|
Tam bağımsızlık konusu

Mümtaz Soysal "Bağımlı Kurbanlık" başlıklı yazısında Doç. Dr. Hüner Tuncel"in bir yazısına atıfla dış politikada tam bağımsızlık üzerine bazı mülahazalar geliştiriyor (Cumhuriyet, 9 Ekim 2013).

Tam bağımsızlık konusundaki görüşleri soğuk savaş döneminin şablonuna upuygun düşüyor. Örneğin, diyor ki: "... eğer tam bağımsız değilsek, gelişme ve kalkınma tarzımızla hızımız özde hep başkalarının iradesine bağlı olabiliyor. Onun için, bağımsızlığın bütünüyle "tam" olması gerekiyor; ekonomide de, teknolojide de, dış politikada da. / Tabii, en başta düşünce, zihniyet, inanç açısından. / Onlar yoksa, başkalarının kurbanısınız; bazı durumlarda kendinizi de kurban ederek."

Soysal"ın değindiği bağlamda bu günün dünyasında acaba bir tek ülke, devlet gösterilebilir mi, tam bağımsız diyebileceğimiz?

Dünyanın bütün ülkeleri karşılıklı etkileşim halinde birbirine bağlıdır, dahası bağımlıdır.

Acaba ekonomide, yazarın söylediği bağlamda tam bağımsızlık, yaşadığımız dünyada mümkün mü? Ekonominin tüm girdilerini ve tüm çıktılarını kendi ülkeniz içinde sağlayıp tüketimini gene tümüyle orada gerçekleştirmek başarılabilir mi? Eğer ekonominin yürütülmesi için ithalat yapmak zorundaysanız, üretiminizin bir kısmını ihraç etmek zorundaysanız; bunlarla ilgili koşulların tümünü tam bağımsızlık içinde yürütmeniz imkân dışı kalır. Kendi koşullarınıza gösterdiğiniz titizliğin aynıyla başkalarında da bulunduğunu göz ardı edemezsiniz.

Teknolojide tam bağımsızlık söz konusu olabilir mi? Eğer teknolojinizi kullanırken başkasının hammaddesine, yedek parçasına ihtiyacınız varsa ve onu ithal etmek zorundaysanız, rekabet koşulları içinde ürettiğiniz teknolojiyi satacaksanız, bu işin tüm koşullarına nasıl, hangi güçle egemen olabilirsiniz? ABD de olsanız, AB de olsanız, Çin de olsanız Rusya da olsanız, eğer bu dünya içinde ve onun reel koşullarını dikkate alarak bir iş görüyorsanız, kaçınılmaz olarak dışarı ile etkileşim halinde bulunduğunuz gerçeğini kabul etmek zorunda kalırsınız.

Soysal"ın söylediği bağlamda dış politikada tam bağımsızlık nasıl gerçekleştirilebilir, bu iş mümkün kılınabilir mi? Tümüyle içe kapanık bir politika gütseniz bile dış koşulların sizi kendi halinize bırakmayacağı gerçeği her an kafanıza dank edebilir.

Öyleyse tam bağımsızlık derken, soğuk savaş döneminin ütopyacı heveslerine göre değil, reel politikanın gereksinimlerine göre hareket etme zorunluğuyla başa çıkmak gerekir. Bu da ancak kendi inisiyatifinize sahip olmakla gerçekleştirilebilir? Nasıl mı? Kimseye bir şey vermeden kimseden bir şey talep edemeyeceğiniz gerçeğini kabul etmekle... Ve tam bağımsızlığın, tam da bu noktada tecelli ettiğini kavramakla...

Mümtaz Soysal Demokrat Parti döneminde (1950"ler) çıkarılan "Yabancı Sermayeyi Teşvik Kanunu"nu o partinin dışa bağımlı olmasının kanıtı sayıyor. Eğer yabancı sermayeye ihtiyacınız varsa, onu davet için elbette bazı teşvik tedbirleri almak gerekir. Bunu yapmaktan kaçınırsanız, ihtiyaç duyduğunuz ithalatı yapamazsınız; ithalat yapamazsanız ihracat da yapamazsınız. Dolayısıyla tüm bunlar karşılıklı etkileşim içinde bir bağlılaşım ağını yaratır. Mutlak bağımsızlık olmadığı gibi mutlak bağımlılık da yoktur; kişilerin de ülkelerin de inisiyatif kullanabilme iradesinden ve egemenliğinden bahsedebiliriz belki...

Ve şu: diplomasi, bir bakıma da muhatabın gücünü kendi lehine imale etme sanatıysa bu sanatı kullanmanın üstesinden gelmek gerekir. Muhatabın ve kendinin güç sınırları nereye kadardır, bu gücün nerede, nasıl kullanılması gerektiğini kestirebilmek diplomasinin anahtarıdır... Ve aynı zamanda bağımsız olmanın da...

11 yıl önce
Tam bağımsızlık konusu
Kamu tasarrufu
BİT’lere kadrolu işçi alımında acilen tedbir alınması gerekiyor
Tarih bizi çağırıyor ama biz birbirimizle boğuşuyoruz!
İYİ Parti kongresinin kazananı kim
Şule öğretmen ve yeni maarif modeli