|
Cemaatin sırrı

Teksas Houston''daki Türk Festivali''nin ardından, birkaç gün sonra düzenlenecek olan Gülen Konferansı''nı da izlemek için gazeteci arkadaşlarla daha önce fikir birliğine varmıştık. Daha doğrusu Aksiyon''dan Zafer Özcan''ın önerisini onaylamıştık. Öyle olunca, Houston''dan sonra kendimizi Chicago''da bulduk.

Burada çok saygın bir kurum olduğunu gördüğümüz Niagara Foundation''ın evsahipliğinde gerçekleşecek olan ve ABD''nin farklı eyaletlerindeki üniversitelerde ders veren akademisyenlerin iki gün boyunca bildirilerini sunacakları konferans, sizin bu yazıyı okuduğunuz saatlerde başlamış olacak. Yani konferans izlenimleri sonraya kalacak.

Ama zaten bendeniz de öncelikle hem Houston''daki Turkuaz Kültür Merkezi, hem de buradaki Niagara Foundation''da gördüğüm bir ikram geleneğinden sözetmek isterim. Ve sosyolojideki hümanist Chicago Okulu''ndan...

Gülen Cemaati''ne mensup olan insanlar, ABD''de, "Nuh Tatlısı" diye tanıttıkları aşureyi kapı kapı dolaşarak Amerikalılara ikram ediyorlar. Anlattıklarına göre, ilk yıl bazı kapılar açılmamış bile, ikinci yıl açılmış ve alınmış, üçüncü yıl teşekkür edilerek ikram alınmış, ancak dördüncü yıl "how are you?" faslına geçilebilmiş.

Söylediklerine göre, Amerikalılar''ı güvenlik konusunda bir sıkıntı olmadığına ikna edebilmek için içindeki malzemelerin yazılı olduğu bir çıkartmayı tatlının üstüne yapıştırmış ve ''aşure''nin İbrahimi dinler bağlamındaki yerinden sözederek ikram etmiş, sonuçta ABD''lilerin yabancılara karşı aldığı o geleneksel mesafeyi aşmayı da bir parça başarabilmişler.

Bu çaba bana, 1960''larda ABD''de pozitivist, nesnel bilgilere nicel tekniklerle ulaşılabileceğini savlayan Iowa Okulu''na karşı ortaya çıkan hümanist Chicago Okulu''nu hatırlattı. Her iki okul da Sembolik Etkileşimcilik kuramının temsilcisi olmasına rağmen, ismiyle müsemma olan, yani Chicago Üniversitesi''nde ortaya çıkan hümanist bakış açısı, toplumun "anlam dünyası"nı kavramayı öncelemesiyle diğerinden ayrılır.

Yani çoğu sosyologun öne sürdüğü gibi, toplumsal hayatın, verili olan "toplumsal rol"leri uygulayarak oluştuğu tezinden ziyade, bireylerin etkileşim süreci içinde "rol"ü yapmasıyla da bir toplumsal hayat mümkündür ve hatta bu etkileşim ilgili insanların enerjileriyle tekrar vücut kazanan, toplumsal kalıplardan nispeten bağımsız bir hayatı ve tarzı olduğunu gösterir.

Tam da "aşure" açılımı gibi. Çünkü sözkonusu örnekte birbirine yabancı iki bireyin toplumsal karşılaşması sırasında, "aşure" vesilesiyle birkaç enerji çizgisi iç içe geçer ve paylaşılan deneyim önceden görülemeyecek yeni boyutlar kazanır.

Toplumsal yapıyı dönüştürmenin kritik eşiği tam bu boyutlardadır kanaatimce. Aynı eşiğin, bireyin kendisini de dönüştürdüğünü, o bireyin de içinde bulunduğu bir toplumsal yeniden-üretim sağladığını da hesaba katarsak, durum netlik kazanır.

O netlik de şudur: Özellikle ABD bağlamında bireyselliğin tavan yapmış olduğu, ilişkilerin zoraki "hi-bye" selamlarından ibaret kaldığı, Chicago Okulu''ndan Erving Goffman''ın "medeni ilgisizlik" diye tarif ettiği, "modern bireyin mahremiyetine saygı duyma gerekçesiyle rasyonelleştirilmiş bir ilgisizlik"in hüküm sürdüğü bir ülkede, "aşure" parlak bir fikirdir. Ve kırılgan ve muğlak bir şey olarak gördüğüm insanlararası iletişimde bu fikir ve deneyim paylaşması, "itimat" sonucunu doğurur. İtimat ise, takdir edeceğiniz üzere, modern insanın en çok ihtiyacı olan şeydir.

Bazı sosyologlar buna ciddi itiraz getirirler getirmesine, ama bendeniz toplumun, sembolik etkileşimcilerin özellikle Chicago Okulu kanadının öne sürdüğü gibi, etkileşimin epizodik ve lokal pratikleriyle değişebileceğine, yeniden üretilebileceğine inananlardanım.

"Aman tanrım, insanları nasıl bu kadar kolay etkileyebiliyorlar?", "Nasıl bu kadar kısa zamanda bu kadar hızlı büyüyebildiler?", "Nedir bunların sırrı?" diyenlere bir güzellik yapalım ve söyleyelim yani: Aşuredir. Anlayabilene tabii…

Hâlâ, "Neden Gülen Konferansı''nı 10 Kasım günlerine (günlerine kelimesine dikkatinizi çe-kerim!) getirdiler?" diye komplolardan komplolara savrulanlara değil…

13 yıl önce
Cemaatin sırrı
İsmailağa buluşması
Nezahet, Zarafet ve Nezaket...
İmalat PMI, kredi kartı harcamaları ve Fed
Kim bu çılgın tüketiciler
Yıl 2030: Sokak köpekleri simülasyonu