|
Keder, acı, tasa

Keder sözcüğünün sözlükteki anlamına baktığımızda "acı, üzüntü, dert, sıkıntı, ıstırap, tasa" gibi karşılıklar verildiğini görüyoruz. Keder belki bu sözcüklerin tümünün toplamı olabilir. Ama bir başına bu sözcüklerin hiçbiri keder sözcüğüne karşılık gelmiyor.

Acı... Bu sözcük acaba keder sözcüğünü tam karşılıyor mu?

Acı çeken birinin durumuyla kederli birini özdeşleyebilir miyiz? Acı çeken insan, kıvranan, belki döşünü yumruklayan, belki saçını yolmaya kalkışan, yüzünü tırmıklayan birini çağrıştırıyor. Türkçe''de acı sözcüğü en çok ıstırap sözcüğünün karşılığı olarak kullanılıyor. Çevirilerde ıstırap sözcüğünün karşılığı olarak en çok acı sözcüğüne yer veriliyor. Belki de salt bu nedenle acı ile ıstırap sözcüklerini örtüştürmeye eğilim gösteriyorum. İster acı olsun, ister ıstırap olsun, sanırım keder sözcüğünün bende uyandırdığı duyguya tam karşılık gelmiyor. Istırap ya da acı çeken biri döşünü yumruklayabilir, ama kederli olan? Sanırım kederli insan tümüyle içine kapanır ve onun yüzünü kara bulutlar kaplar. Kederli insan tümüyle kendi içine döndüğünden veya gömüldüğünden devinimsizliğe boğulur; devinimsizlik içinde boğulur... Istırap çeken kendi derdini, halini anlatmaya teşnedir. En azından Dostoyevski"nin romanlarında acı ya da ıstırap çekenler çektikleri acının nedenini anlamaya, anlatmaya çaba gösterirler. Kederli insanın kendini anlatmaya mecali yoktur. O, sıkıntısının yoğunluğuna gark olmuş haldedir. Buradan hareketle kederin öznel (sübjektif), başka bir deyişle kişinin kendinde içkin, kendi özüne yönelmiş bir duygu olduğunu ileri sürebiliriz. Acının (ıstırap) ise kişinin kendi dışında duran bir nesne (olay) dolayımında yaşadığı bir duygu olduğunu söyleyebiliriz. Kişinin kendi başına gelen bir felaket dolayımında yaşadığı duygu keder iken; dışarda, dış dünya dolayımında yaşadığı duygu acı (ıstırap)dır diyorum.

Peki, tasa sözcüğü kederi karşılayabilir mi?

Sanmıyorum. İnternet ortamındaki Sesli Sözlük tasa sözcüğünün karşılığında şu açıklamayı veriyor: "Tatmin edici olmayan veya tedirgin eden durumların ortaya çıkmasını önleyebilmede, güvensizlik içinde bulunulduğunda duyulan tedirgin edici duygu." Vurgu, "tedirgin edici duygu" sözcüklerinde toplanıyor. Tasalı kimse kıpırdanan, dudaklarını kemiren, belki bilinçsizce odada gezinen, volta atan birini çağrıştırıyor. Kederli insanın mağmum, kıpırtısız, kendi içine dönmüş birinin devinimsizliği görünmez onda. Tasalı kimse sıkıntısına çare bulmak üzere çevresini, çevresindeki insanları yoklar, onlara soru yöneltir; kederli insansa sorulanı yanıtlamak için omuz silkmeye bile üşenir.

Keder sözcüğünün karşılığı olarak verilen öbür sözcüklerin her biri için benzer tanımlar geliştirebiliriz. Hiçbirinin keder sözcüğünü bir başına karşılamadığını belirlemek zor görünmüyor. Ne ki, her bir sözcüğün kendi başına taşıdığı anlamı tümüyle bir başka sözcüğün üstüne oturtamıyoruz. Her birinin kendine özgü nüansları olduğu seçiliyor.

Şu cümleyi üzerinde düşünülmek üzere öneriyorum: Babamın ölümü beni kederlendirir (öznellik), Hz. Hüseyin"in şehadetinden acı (ıstırap) duyarım (nesnellik), maden ocağındaki bir arızada mahsur kalan işçilerin kurtarılıp kurtarılamayacağı kuşkusundan tasalanırım. Ne dersiniz?

Bu duygulardan hangi romancıda hangisini gözlemleyebiliriz?

Kafka"da belki keder vardır, Dostoyevski"de acı, Faulkner"daysa tasa...

Bana öyle geliyor. Üzerinde düşünülebilir...

10 yıl önce
Keder, acı, tasa
Orta yol doğru istikameti gerektirir
Korksak mı?!
Londra izlenimlerim, beklentiler ve riskler
Türkiye’nin enerjisi
Komprador entelektüel ve siyasi işlevi