|
Aşkın karar mahalli
Dünyamız, istenç dışı buluşmalar mahfili...

Bu buluşmalar, zamanında olabildiği gibi, zamanı geçmiş bir çağın bugüne taşınması suretiyle de olabilir.

Dünyamıza her gün binlerce insan doğuyor. Hiç yok yerden... Beklenmedik bir anda, beklenmedik bir mekânda... Beklenenlerin olmadığı, fakat beklenmeyenlerin her köşe başında karşımıza çıktığı tuhaf bir dünya bu...

Bir ölçeğe göre ömrünün asal parçasını gene bu dünyanın muhtelif yerlerinde geçirmiş biri, bir gün, gene bu dünyanın başka bir yerinde zuhur etmiş bir başka birinin sesini işitiyor.

İşitiyor mu? Belki ona böyle bir ses işittiriliyor.

Yeryüzü şartlarında hiç karşılaşmamış iki kişi...

Karşılaşmaları hiçbir hesaba göre imkân dâhilinde görünmeyen şartların çevrelediği bir yaşantı parçası...

Tümüyle iki ayrı dünya ve tümüyle iki ayrı dünyanın insanları... Onları kim buluşturabilir?

Gene bu dünyamızın tuhaflıklarındandır: Onlar, binlerce kilometre uzakta birbirini görmeden yaşamış olsa bile, sesin öylesine düzenlenmiş bir ortak tınısı var bulunuyor ki, o tını, bu iki insanın iletişim kurmasını sağlıyor.

İletişim, öyle mi? İletişim deyince akla hemen, karşılıklı konuşma veya araçlar marifetiyle birbirine haber salma işlemi geliyor.

Hayır, bu, öyle de değil.

Daha önce, birbirinin varlığından haberli olmayan bu iki insan, şaşırmayın, arı yöntemiyle haberleşebiliyor. Birinin kanat sesleriyle yaydığı sözsüz, kelimesiz dalgacıklar o belli kimsenin kulak zarındaki tınıyla buluşuyor? Nasıl mı? İzahı yok. Ama oluyor. O iki insanın dünyasının dışında kalanlar için anlam taşımayan bu ses tınıları, evrenin kurulduğundan o ana gelinceye kadar, salt o iki insanın bu tınıyı tanıması yönünde oluşmuştur. İsteyen buna okyanustaki kelebeğin kanat çırpması da diyebilir.

Bir kelebek okyanusun meçhul bir köşesinde kanadını çırpıyor ve o kanat çırpışı belki Viyana'da, belki New York'ta, İstanbul'da, ne bileyim belki Paris'te, evet evet, en yakışanı Paris olabilir, orada yaşayan öteki kimsenin işitmesinde yankı buluyor.

Ne acayip bir iş... Ne inanılmaz tesadüf... Tesadüf diyorsam, bu, işte, istenç dışı buluşmanın ta kendisi...

Onlar karşılaştı mı? Hayır! Görüştü mü? Hayır! Konuştu mu? Hayır! Ve baştanbaşa hayır, hayır, hayır...

Peki, ne oldu? Birbirlerini görmeden yüreklerini tokuşturdular. Birbirlerini görmeden birbirini anladılar.

Eğer yeryüzünde aşk arayışında olan birileri varsa, bence, bu esrarlı olaya dikkatini yöneltmelidir. Onun sırrını çözebilirse, dünyanın öteki tüm sırları, bunun yanında çocuk oyuncağı kalır...
#Aşkın karar mahalli
#öykü
#Tesadüf
9 yıl önce
Aşkın karar mahalli
Kara dinlilerle milletin savaşı
İslâmî hareketten kavramlar savaşına…
Yaşama Sanatı ve Sinema
Bizim sorunumuz ne?
İran’da değişimin ayak sesleri…