|
Hasan Cemal bir an evvel "akil adam" ilan edilmeli

Akil insan olmak zor, olmamak daha da zor! Olmamanın zorluğu, "Biz akil değil miyiz" alınganlığından ibaret.

Çok gereksiz bir alınganlık bu ama en aklı başında insanda bile şu veya bu şekilde tezahür ediyor.

Memlekette meğer ne çok akil adam olma merakı varmış. Demek ki bir fırsat olsa değil 63 kişi, 70 milyon akil insan olacak!

Madem şu cennet vatan bir uçtan bir uca akil insanla dolu, ne diye 30 yıldır bu vatanın çocukları birbirini boğazlıyor anlamadım gitti?

Neyse, akıl üzerine fazla laf akla zarar. Tevekkeli dememişler; "akılları pazara çıkarmışlar, herkes kendi aklını satın almış…"

Hülasa edecek olursak, "akil insan" seçilmeyenlerin alınganlığı çok yersiz.

Böylesi bir alınganlıkla malul olanlara daha evvel bu köşecikte dercettiğimi yinelemek makamındayım: "İçlerinde senden çok daha cahili de var, senden çok daha entelektüeli de; senden çok daha fevri olanı da var, senden çok daha sağduyulusu da (…) Bunlara takılıp kalma…"

Başka ne diyebilirim, gerçekten bilemiyorum.

Belki şunu:

Akil insan olduğunu dermeyan etmek için illaki "resmi akil insan" olman şart değil, "fahri" olarak da bu işi yürütebilirsin.

Buyrun size duayen gazeteci Hasan Cemal…

"Resmi akil insan" seçilmedi ama "fahri akil insan" olarak dur durak bilmiyor. Yaşı yetmişe dayanmış ne gam; müthiş bir enerjiyle koşuyor, koşuşturuyor.

Silahlı mücadelenin sona erdiğinin ilan edildiği Diyarbakır Nevruz mitinginden hemen sonra da Kandil"e koşmuş, Karayılan"la söyleşi yapmıştı.

Hayranlık uyandıran müthiş bir enerji, müthiş bir cevvaliyetti.

Zaten biz de hayran kamış, gazetesinden ve köşesinden ayrılmak zorunda bırakılmasının utancını bir kez daha ulusça yaşamıştık.

Karayılan"a sorduğu şu soru yok mu, beni benden almış, çok utandırmıştı; hâlâ da utandırmaya devam ediyor: "Türkiye"de bazı çevreler diyorlar ki; bu defa Kürtler Türkleri satacak ve kendi istediklerini alırken, Erdoğan"ı da başkan baba yapacaklar…"

Hasan Cemal bununla da kalmadı. Daha da utanmamız için kilometrelerce yol kat ederek bölge izlenimlerini bir internet sitesinde (T24) yazmaya başladı.

Geçen gün Roboski notlarını nakletti.

Mesela, "Adalet Roboski"ye gelinceye kadar, hiç kimse barıştan söz etmesin." diyorlarmış.

Başka?

"Başbakan"ın vicdanı yok mu?" diyorlarmış.

Başka?

"Şimdi AKP, Kürt sorununu çözecekmiş. İnanmıyoruz. Önce Roboski katliamını aydınlatsın inanmamız için..." diyorlarmış.

Duayen gazeteci, "Güneydoğu yollarında barış notlarının sekizincisi yarın Hakkâri"den..." cümlesiyle bitirmiş yazısını.

Gördüğünüz gibi Hasan Cemal Güneydoğu"da tek başına "63 akil insan" gücünde!

Başta da söyledim, "akil insanların" işi zor.

Geçen gün sosyal medyadan "Marmara Bölgesi akil insanlar heyetinin" Kocaeli ziyaretini izledim, Allah kolaylık versin diye dua ettim.

Dünyanın en sakin adamlarından Yücel Sayman"ı bile çileden çıkardılar.

Salondaki eşhas hem "salonu terk etmeyin, cevap verin" demeye getiriyor, hem "gidin buradan, konuşmayın!"

Biri de çıkmış salonun ortasında, "Siz akıl vermeye mi geldiniz akıl almaya mı?" diye racon kesiyor.

Bir kızcağız da tiz sesiyle slogan atıyor: "Hepimiz Mustafa Kemal"in askerleriyiz."

Yetmezmiş gibi üç beş kişinin İstiklal Marşı okuyası tutuyor.

Marş okunuyor diye salonda ayağa kalkan dinleyiciler de var, kalkmayanlar da.

"Akil insanlar" ne yapsın?

Ayağa kalksalar mahut eylemin mezesi olacaklar, kalkmasalar iyisinden "vatan haini."

Gerçekten çok zor!

Bu zorluğu "63 akil insan gücünde" duayenler kaldırabilir ancak.

Hasan Cemal behemehal "akil insan" ilan edilmeli ve göreve Kocaeli"nden başlatılmalı. Bölge kontenjanı doluysa Trabzon veya Rize de olabilir.

Hem böylece…

Gazetesinden ayrılmak zorunda bırakılmasının utancından kurtulamadık, bari "akil insan" ilan edilmemesinin utancından ulusça kurtulmuş oluruz.

11 yıl önce
Hasan Cemal bir an evvel "akil adam" ilan edilmeli
İslâmî hareketten kavramlar savaşına…
Yaşama Sanatı ve Sinema
Bizim sorunumuz ne?
İran’da değişimin ayak sesleri…
İslâmcılık, milliyetçilik ve tam bağımsızlık