|
yakın mâziden hâtırâlar...

rahmetli psikiyatr veya psikiyatrist yahut yerli bir deyimle ruh hastalıkları mütehassısı prof. ayhan songar dostlarımdan birisi idi.. onu kaybedişimizin üzerinden epey zaman geçmiştir.. 1960''lı, 1970''li yıllarda kurucularından olduğum, aynı zamanda umumi kâtipliğini (genel sekreter) yaptığım “türkiye edebiyat cemiyeti”ne kendisini âzâ kaydetmiştik.. ayrıca başkanlığını ali nihat tarlan''ın deruhte ettiği “türk dilini koruma cemiyeti”nin de üyesi idi.. o sebeple sık görüşürdük..

kendisini ziyaret ettiğim bir gün, muayene odasından son hastası çıktıktan sonra biraz sohbet fırsatı bulduk..

- “ az evvel çıkan arkadaş deha derecesinde akıllı bir akademisyendir.. insan aklının nasıl çalıştığına aklını takmış.. onu çözmeye çalışıyor” dedi.. gözlerimi hayretle açtım:

- bu arkadaş hz. peygamberin ruh için “o allahın bir emridir, ne olduğunu bilemezsiniz” sözünü duymamış mı, okumamış mı, dedim..

- insandaki merak duygusunun, bilemeyeceği, anlayamayacağı olaylara kadar uzanmasını önleyemezsiniz.. bazı beyinler böyle donkişotluğa soyunurlar.. ama insan aklının sınırlı yapısı, ancak allah''a mâlûm olan ilahi sırları, yaratılış hakikatlerini idrak etmekle vazifeli kılınmamıştır.. onları insan oğlu bilemez de, anlayamaz da!.. beyin ve sinir hücreleri arasındaki bazı münasebetleri bugünkü ilim keşfedebiliyor.. ama o kadar.. herşey maddi ve organik plânda kalıyor.. ileriye gidemiyorsunuz..

ayhan songar, mesleki bilgisi kuvvetli bir ilim adamıydı.. aynı zamanda iman sahibiydi.. eşref edib''in yeğeni idi.. dayısı gibi mütedeyyin ve mü''min bir havas adamıydı.. eşref edib''in, mehmet akif''in arkadaşı olduğunu ve sebilürreşad dergisi''ni çıkararak yıllarca gençliğe, ilim ve irfan nurları saçtığını okumuş yazmış herkesin bildiğine şüphe yoktur..

Eşref edib bey''in 1950, 1960''lı yıllarda, büyük tarihçi ismail hâmi danişmend''in her cumartesi günü ülemaya (bilginlere) ve üdebaya (ediblere) verdiği sohbetli ziyafetlere muntazam devam ettiğini hatırlıyorum.. matruş ve beyaz bir çehresi vardı.. sakalı, bıyığı yoktu.. türkçesi pek sade, arı ve durudur.. akıcıdır.. bu yazı biraz daha uzasa da biraz daha tadına varsam demekten kendinizi alamazdınız.. ilk öğrencilik senelerimde yani 1940''lı yıllarda örencik''te köy kâtibi mustâfendi, sebilürreşad''a obone idi.. derginin gelişini her hafta dört gözle beklerdik.. nahiye merkezinde etrafıma toplanan babamın arkadaşlarına mecmuayı ben okurdum.. vatan, tanin, yeni sabah, tasvir, son posta gazetelerini de yine ben okuyordum..

Sevgili okuyucularım, benim dilimde okunmaya değer bir hususiyet varsa eğer, küçükten itibaren güzel yazıları devamlı okuduğum, bir de vaktimin çoğunu kütüphanelerde geçirdiğim içindir..

*

1940''lı, 1950''li yıllarda neşredilen dergileri size sayarsam sebilürreşad''ı eşref edib''in, büyükdoğu''yu da necib fazıl kısakürek''in çıkardığını bilirsiniz.. ehlisünnet''i abdürrahim zapsu, bizim türkiye''yi remzi oğuz arık grubu, türk yurdu''nu osman turan grubu, kızılelma''yı müftüoğlu mustafa tatlısu, orhun''u hüseyin nihal atsız, istanbul''u neşet atay, yücel''i orhan burian, varlık''ı yaşar nabi nayir, serdengeçti''yi osman yüksel, yedigün''ü hürriyet gazetesi, binbir roman''ı tahsin demiray, doğu''yu akın karaoğuz.. diye devam etmek icabeder..

bu mecmuaların ciltleri büyük ve eski kütüphanelerde mevcuttur.. isteyen arayabilir, bulabilir..

*

size 1940 lı, 1950 li yıllarda çıkan belli başlı gazeteleri de hatırlatayım: cumhuriyet, 1945''e kadar yunus nadi''nin, daha sonra da oğlu nadir nadi''nin idaresinde yayınlanmıştır.. ikisi de başmuharrirlik yapmıştır.. yeni sabah, evvelâ cemalettin saracoğlu''nun, sonra da safa kılıçlıoğlu''nun sahipliğinde çıkmıştır.. ve 1965''te kapanmıştır.. adam personele olan bütün borçlarını kuruşuna kadar ödeyerek gazeteyi tatil etmiştir.. tanin''i hüseyin cahit yalçın yayınlamıştır.. aynı zamanda başyazarıydı.. türk basınının hakkı tarık us (vakit gazetesinin sahibi), ahmet emin yalman ve peyami safa ile birlikte dört büyük kaleminden birisidir.. hattâ birincisidir.. tasvir gazetesi, ziyad ebuzziya''nın zaman zaman da cihad baban''ın başmuharrirliği altında çıkmıştır.. son posta''da selim ragıp emeç ve ekrem uşaklıgil vardı.. sahip ve başyazarı idiler.. vatan''ın sahibi ve başmuharriri ise ahmet emin yalman''dır.. 1945''ten itibaren 1950''lerin ilk senelerine kadar demokrat parti ve menderes taraftarı olmuştur.. ve demokrasi mücadelesinde bayağı hizmet etmiştir.. daha sonraları ise münasebetleri, menderes''e “allah beni ahmed emin''in dostluğundan korusun” dedirtecek raddelere gelmiştir..

o günlere ait hikayeler ve olaylar enteresandır.. siyasi mücadeleler çetin ve şiddetli safhalardan geçmiştir.. içinde nice dersleri ve ibretleri saklar.. demokrasi gemisi 27 mayıs 1960 ta kazaya uğramış, batmadan yüzdürülmüştür, ama daha sonra yeni zorluklara ve müdahalelere maruz kalmaktan kurtulamamıştır..

temenni edilir ki, geçirdiğimiz tecrübeler bizim, sağlıklı bir demokrasi ile yaşamamızı mümkün kılmaya yetecektir...

13 yıl önce
yakın mâziden hâtırâlar...
Bu başarı hepimizin
Bin Kayrevan’dan bir Kayrevan’a
Herkeste bir ‘ben’ var, bir de ‘gerçeklik’…
Yatırım grevi
Gölge oyunu...