|
Sıra seçime ancak 31 Mart’ta gelecek

Ekonomik gelişmelerin, göstergelerin ve eğilimlerin yoğun olarak tartışıldığı mart ayı yerel seçimleri ve seçmen davranışlarını gölgede bırakmaya devam ediyor. Seçmen eğilimleri yerine tüketici ve tasarruf sahibi konumundaki vatandaşların ekonomik beklentilerini şekillendirmeyi konuşmayı sürdürüyoruz.

Mart ayı başında açıklanan Şubat 2024 aylık ve yıllık enflasyonu ile başlayan ralli Merkez Bankası’nın faiz kararı ile devam ediyor.
Ayın başında enflasyon rakamının beklenenin üzerinde gelmesi, gıda fiyatlarındaki oynaklıklar, ulaştırma maliyetlerindeki artışlar hem Merkez’in hem de sokağın nabzını ve enflasyon beklentisini oynatmayı sürdürüyor.

Enflasyonun varlığını artan oranda hissettiriyor olması, vatandaşın satın alma gücünü korumak adına tasarruflarını altın ve dövize yönlendirmesi, emeklilerin promosyon müjdesine tam olarak sevinememesi yerel seçim penceresinin açılmamasına neden oluyor.

Seçmen konumundaki vatandaşın yerel seçim olmasına rağmen ekonomik kırgınlıklarını seçim kırgınlığına dönüştürüp dönüştürmeme kararsızlığı sürüyor.
Her ne kadar ekonomik sorunların çözümünde adresi siyasal iktidar olarak görse de özellikle Cumhur İttifakı seçmeninin muhafazakâr kanadı protest oy hakkını henüz saklı tutuyor. Protest oy verme hakkını kullanıp kullanmayacağı, özellikle büyükşehirlerde kaybettirme odaklı Yeniden Refah oyununa takılı kalıp kalmayacağı son düzlüğe kalmış gibi görünüyor.
Yerel seçim olmasına rağmen muhalefetin gündemi ekonomi minderinde tutarak genel bir seçim atmosferinde tutma çabaları CHP Genel Başkanı’nı iki günde bir meydanlarda “31 Mart’ta Recep Tayyip Erdoğan’a oy var mı” sorularını sormaya zorluyor. Her defasında “var” yanıtını alan başkanın aynı cevabı alma azmi hayran bırakıyor.

MART KAPIDAN BAKTIRIR

“Mart kapıdan baktırır, kazma kürek yaktırır” atasözünün ayın son kış fırtınalarını getirme potansiyeline atıfta bulunan bir söz olduğunu biliyoruz. Küresel iklim değişikliği ile birlikte bu atasözünü son yıllarda kullanamıyor olsak da Merkez Bankası’nın bu ay devreye soktuğu sıkılaştırma hamleleri vatandaşı kapıdan baktırmaya zorluyor. Bu ay içerisinde özellikle kredi kartı faizlerinin artmasına yönelik düzenleme ve seçim sonrası yapısal bir önlem sinyali sabit ve orta gelirlinin vazgeçilmez satın alma aracı kredi kartı ile olan duygusal bağını koparmaya zorluyor.

Faiz artışlarına rağmen kredilerin büyüme ivmesini gösteriyor olması Merkez Bankasını kredi sınırlaması noktasında düzenlemeye itiyor. 15 Mart haftasında tüketici kredi faizleri %76 seviyesine, ticari kredi faizleri %58,5 seviyesine çıkmasına rağmen tüketici ve taşıt kredilerinde miktarsal büyüme sürüyor. Merkez Bankası’nın politika faizini %50’ye çıkarmasının ve kredi sınırlaması uygulamasının olası etkilerini irrasyonel davranışların öne çıktığı bu atmosferde öngörmek açıkçası kolay olmuyor.


TÜKETİCİ GÜVEN ENDEKSİ YATAY SEYREDİYOR
Mayıs 2023 seçimleri öncesinde 91,1 ile yılın zirvesine gelen tüketici güven endeksi seçim sonrasında değişen ve uygulanan şok ekonomi politikası sonrası Ağustos 2023’te yılın en düşük seviyesi 68 endeks puanı görmüştü. Son aylarda toparlanma eğilimine giren endeks yılın ilk üç ayını yatay seyrederek 79,4 seviyesinde.
Hanenin maddi durum ve beklentisi, genel ekonomik durum beklentisi çerçevesinde tüketici güvenindeki iyimser ya da kötümser durumu yansıtan endeksin Mayıs 2023’e göre zayıf seyrediyor olması seçmen tarafındaki görece kararsızlığa da işaret ediyor.

SEÇİME SIRA GELİR Mİ?

Dahasını saymadığımız bu kadar yoğun ekonomik gündem içinde sıra seçime bir şekilde gelecek ama o da 31 Mart sabahı olacak gibi duruyor. Her ne kadar her akşam konvansiyonel iletişim kanallarında saatlerce İstanbul seçimleri üzerinden bir seçim tartışması dönse de seçmen nazarındaki etkisi sınırlı kalıyor. Oy verme davranışı en yüksek olan Baby Boomer’s kuşağı (60 yaş üstü) dahi artık dijital platformların daimi misafiri konumunda. İftar ve teravih sonrası soluğu sosyal medyada alan tiryakilerin kararlarını saatler süren tartışma programları ile değiştirmek biraz gerçeklikten uzaklaşmaya doğru gidiyor. Dijital teknoloji etrafında büyüyen kuşakları oy vermeye motive eden duyguyu yakalamak son düzlükte seçmeni yerel seçim minderine çekmek adına önem taşıyor

Seçmen düne göre artık daha pragmatik ve daha bilgili. İletişim kanalları arasında özellikle genç kuşak seçmenin sık sık geçiş yapıyor olması hedef temalı çok kanallı stratejiyi değerli kılıyor. Daha çok sayıda GIF kullanan, mizahi ve ironik içeriklerden etkilenen, saniyelik videolar ile karar alma süreçleri şekillenen kuşakları etkilemenin yolu onların dilinden konuşmaktan geçiyor.
Bizde sınavlar illaki son akşam çalışılır.
#Seçim
#Ekonomi
#Özgür Bayram Soylu
1 ay önce
Sıra seçime ancak 31 Mart’ta gelecek
Bir Başka Mesele: Sistemi psikiyatr ve psikologlar bozdu
Niçin Diyanet
Bi şey yapmalı!
Hayallerin ötesinde yaşanan bir zaman dilimi
Zengin millet fakir devlet