|
güçlü olabilmek

her ne kadar bedenin ve beden sağlığının üstüne düşmek bir nevî tenperestlik ve bencillik gibi görünse de, insanoğlunun şu dünyadaki vazifelerini hakkıyle yapabilmesi; ancak âfiyette olması, âfiyette kalmasıyle mümkündür.. hastalığın da bir yerde, kaderin ilahî bir lütfu olduğuna, insanın pişmesinde, olgunlaşmasında bir misyonu bulunduğuna şüphe yoktur.. onunla yüzyüze gelince bu vasfını idrak etmekten de mahrum olmamak lazımdır.. hastalığın ve ölümün ilahî ve felsefî manası ve mutlak hakikat içindeki yeri; gelişmiş ruhlar ve imanlı varlıklar tarafından, hiç şüphesiz sezilmekte ve anlaşılmaktadır.. büyük ruhlar; ezelî ve ebedî ahenkle bir bağ kurabilmekte, o ahenge tâbî olmanın güzelliğini hissetmektedirler..

beden ve akıl sağlığının, yaşamaya ait vazifeleri eksiksiz yerine getirmekte ehemmiyetli bir rolünün bulunmasının; kişinin, hangi ihmallerin hangi hastalıklara yol açtığını bilmesini sağladığına şüphe yoktur.. “gençlik bileydi, yaşlılık yapabileydi” sözünü sık duyarız.. yetişme çağında veya 20-30-40 yaşlarında seyreden kişi; etrafındaki ekonomik, estetik, teknik ve sosyal fırsatları ve imkanları, kendiliğinden görüp takdir edemeyebilir.. o halde ne yapacaktır? ustalardan veya o çeşit işlerin içinde çalışanlardan öğrenmeye bakacaktır.. bu işlerin nasıl cereyan ettiğini, hangi imkânlar ve unsurlarla döndürüldüğünü ve ne çeşit fırsatlar sağladığını anlayacak, kendi potansiyel imkanlarını kendisine cazip gelen konularda nasıl değerlendirilebileceğini araştıracaktır.. en parlak, en üstün meslekler arasından, toplumda îtibar kazanmış kişilerin yaptığı işler arasından tercih ettiklerini eğer isterse, eğer hazırlanırsa; kendisinin de yapabileceğini bilecek ve kabul edecektir.. akıllı adam; çalışmanın, gayretin, didinmenin, terlemenin, en çetin, en zor işlerin bile üstesinden geldiğini bilmek zorundadır.. akıllı adam; kendi gücüne, gayretine ve enerjisine güvenmek ve inanmak zorundadır; içinde bir şüphe taşıyorsa, o şüphe kayboluncaya kadar hazırlanacak, ondan sonra harekete geçecektir.. “kuvvet ve enerji kendi metodunu kendi yapar” ama; bu enerjiyi ve kuvveti bir plân, bir program dahilinde kullanırsanız, hedefe daha rahat vardığınızı göreceksiniz.. bir bilge “dehâ, uzun bir sabırdır” demiş.. onun için başlanan bir işte ısrar etmenin, sebat etmenin elzem olduğu muhakkaktır.. amerika''ya yeni yerleşen avrupalılar altın ve petrol arama faaliyetine giriştikleri sırada bir madenci kendine ait kuyuyu kaza kaza yorulmuş, usanmış ve ümidini keserek kuyusunu bir başkasına devretmiş.. kuyuyu yeni alan kişi, üç beş kazmadan sonra altına kavuşmasın mı!.. demek sabır ve sebat başarının ayrılmaz bir parçasıdır..

bir problemi hallederken soğukkanlılığı ve metâneti muhafaza etmenin çaresi ise; en kötü ihtimali karşılamaya hazır olmak ve o ihtimali göze almaktır..

irade; yapılacak işe gevşemeden devam etmek, yapılmaması gereken işe de sabretmek ve yanaşmamaktır.. yani karşı koymakta gevşememektir.. iradenin bu iki cepheli özelliğini kalb kuvveti olarak tarif edebiliriz..

“nekadar kazanıyorsam, okadarlık yaşamaya karar vererek” geçim endişesini yok etmek mümkündür..

felaketlere, belâlara dayanmak; elbette ki son derece zordur.. insanı maddeten, mânen perişan eder.. tahammül etmenin, yenmek için bütün kuvvetlerinizi seferber etmenin tek çıkar yol olduğunu bilmeniz gerekir.. her gecenin bir sabahı olduğunu, dünyanın bir imtihan yeri olduğunu; kaliteli soylu insan olmanın direnme gücüyle orantılı bulunduğunu unutmayacaksınız.. bilhassa böyle hallerde, ilahi varlıkla, rabbimizle bağınızı, bağlantınızı hiç kesmemek, ona inanmak, ona bağlanmak ve ondan medet ummak mecburiyetinde olduğumuzu bilmeliyiz..

