|
İşte Türk, işte özlenen tavır!

Haberi ilk okuduğumda nasıl sarsıldım bilemezsiniz. Kelimeler kifayetsiz kalır duygularımı anlatmaya. Sevinçten ağlamamak için kendimi zor tuttum. Yıllardır beklenen, özlenen Türk tavrı bu, dedim; bu, bu, bu!

Haber şu: En sonunda beklenen oldu ve YÖK Başkanı Erdoğan Teziç, Fransa Cumhurbaşkanı Chirac''ın 2 yıl önce kendisine verdiği, Fransa''nın en itibarlı nişanı olarak bilinen, “Commandeur de la Legion d''Honneur”ü artık taşıyamayacağını söyleyerek iade etti.

Chirac''ın iki yüzlülüğünü son derece nezaketli, letafetli ifadelerle dile getiren manifesto hüviyetindeki mektubunda, Ermeni soykırımı yalanının Fransız devlet politikasına dönüştüğünü haykırmış, aldığı ''nişanı'' iade etmekle de, alın başınıza çalın liyakat nişanınızı, demeye getirmiştir.

Fransa parlamentosunun aldığı menhus karara indirilmiş bir Teziç tokadıdır bu.

YÖK Başkanımız ''nişanı'' atarak, Türk milletinin gönlünde taht kurmuş, “yıldırımlar yaratan bir ırkın ahfadı” olmanın ne demek olduğunu dosta düşmana göstermiştir.

İşte soylu bilim adamı budur, yurtseverlik budur. Ne kadar gururlansak azdır. Bundan sonrasını Fransa düşünsün, Ermeniler düşünsün. Yetti artık; herkes aklını başına alsın..

Sayın Teziç, Türk''ün haysiyet, şeref ve onuru için gerektiğinde bütün nişanların, ödüllerin, feda edilebileceğini göstermekle, birilerine alttan alta mesajını da vermiş oldu. Sözde Nobel ödülü alan, sözde Orhan Pamuk mesajı alabilmiş midir, bilemem. O biraz da kendisinin alış yeteneğine ve vicdanına kalmıştır.

Şimdi çok bilmiş liboşlar, 2.Cumhuriyetçiler koç gibi “Legion d''Hanneur”ü,” (hiç gereği yokken) okunuşunun “Lejyon denör” olduğunu söyleyerek, halkımızın gözünde sinsice küçültmeye çalışacaklardır.

Brigitte Bardot, Catherine Déneuve, Zidane''ı anarak, ''liyakat nişanını'' Fransızların önüne gelene verdiklerini söyler, “Commandeur de la Legion d''Honneur”ün ağırlığına ve cazibesine gölge düşürmeyi hedeflerler.

Bu zavallılara çok ağır konuşurum ama terbiyem izin vermez. Beni kötü söyletmesinler, şimdilik şu cevapla idare etsinler: Gerisingeri postalayabileceğiniz bir madalyanız, nişanınız var mı da ötüyorsunuz? Unutmayın ki, “Bekara karı boşamak kolaydır.”

AKP yalakaları ve dini siyasete alet edenlerin de boş durmayacağına adım gibi eminim. Hiçbir şey yapmasalar, Sayın Teziç''in onurlu ve anlamlı eylemini görmezden gelecekler.

Eğer görmezden gelemeyecek kadar zorda kalırsalar, mevzuyu başka alanlara taşımakta hiç gecikmezler. (Bu konuda ne kadar mahir oldukları malumdur.) Mesela, Sayın Teziç''in, kamusal alan tanımının boyutlarını genişletirken sarf ettiği, “Polisin kimlik sorduğu her yer kamusal alandır” sözünü akıllara düşüreceklerdir.

Yüce Türk milletinin hafızasından değerli bir evladının şerefli eyleminin silinmesini boşuna beklemesinler. Başaramayacaklar. Çünkü gün kamusal alan, laiklik, üniversitelerden başörtülü öğrenci kovmak günü değil, ödül, nişan, madalya iade etme günüdür. Nasıldı o söz: “Yediğim pekmez gittiğim Antep.”(Alâkası olmayabilir ama olsun, güzel söz.)

Utanmadan Teziç''e laf söyleyecek olanları uyarıyorum. Bugün ''nişanını'' söküp müstevlilerin hayasız yüzüne çarparak Türklük gurur ve şuurunu her şeyin üzerinde tutanlar yeri ve zamanı geldiğinde, “Buyurun işte jakoben laikliğiniz, işte Fransızcanız, işte Gide, ve işte şarabınız ''La Tache'' buyurun alın…” diyerek iade ederlerse, çok mahcup olursunuz ama. (Lütfen biraz ciddi olalım. Teziç, kendisine verilen ''liyakati'' iade ediyor, halbuki diğerlerini biz aldık.)

O liyakat nişanını, “Bir milyon Ermeni, 30 bin Kürt öldürdük “ dediği için almamıştır beyler. Tamam, bu ödülü niçin almıştır, nasıl almıştır (bu liyakat nişanı ne işe yarar?) ben de bilmiyorum. Ama bunu mesele yapmam. Bilmemek değil, öğrenmemek ayıptır. Bunu da göğsümü gere gere söylerim.

18 yıl önce
İşte Türk, işte özlenen tavır!
Bu başarı hepimizin
Bin Kayrevan’dan bir Kayrevan’a
Herkeste bir ‘ben’ var, bir de ‘gerçeklik’…
Yatırım grevi
Gölge oyunu...