|
Mezarına rakı dökeceğim!
Bu köşeciğin müdavimleri
Kut'ül Amare
ve
Uceym Sadun Paşa
'ya öteden beri vurgu yaptığımı bilirler.


Bir defasında, “

Uceym Sadun Paşa
kadar Şii, Selahaddin Eyyübi kadar Sünni'ydik. Metin Yüksel şehidimiz, Bahattin Yıldız dağlardaki kahramanımızdı.

” (

) demiştim. (Bahattin Abi ah bilsen ne kadar özledim seni!)



Mezhep savaşına aşerenlere karşı çıkanlar için

Uceym Sadun Pa
ş
a

gerçekten de remz şahsiyetti.



Paralel örgüt

deşifre edilmeden epey evvel,

Emre Uslu

'nun

erken dönem mezhep savaşı PR'ı mesabesindeki bir yazısına, “

Evladım sen kimin fitnesisin

” (

) başlıklı naçizane yazımızla cevap verirken de aynı remz şahsiyeti örnek vermiştim.



Demiştim ki: “Tamam, İran son zamanlarda maalesef sorumlu davranmıyor. Şiilikle 'Şiiciliği' karıştırıyor mesela.



Bu böyledir diye, Osmanlı'nın ahfadı olarak tarihi rolümüzü oynayarak İran'ı aklıselime davet etmek dururken, biz de mi 'mezhepçilik' yapacağız?



Ne olacak peki?



Milyonlarca Şii milyonlarca Sünni kapışacak, Nil'den Fırat'a kadar Müslüman kanı akacak da 'İsrail terör devleti'nden başka kimin gönlü olacak?



Mağfiretimiz için 'Ümmetim... Ümmetim...' diye yakaran gönüller gönlünün gönlü incinmeyecek mi?



Yarın rûzi mahşerde Rahmet Peygamberi(S.A.V)'nin hamd sancağının (livahul hamd) altında toplandığımızda ne diyeceğiz peki? 'Ya Resulallah, ümmetin olarak birbirimizi kestik, doğradık!..' mı diyeceğiz?



Mesele nedir?



Bizi birbirine düşüren etnik veya mezhep midir, yoksa kuklacıların emelleri mi?



Sahi, ehlisalibin fitnelerinden ne zaman kurtulacağız?



Kissinger'ın 11 Eylül saldırılarının hemen ardından, “Bundan sonra çatışma Müslümanların arasında olmalıdır...” şeklindeki açıklaması da mı aklımızı başımıza toplamaya yetmeyecek?



Uceym Sadun Paşa'ların yolundan mı gideceğiz, yoksa Şerif Hüseyin'lerin Lawrence'lerin yolundan mı?..”



Bugünkü yazı yolculuğumuzun serlevhasındaki rakı muhabbetine geçmeden evvel

şuncağızı iktibas edelim de tam olsun:

Ş
erif Hüseyin'
in ihanetini ilkokuldan itibaren ezbere biliyoruz da neden Mısır'daki Abdulaziz
Çaviş'
i bilmiyoruz? Can pahasına duyulan sadakatten neden hiç haberimiz yok? Libya'dan Şeyh Sunisi'yi, Yemen'den İmam Yahya'yı, Cezayir'den Emir Abdulkadir'i, Tunus'tan Salih Şerif Tunusi'yi, Suriye'den
Ş
ekib
Aslan'ı, Irak'tan Uceym Sadun Paşa'yı neden tanımıyoruz?”


Malumunuz, son günlerde

Kut'ül Amare

gündeme geldi. (Kut'ül Amare de her şeyden evvel Uceym Sadun Paşa'dır.)



Muhtemeldir ki, İngilizler rahatsız olmuşlardır. E kolay değil tabii, tarihleri boyunca en büyük hezimeti

Kut'ül Amare

'de yaşamışlardır.



İ
çimizdeki
İ
ngilizleri
n”

de rahatsız olmaları gayet doğaldır.



Hepsini anlıyoruz da “

ulusalcı

” kimi muhteremlere ne oluyor?



Tarihin Arka Odası

adlı televizyon programında bundan iki yıl mukaddem geçen bir muhabbeti geçen gün yeniden pişirip servis ettiler.



Neymiş efendim,

Kut'ül Amare

zaferinin komutanlarından

Halil Paşa

mezarına rakı dökülmesini vasiyet etmiş.



Bir coşku bir coşku, olursa o kadar olur.



Dün de başları göğe ermişçesine “

O vasiyet yerine getirildi

” demezler mi?!



Derdiniz ne sizin muhteremler?



Rakı vasiyeti üzerinden kiminle, neyin hesabını görüyorsunuz?



İsteyen mezarına rakı dökülmesini ister, isteyen zemzem. Bizim felsefe hocamız

Buud Hayri Bey

de mezarı başında kaçak sigara içilsin isterdi.



Hülasa, arzular şelale; isteyen istediğini döker de içer de, kim ne karışır.



Gerçekten derdiniz ne?



Kut'ül Amare

'nin Müslümanların zaferi olmasını mı içinize sindiremiyorsunuz, yoksa, İslam'a mugayir olan her şeye sarılmakla “

laiklik

” yaptığınızı mı sanıyorsunuz?



İslam'a ve Müslümanlara düşmanlık yapmak laiklik değil gavurluktur ve gavurlarla savaşan

Halil Paşa

'dan size zerre ekmek çıkmaz.



Biz denklemi rakıdan şaraptan kurmuyoruz muhteremler.



Gavurdan yana mısın, karşı mısın; bizim yegâne denklemimiz budur!



Allah gecinden versin, şayet öldüğünüzde mezarınıza rakı dökülmesini isterseniz bizzat biz bile dökeriz.



Günahı varsa da boynumuza, canınız sağ olsun.



Siz yeter ki gavurun işbirlikçisi olmayın.


#Kut'ül Amare
#Uceym Sadun Paşa
#şiilik
#sunnilik
8 yıl önce
Mezarına rakı dökeceğim!
Evet sokağa çıkamayacak hale geleceksiniz!
Batı’da İsrail spiritüel bir tutkuya dönüştürüldü...
Din savaşı
13 şehit
İstanbul’da bir Yemenli âlim: Abdülmecid el-Zindanî