Bir defasında, “
” (
) demiştim. (Bahattin Abi ah bilsen ne kadar özledim seni!)
Mezhep savaşına aşerenlere karşı çıkanlar için
gerçekten de remz şahsiyetti.
deşifre edilmeden epey evvel,
'nun
erken dönem mezhep savaşı PR'ı mesabesindeki bir yazısına, “
” (
) başlıklı naçizane yazımızla cevap verirken de aynı remz şahsiyeti örnek vermiştim.
Demiştim ki: “Tamam, İran son zamanlarda maalesef sorumlu davranmıyor. Şiilikle 'Şiiciliği' karıştırıyor mesela.
Bu böyledir diye, Osmanlı'nın ahfadı olarak tarihi rolümüzü oynayarak İran'ı aklıselime davet etmek dururken, biz de mi 'mezhepçilik' yapacağız?
Ne olacak peki?
Milyonlarca Şii milyonlarca Sünni kapışacak, Nil'den Fırat'a kadar Müslüman kanı akacak da 'İsrail terör devleti'nden başka kimin gönlü olacak?
Mağfiretimiz için 'Ümmetim... Ümmetim...' diye yakaran gönüller gönlünün gönlü incinmeyecek mi?
Yarın rûzi mahşerde Rahmet Peygamberi(S.A.V)'nin hamd sancağının (livahul hamd) altında toplandığımızda ne diyeceğiz peki? 'Ya Resulallah, ümmetin olarak birbirimizi kestik, doğradık!..' mı diyeceğiz?
Mesele nedir?
Bizi birbirine düşüren etnik veya mezhep midir, yoksa kuklacıların emelleri mi?
Sahi, ehlisalibin fitnelerinden ne zaman kurtulacağız?
Kissinger'ın 11 Eylül saldırılarının hemen ardından, “Bundan sonra çatışma Müslümanların arasında olmalıdır...” şeklindeki açıklaması da mı aklımızı başımıza toplamaya yetmeyecek?
Uceym Sadun Paşa'ların yolundan mı gideceğiz, yoksa Şerif Hüseyin'lerin Lawrence'lerin yolundan mı?..”
Bugünkü yazı yolculuğumuzun serlevhasındaki rakı muhabbetine geçmeden evvel
şuncağızı iktibas edelim de tam olsun:
Malumunuz, son günlerde
gündeme geldi. (Kut'ül Amare de her şeyden evvel Uceym Sadun Paşa'dır.)
Muhtemeldir ki, İngilizler rahatsız olmuşlardır. E kolay değil tabii, tarihleri boyunca en büyük hezimeti
'de yaşamışlardır.
de rahatsız olmaları gayet doğaldır.
Hepsini anlıyoruz da “
” kimi muhteremlere ne oluyor?
adlı televizyon programında bundan iki yıl mukaddem geçen bir muhabbeti geçen gün yeniden pişirip servis ettiler.
Neymiş efendim,
zaferinin komutanlarından
mezarına rakı dökülmesini vasiyet etmiş.
Bir coşku bir coşku, olursa o kadar olur.
Dün de başları göğe ermişçesine “
” demezler mi?!
Derdiniz ne sizin muhteremler?
Rakı vasiyeti üzerinden kiminle, neyin hesabını görüyorsunuz?
İsteyen mezarına rakı dökülmesini ister, isteyen zemzem. Bizim felsefe hocamız
de mezarı başında kaçak sigara içilsin isterdi.
Hülasa, arzular şelale; isteyen istediğini döker de içer de, kim ne karışır.
Gerçekten derdiniz ne?
'nin Müslümanların zaferi olmasını mı içinize sindiremiyorsunuz, yoksa, İslam'a mugayir olan her şeye sarılmakla “
” yaptığınızı mı sanıyorsunuz?
İslam'a ve Müslümanlara düşmanlık yapmak laiklik değil gavurluktur ve gavurlarla savaşan
'dan size zerre ekmek çıkmaz.
Biz denklemi rakıdan şaraptan kurmuyoruz muhteremler.
Gavurdan yana mısın, karşı mısın; bizim yegâne denklemimiz budur!
Allah gecinden versin, şayet öldüğünüzde mezarınıza rakı dökülmesini isterseniz bizzat biz bile dökeriz.
Günahı varsa da boynumuza, canınız sağ olsun.
Siz yeter ki gavurun işbirlikçisi olmayın.