|
Tayyip Bey"i bitirme planı

Aman da aman, ulusalcı esnafı kırk yılın başında öyle bir "açık" yakaladı ki sormayın gitsin. Neymiş efendim, MİT Müsteşarı Hakan Fidan PKK ile görüşmüş.

"İhanet Görüşmesi" diyeni mi ararsın, Meclis''te soru önergesi vereni mi; bir şamatadır gidiyor yani.

İyi de kardeşim barış görüşmeleri yapıldığını inkâr eden mi vardı?

Mesela...

Silvan''da 13 Mehmetçiğimizin katledilmesinden evvel Öcalan, devletle belirli protokoller çerçevesinde görüştüğünü açıklamamış mıydı?

Herhangi bir devletlünün yahut bir hükümet yetkilisinin bu laflara "itirazı" oldu mu?

Yani "Sallıyor, inanmayın..." diyen çıktı mı?

Peki siz ne yapmıştınız?

Ortalığı bugünkü gibi velveleye vermiş miydiniz?

Öcalan daha sonra (çok değil bundan 1-2 ay mukaddem) "Protokoller ön açıcı, çözüm geliştirici ve çözüme ilişkin devletle üzerinde uzlaşmaya vardığımız ve bağlı kalacağımız çözüm metinleridir, çözüm protokolleridir. Daha imza aşamasına gelmiş değiliz. Halen heyetle protokoller üzerinde görüşmeler ve çalışmalar devam ediyor, üzerinde çalışılıyor..." dediğinde ne yaptınız?

Neden bugünkü gibi şamata koparmadınız?

Neyi beklediniz?

İçinizden herhangi bir Muharrem İnce çıkıp da "Hangi protokollerde imza aşamasına geldiniz?" diye neden soru önergesi vermedi?

O vakit sustunuz da şimdi neden "vikvikvik" ediyorsunuz?

Çünkü siz de bu işlerin böyle yürüdüğünü biliyorsunuz.

Öcalan''la tutuklanmadan evvel albay düzeyinde yapılan görüşmeleri de bilmiyor değilsiniz ya.

Tabiri caizse bu işin "diyalektiği" böyledir. Bir yandan kavga edilirken bir yandan da barış görüşmeleri yapılır.

Bunları herkes bilir.

Dolayısıyla CHP Grup Başkan Vekili, değerli insan Muharrem İnce de bilir.

Onun bildiğini CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu haydi haydi bilir.

Hiç bilmeseydi bundan yaklaşık üç ay evvel Öcalan''la barış görüşmeleri için "Eğer sorunun çözümü için tüm taraflarla görüşülecekse, salt siyasal çerçeveden bakıp ''Hayır, böyle bir görüşme yapılmamalıdır'' demek doğru değil diye düşünüyoruz..." der miydi?

Bunları yüzünüze vurmayacağımızı mı sandınız?

"Lieberman''lar ''devre yapmaya'' başladı; Tayyip Bey''i bitirme planının ilk aşaması bu..." yollu şappadak sevindirik olmayın.

"One minute"ten sonra "Hah şimdi Tayyip bitti" diye sevinenleriniz oldu da ne oldu; hatırlayın.

Tekrar soruyorum:

Madem bugün kıyametleri koparıyorsunuz, dün neden susuyordunuz?

Sahi neyi beklediniz?

İsrail''e "seyrüsefer" resti çekmemizi mi?

Sakin güç Kılıçdaroğlu, değerli insan Muharrem İnce ve bilumum ulusalcı taifesi MİT''in PKK''yla görüşmesinden neden rahatsız oldular acaba?

Hepsinden önemlisi, bu rahatsızlık hangi rahatsızlığın devamı?

İsrail terör devletinin savunma bakanı Ehud Barak''ın (Hakan Fidan''ın MİT Müsteşarlığına getirilmesinden duyduğu) rahatsızlığının devamı olmasın?

Değilse...

Neden bu münasebetsiz "rahatsızlıktan" zerre miskali rahatsızlık duyulmadı?

Uzun lafın kısası: İsrail terör devleti ve uluslararası destekçileri sadece MİT müsteşarından değil, Kürt-Türk barışından, dahası kardeşliğinden rahatsız.

Türk-Arap gönüldaşlığından rahatsız oldukları gibi.

Bu dün böyleydi, bugün de böyledir.

Soruyorum:

Şerif Hüseyin''in ihanetini ilkokuldan itibaren ezbere biliyoruz da neden Mısır''daki Abdulaziz Çaviş''i bilmiyoruz?

Can pahasına duyulan sadakatten neden hiç haberimiz yok?

Libya''dan Şeyh Sunisi''yi, Yemen''den İmam Yahya''yı, Cezayir''den Emir Abdulkadir''i, Tunus''tan Salih Şerif Tunusi''yi, Suriye''den Şekib Aslan''ı, Irak''tan Uceymi Sadun Paşa''yı neden tanımıyoruz?

13 yıl önce
Tayyip Bey"i bitirme planı
Tevradî bir mitin Kur’anî bir kıssa ile tashihi
i-Nesli anlaşılmadan siyaset de olmaz, eğitim de…
İç talebe ilişkin öncü göstergeler ilave parasal sıkılaştırmaya işaret ediyor!
Enerjide bağımsız olmak
Târihin doğru yerinde durmak