|
Siyonizm putu

Başbakan Viyana"daki Medeniyetler İttifakı konferansında yaptığı konuşmada, "Tıpkı siyonizm gibi, tıpkı antisemitizm gibi, tıpkı faşizm gibi İslamofobiya"nın da bir insanlık suçu olarak görülmesi kaçınılmaz bir hal almıştır" dedi.

BM, AB, ABD ve Almanya adına konuşanlar Erdoğan"ı kınadılar.

İsrail"i saymaya gerek yok.

Siyonizm ile Yahudilik arasındaki nüansı bilenler Başbakan"ın ne demek istediğini pek âlâ anladılar.

Yahudilik semavi bir din olduğu için Yahudiler bize göre ehl-i kitaptırlar ve bizimle birlikte yaşamalarında hiçbir sakınca yoktur.

Bilindiği gibi İspanya"dan kaçan Yahudilere Osmanlı kucağını açmış ve beş asırdır birlikte yaşamanın en güzel örneğini sergilemiştir.

Siyonizm ise siyasi bir projedir. Yahudilere milli bir vatan inşa etmek ve bir devlet kurmak için işgali, masumların mallarına el koymayı, tehcire tabi tutmayı ve öldürmeyi mubah sayan bir siyasi projedir. (Bu projeye Yahudilerden de itiraz edenler vardır!)

Dolayısıyla siyonizm tarihi boyunca insanlık suçu işlemekten çekinmemiş hâlâ da işlemeye devam etmektedir.

Siyonizmin en büyük suçu işgal, gasp ve katildir.

Birkaç misal:

29 Eylül 1947 tarih ve 181 sayılı taksim kararın açıklandığında 219 köy, Hayfa, Taberiya, Safed ve Bisan"da 243 bin Filistinli yaşıyordu. 1948 Haziran"ına gelindiğinde 239 bin Filistinli tehcire tabi tutulmuş vatanlarından zorla uzaklaştırılmış, 180 köy tamamıyla tahliye edilmiştir. Safed, Taberiya ve Bisan şehirlerinde hiç Filistinli bırakılmamıştır.

Bu bir insanlık suçu değildir de nedir?

Taksim kararında Filistinlilere verilen bölgeden 122 bin Filistinli siyonist yönetim tarafından tehcire tabi tutulmuştur. 70 köy tamamen yıkılmış Yafa ve Akka halkının tamamına yakını zorla yerlerinde uzaklaştırılmışlardır.

31.12.1947 tarihinde siyonist yönetimin milisleri Beldetü ş"Şeyh"a girmişler ve çocuk kadın demeden 600 Filistinliyi öldürmüşlerdir.

03.11.1956 tarihinde Hanyunus"da benzer bir katliam yaparak 275 Filistinli"yi katletmişlerdir.

5-7 Aralık 1967 tarihinde Kudüs"te 300 sivili, 16-18 Haziran 1982 tarihinde Beyrut"taki Sabra ve Şatilla kamplarında aralarında kadınların ve çocukların da bulunduğu 1500 Filistinli ve Lübnanlı sivili katletmişlerdir.

25 Şubat 1994 günü el-Halil"de Harem-i İbrahim"i sabah namazında basıp namaz kılanların üzerine ateş açarak 50 kişiyi öldürmüşlerdir.

27 Aralık 2008 de başlayıp 18 Ocak 2009"a kadar devam eden "Dökme Kurşun" saldırılarında 313"ü çocuk 116"sı kadın olmak üzere Gazze"de 1417 kişiyi katletmişlerdir.

31 Mayıs 2010"da uluslar arası sulardayken Gazze"ye yardım götüren Mavi Marmara gemisine saldırmışlar ve 9 vatandaşımızı katletmişlerdir.

Siyonizmin işlediği cinayet ve katliamların haddi hesabı yoktur.

Bu saydıklarım katliamlardan sadece bir kaçı.

Yahudi yerleşim birimleri politikasıyla işgal, el koyma, tehcir gibi insanlık suçunu işlemeye bugün de devam ediyorlar.

Son olarak Yahudilerin bindiği otobüslere Filistinlilerin binmesini yasaklamışlardır.

Başbakan"dan 38 sene evvel BM de aynı şeyi söylemiştir.

Siyonizmin bu tür eylemleriyle insanlık suçu işlediği BM kararıyla da tescil edilmiştir.

1975 Kasım"ında 3379 nolu kararıyla BM siyonizmi insanlık suçu olan ayrımcılık ırkçılıkla tavsif etmiştir.

Aynı şekilde Goldstone raporu ve inşa edilen duvar sebebiyle uluslar arası mahkeme siyonistlerin savaş ve insanlık suçu işlediğini tescil etmişlerdir

Başbakan siyonizmin ve antisemitizmin insanlık suçu olduğunu aynı cümle içinde kullanarak Yahudilik ile siyonizm arasındaki nüansın altını çizmiştir.

Ama Yahudileri fırınlarda yakan Almanya bu ifadeyi incitici bulmuş, AB sözcüsü yakıştıramamış, BM Genel Sekreteri hoş karşılamamış, hülasa hepsi siyonizme teslim olmuşlar ve hak adalet konusunda sınıfta kalmışlardır.

Üzücü olan ise siyonizm putunun ensesine okkalı bir tokat aşkeden Başbakan"a İslam dünyasının sahip çıkmamış olmasıdır.

Şöyle gürül gürül bir açıklama dahi duymadık maalesef...

11 yıl önce
Siyonizm putu
Seçim sonuçlarını nasıl verelim?
Baba gitmesen olmaz mı?
Kara dinlilerle milletin savaşı
Korku zamanı
Boykotta kafalar neden karışık