bütün bu saydıklarımın bilinen şeyler olduğunu biliyorum.. bir kere daha hatırlanmasında bir sakınca olmadığı muhakkaktır..

meziyetler-fazîletler
hilkatin (yaradılışın) hediye ettiği ve medeniyetin vücuda getirdiği iyilik güzellik ve doğrulukları; asalet, fazilet, meziyet, ahlâk, karakter, hukuk, ilim ve hürriyet gibi kavramların içine yerleştirebiliriz.. faziletin yeni tabiri (erdem), asaletin yeni tabiri ise (soyluluk)tur.. ikisi de güzel kelimedir.. erdem sayabileceğimiz birçok vasıf var.. soyluluk telakki edebileceğimiz yine birçok kavram var..

insan nev''ine (türüne) bereket, tekâmül (ilerleyiş) ve yükseklik kazandıran özellikleri, hal ve keyfiyetleri saymaya kalksak bir hayli zorlanacağımız muhakkaktır.. zekâvet (akıllılık), çalışkanlık, dürüstlük, üreticilik, basiret, dikkat, dinamizm, idrak, özgüven, soğukkanlılık, kararlılık, azim, vefa, merhamet, feragat, fedakârlık, sabır, sebat, cesaret, şecâat, sadakat, hamiyet, tevazu, iyimserlik (optimizm), hoşgörü (hoşgörürlük) (müsamahakârlık), hayâ (utanma), mahviyet (mahviyetkârlık), ciddiyet, özeleştiri (nefis muhasebesi), necabet (mertlik), inanç, adalet, haklılık, hürriyet (özgürlük), disiplin, itâat (itaatkârlık), ihtiyatkârlık (tedbirlilik), vakar, karar sür''ati, ketûmiyet..

yukarıda saydığımız meziyet ve özellikler; asırlar boyunca devam eden insan yaşantısının, insanoğluna sağladığı tecrübeler sayesinde vücud bulmuştur.. isimlerini açık seçik bilmek, zihnimizde her birini eksiksiz ve doğru olarak tasarlayabilmek; gerektiği vakit onları kullanmaya ve uygulamaya imkan hazırlayacaktır.. bu meziyet ve kavramların arasında gayet ince farklar bulunur.. meselâ cesaretle şecâat arasında böyle bir fark daima vardır: şecâat, bir davanın, bir hakkın savunmasında gösterilen cesarettir; hakkı müdafaa ederken ortaya çıkar.. düz cesaret ise, haklı veya haksız olduğumuz vakitlerde ortaya çıkabilir.. haklılık şartı yoktur.. bir kaatil de, bir eşkıya da cesur olabilir.. ancak, eşkıya ve kaatilin cesaretine şecâat diyemeyiz.. vakar ile gurur arasında da ince bir fark vardır.. kendisine ve etrafındakilere saygısı olana, hafifliğe ve yavanlığa düşmeyen kişiye vakûr yahut vakarlı diyebiliriz.. gurur ise biraz daha kibire yakın bir duygudur.. son senelerde gurur kelimesini olumlu anlamda kullanma eğilimleri ortaya çıkmıştır.. bence yanlış yapıyoruz.. “gururluyum” yerine: “övünüyorum” yahut “iftihar ediyorum” demek daha doğrudur.. yani “gurur”da biraz fazlalık ve çiğlik var gibidir..

tarihte seçme meziyetlere sahip önemli şahsiyetler görülmüştür.. fatih sultan mehmet; azme, sebata, inanca ve ketûmiyete örnektir.. napolyon cesaret ve dinamizme; iskender yine sür''atli karar ve dinamizme birer örnektir.. mustafa kemal''de de karar sür''ati, idrak, cesaret, realizm ve radikalizm (köktencilik) vardır.. churchill (çörçil)''de azim, ısrar (sebat) ve soğukkanlılık; dördüncü murad, yavuz sultan selim gibi padişahlarda ise sabır, şecâat, kararlılık ve inanç gibi meziyetler parıldar.. büyük işler yapmış, karizma sahibi her insanda bu meziyetlerden çoğu mevcuttur.. bu meziyetlere sahip olmak için mutlaka büyük işler yapmak mecburiyeti yoktur.. sade bir vatandaş ta bu özellikleri nefsinde toplayabilir.. şu da var ki bu meziyetlere sahip olan sade vatandaş eninde sonunda büyük işler yapmaktan geri kalmayacaktır!..

16 yıl önce
güçlü olabilmek
önemli bir kuruluş : (ÂKİL KOLEJİ)
Hadisler de eşcinselliğe izin vermiyor
Babadan olma, anadan doğma...
İsimler lakaplar
Kurban ve kurbiyet