|
Lorik Cana babadan futbolcu

Hafızamı bir yokladım. Şöyle 30 sene geri döndüm… Acı bir olay aklıma geldi. 1989''da Samsunspor o zaman Türkiye 1. Ligin tozunu atıyor. İyi bir takımı var. Ne yazık ki bir trafik kazasında kaptanları (bir zamanlar Galatasaray''da da oynayan) Nuri Asan''ı kaybediyor. Onunla beraber dört Samsunlu daha vefat ediyor. Ecele yakalanan Samsunspor kafilesinde o gün kadroda olmayan talihli bir futbolcu daha var; Arnavut asıllı Agim Cana. Galatasaray''ın transfer ettiği Arnavut futbolcu Lorik Cana''nın Türk pasaportu da olan babası…

Arnavut asıllı Lorik''in dedesi kasap, Lorik''in de oyun stili tatlı sert. Hani bizim kasap tabir ettiğimiz oyuncu modeli… Sunderland''da çok sarı görmüş ama tek kırmızı ile bitirmiş sezonu. Lorik enerjik, rakiple boğuşan, oyuna canını, topa kafasını sokan bir tip. Mağlubiyete asla tahammülü olmayan bir orta saha oyuncusu. Arnavut milli. 27 yaşında ve bu güne kadar iyi futbol eğitimi almış bir oyuncu. Menecerliğini babası yapıyor.

Baba Agim oğlunu İsviçre''ye götürüyor ve orada bir amatör takımda futbola başlatıyor. Kısa süre sonra Paris St. Germain takımına kapağı atıyor Lorik. Baba hep yanında. PSG''de sivrilen Lorik Cana dört sene Paris''te futbol oynuyor ve oradan Olympique de Marseille''e transfer oluyor. Orada kaptanlığa kadar yükseliyor. Genç yaşına rağmen takımı yöneten bir futbolcu olarak çok takdir görüyor. Sonrasında İngiliz takımı Sunderland''a transfer oluyor ve ikinci sene orada da kaptanlık bandını koluna takıyor.

Mehmet Topal''ın yerine düşünülen Lorik Cana gerçek bir takım oyuncusu. Komutan ama bir nefer gibi takımına hizmet eden bir savaşçı. Galatasaray''ın tam aradığı adam. Çok yerinde bir transfer. Şimdi bütün mesele Elano''nun ne olacağı?

Şayet satılmaz da kalırsa Galatasaray orta sahası hem savaşan hem topu iyi kullanan iki adama sahip olacak.

Lorik Cana bekar ve varını yoğunu takımı için harcayan bir kişilik.

Bir başka bilgi de aile yapısından;

Arnavut Cana''lar; mert, çalışkan ve çok saygın bir aile olarak biliniyor Priştina''da… Bu da Lorik Cana adına artı bir değer.

Keita cambazdı Rijkaard''la aynı ipte oynamazdı!

Galatasaray, tribünlerin sevgilisi Keita''yı gözünü kırpmadan sattı. Nereye Al Sadd''a… Yani Keita''nın ilk takımına…

Bu şu demek;

Keita bize yaramaz, çünkü o bir cambaz, Rijkaard''la aynı ipte oynamaz!

Kader işte!

Polat yönetimi doğruyu yaptı.

Abdelkader Keita''yı seyrederken ben de stilinden keyif alıyordum ama futbolundan asla!

Karakterinden asla kere asla…

Kader Keita tam bir bombaydı. Ne zaman ne yapacağı belli olmayan bir bomba…

Topu alışı, çalımları, üç rakibi birden geçişi, rüzgar gibi akışı mükemmeldi ama sonuç?

Köpüklü bira!.. Keyifli ama adamı şişiriyor.

Ortaları, şutları, harcadığı gol pozisyonları ve tüm sezon verimliliği hikaye!

Yumrukları cabası…

Koca sezonda 5 golü, 9 asisti var.

40 maç desen % 25 randıman gibi…

Keita''nın, hem de 8.150 euroya satışı mükemmel bir iş.

Galatasaray akıllı davranıyor. Taraftar da transfer diye mızıklanmasın.

Adnan Polat ve Adnan Sezgin sanırım kendilerini madara etmezler. İyi transferler çok yakın.

Galatasaray bu kez Rijkaard''ın arzusuna göre ''ısıran bir takım'' olma yolunda…

Çıkma-çakma, arızalı sağlam devri artık bitmeli.

Kewell bile dönmemeli. Zaten mukavelesi bitti.

Galatasaray UEFA şampiyonu olduğu zamanki dinamizmi artık yakalamalı.

Polat''ın toplantısı

Galatasaray''ın medyada çok zayıf olduğu bir gerçek. Adnan Polat''ın yönetimiyle birlikte huzura çıkması güzel bir olay. Medya onlara soru sorma fırsatı buldu ve sunturlu cevaplar da aldı. Bundan sonrası da Polat yönetiminin elinde; söylediklerini yapacak!

En az üç yabancı transfer daha yapacak. Bu takıma güçlü savunma ve orta saha şart.

Bunu Rijkaard da böyle istiyor.

Kamerunlu Juan Pino uyar.

Bir de Lyon''lu Kim Kallström gelirse Galatasaray mükemmel olur.

Daha Muntari, Anthony Annan, Hazard var…

Az kaldı.

Medyanın bir kanadı Galatasaray''ı oymak için amuda kalkmış vaziyette.

Haldun Üstünel''i destekleyen bir kısım medya, Adnan Sezgin antipatisiyle uğraşan bir kısım muhalif kesim feci ve haksız şekilde Polat yönetiminin üzerine gidiyor.

Oysa Adnan Polat''ın yönetimiyle Galatasaray nerelere geldi. Kimse onların farkında değil!

Şirketlerin birleştirilmesi, Seyrantepe''nin hızlanması, Florya''daki gelişim ve Riva''nın ıslahı az iş değil.

Bunlardan bahsedilecekken, Üstünel olayını büyütmek abesle iştigaldir.

Galatasaray köklü bir kulüptür ve başkanlık sistemiyle yönetilir.

Adnan Polat''ın dediği doğru; ''kime prim vereceksek veririz bu yönetimin takdiridir.

Kime soracağız ki?''

Devam Polat. Doğru yaptığın sürece, Galatasaray''ı geçmiş on yılın batağından kurtardığın sürece kıskananlardan çok tenkit alacaksın ama sonunda alkışı da duyacaksın.

Galatasaray etkin, saygın ve sağduyulu camiadır.

Görme özürlü olanlar vardır ama ekseriyet cin gibidir.

14 yıl önce
Lorik Cana babadan futbolcu
İslâmî hareketten kavramlar savaşına…
Yaşama Sanatı ve Sinema
Bizim sorunumuz ne?
İran’da değişimin ayak sesleri…
İslâmcılık, milliyetçilik ve tam bağımsızlık