başka kitabı olmadığı gibi hayatın da bu kitaptan başka bir serüveni de yoktur.. “ben kitabımı yaptığım kadar da kitabım beni yaptı” der.. denemelerin yazıldığı yirmi yıl içinde 1572'den 1592'ye, yani ölümüne kadar hep kitapla uğraşmıştır.. o, peteğine çok uzaklardan bal taşıyan bir düşünce arısıydı.. yeni keşfedilen amerika'dan, türk padişahının sarayına kadar her yerde olup bitenlerin meraklısıydı.. kendini dünyadan koparıp tek başına kalmayı bilen de o, avrupa'da dünya vatandaşlığının ilk ve en açık sözcüsü de odur.. bakın ne diyor:

“bütün insanları hemşehrim sayıyorum.. bir polonyalıyı tıpkı bir fransız gibi kucaklıyorum.. dünya ile akrabalığımı kendi milletimle akrabalığımdan üstün tutuyorum.. doğduğum yerin pek o kadar heveslisi değilim kendi düşüncemle vardığım yeni bilgiler bana, sırf tesadüflerle edindiğim hazır ve gelişigüzel bilgilerden daha değerli gelir.. kendi kazandığımız temiz dostluklar nerde, iklim ve kan dolayısıyle bağlı olduğumuz dostluklar nerede!..”


denemeler, kendini tanı düsturunun bütün bir ömre uygulanmasıdır.. bu bakımdan

montaigne

,

sokrat

eflâtun

'dan çok daha iyi anlamış sayılabilir.. hiç kimse kendi kendini onun kadar sabırla inatla, dikkatle gözlememiş, en gizli, en ele avuca sığmaz hallerini yakalamakta onun kadar tetik davranmamıştır.. hayatın bütün hazları gibi uykusuna da pek düşkün olan bu adam, kendi kendini uyur ve rüya görür halde yakalayabilmek için uşaklarına gece onu birdenbire uyandırmalarını tembih edermiş.. bizim

şeyh galib

'in: “hoşça bak zâtına kim zübde-i âlemsin sen” sözünü mistik anlamından soyarsanız, tam montaigne'in kendi kendine söyleyeceği şey olur.. her insanda bütün insan halleri vardır, diyor kendisi de.. bununla beraber kendi dışına çıkmak demek olan okumayı ve gezmeyi bir aşk haline getirdiği anlaşılıyor.. kitaplarını okumuş olmak için değil; yeni ufuklar, yeni lezzetler, yeni düşünceler bulmak için.. okuduğu bellidir.. onun kadar kitap okuyan olmasın; buna rağmen düşünürken, duyarken kim onun kadar kitaplardan sıyrılmasını bilmiştir, sormaya değer..



montaigne, ben sizin yerinize düşündüm.. siz artık düşünmeyin, demez.. siz de bir düşünün.. neler çıkıyor ortaya, bir bakın, der gibidir...


#Montaigne
#Deneme
٪d سنوات قبل
“deneme” çeşidinin babası
İslâmî hareketten kavramlar savaşına…
Yaşama Sanatı ve Sinema
Bizim sorunumuz ne?
İran’da değişimin ayak sesleri…
İslâmcılık, milliyetçilik ve tam bağımsızlık