|
Hat Sanatının Geçmişi

Geleneksel sanatlar, gelenekli sanatlar, klasik sanatlar, klasik Türk sanatları, kitap sanatları, mushaf sanatları…Tamamı aynı manaya gelen ama kullanıcısının kendince ilave manalar yüklediği yüzyıllar boyunca yapılmış ve hâlâ da yapılmaya devam eden sanatlar bütünü.

Bu sanatlar söz konusu olduğunda ilk akla gelen hat sanatıdır. Çünkü önce yazı gelir ve yazı İstanbul’da yazılır. Yüzyıllardan beri dünyanın en önde gelen hattatları İstanbul’da yetişmiştir, eserlerin en nadide örneklerini İstanbul’da oluşturmuşlardır.

Hat sanatının en büyük eşlikçisi tezhip sanatıdır, minyatür, ebru, cilt, kat’ı hepsi bu topraklarda kendilerine yeni bir tarz bulmuş farklılaşmışlardır.

İslamiyetin gelişiyle birlikte yüzyıllar boyunca İslam dünyası genişledi. Kur’an-ı Kerim ortaya çıkan bu yeni medeniyetin merkezinde yer aldı. Zaman ve bölgelere göre Kur’an-ı Kerim’in yazılış biçimi değişti. Mevcut dönemin, coğrafyanının etkisinde yazıldı. Bugün hem ülkemizde hem de dünyanın önde gelen müzelerinde tarih boyunca oluşturulmuş elyazması mushafların en nadide örneklerini görmek mümkün.

Hattat Hüseyin Kutlu uzun yıllara yayılan bir çalışma yaparak “İstanbul Mushafı” isimli bir proje gerçekleştirdi. Toplam 66 kişinin yer aldığı bir ekiple tarih boyunca yaygın olarak kullanılan bütün hat stillerini, bu stillere eşlik eden tezhipleri, ebru sanatını, cilt örneklerini bir arada sunduğu bir Kur’an-ı Kerim oluşturdu. Toplam 10 ciltlik eserin ilk 6 cildi geçtiğimiz yıllarda tamamlanmıştı, yakın zaman önce de 10 cilt tamamlandı. Bu sete sahip olan birisi bütün yazı tarzlarını bir arada görme imkânına sahip olacak. Son derece dikkate değer bir çaba. Daha önce benzeri uygulanmamış bir yaklaşım.

Bilim Kültür ve Sanat Derneği (BİKSAD)’ın Kanlıca’daki merkezinde projeyle alakalı bir iftar daveti sonrası Kutlu şu önemli bilgileri paylaştı:

Çalışma 8 yıl sürdü

Toplam 66 kişi çalıştı. (66 sayısının ebcet hesabındaki karşılığı Lafza-i Celal’e karşılık geliyor)

Kağıdı, mürekkebi, baskısı her şeyi kendileri tarafından büyük bir hassasiyetle yapıldı.

Kağıdın yapımında kullanılan malzemelerde İslam dünyasının her tarafından önemli kişilerin türbelerinden malzemeler kullanıldı, bununla murat edilen amaç bu mushafta onların bir araya gelmesi gibi bir gün İslam dünyasının da bir araya gelmesi. Aslında bu proje paramparça olmuş ümmetin tekrar bir araya gelmesi için bir dua.

Zaman içinde bu projenin bir belgeseli de yapılacak.

Projenin önemini ve içindekileri anlatan bir prestij eser de yapılacak ve böylece bu sanatların zaman içindeki yolculuğu detaylarıyla birlikte aktarılacak.

Kufi, maşrık kufisi, tezyini kur, Kayrevan kufisi, mağribi, muhakkak, reyhani, sülüs, nesih, ta’lik ve icaze tarzlarında yazıldı. Toplam 11 farklı tarz mevcut.

62 farklı sayfa tasarımı yapıldı.

Hüseyin Kutlu’nun ortaya koyduğu bu eserle “mushaf sanatları”nın bir antolojisi, bir kolajı oluşturuldu. Var olmuş, bir şekilde geniş kitlelere ve zamana yayılmış bu sanatlar bir arada sunulmuş oldu.

Bugün yeni yazı stilleri en azından Türkiye’de ve Kur’an-ı Kerim yazımında kullanılmıyor. İnanıyorum ki zaman içinde yeni stiller de oluşacak. Hüseyin Kutlu’nun çalışması hat sanatının zamanın ve mekânın ruhunu takip ettiğinin önemli bir göstergesi. İnşallah genç hattatlar bunun farkında olarak zamanın ve mekanın ruhuna uygun eserler ortaya çıkartacaklar.

#Aktüel
#Hat
#Sanat
#Samed Karagöz
23 days ago
Hat Sanatının Geçmişi
Kamu tasarrufu
BİT’lere kadrolu işçi alımında acilen tedbir alınması gerekiyor
Tarih bizi çağırıyor ama biz birbirimizle boğuşuyoruz!
İYİ Parti kongresinin kazananı kim
Şule öğretmen ve yeni maarif modeli