|
İsrail’in Öldürdüğü Bir Sanatçı Daha

Sanatçı ve sanat tarihçisi Sami Halaby, Fathi Ghaben’in eserlerini “işçi sınıfının öfkesinin ham gücüne sahip; burada yozlaşmış bir incelik yok” sözleriyle tanımlar.

1947’de, Nakba’nın yaklaştığı dönemde Gazze’nin kuzeydoğusundaki Harbia köyünde doğan Ghaben ailesi diğer 750.000 Filistinli gibi Cibaliye Mülteci Kampı’na yerleşti. 1987’deki bir röportajda Ghaben kendini şöyle tanıtıyor:

Ben Cebaliye kampından Fathi, 1947 doğumluyum. Hayatın zorlu koşulları, altıncı sınıfta örgün eğitimimi yarıda kesti. Aynı yıl doğuma adım attım. Filistinli çocukların erkek gibi davranmaları ve ailelerinin geçimini sağlamaları bekleniyor. Bu arada hobim olan resimle de uğraştım... On dokuz yaşındayken evliydim ve kısa süre sonra sekiz çocuk babası oldum.

Kendi kendini yetiştirmiş bir sanatçı olan Ghabin, parmaklarıyla resim yapmanın mahremiyetini bir fırçanın aracılığı yerine tercih ediyordu. Her gün sekiz saat boyunca mütevazı evinin rahatlığında, çocuklarının oyunları, kahkahaları ve bağırışları arasında resim yapıyordu. Poster ve kartpostal gibi röprodüksiyonlarla popüler hale gelen eseri, büyük ilgi gördü. Ancak bu şöhret başka bir istenmeyen ilgiyi de beraberinde getirdi. 1984 yılında İsrail işgal güçleri onu tutukladı ve yedi sanat eserine el koyarak altı ay hapis ve para cezasına çarptırdı.

Hollandalı bir gazeteci, Ghaben’in tutuklanmasına daha fazla açıklık getirmek amacıyla İsrailli bir subayla röportaj yaptı:

GAZETECİ: Benim bilmek istediğim Fathi Ghaben’in hapsedilmesi.

SUBAY: Ressam?

GAZETECİ: Ressam, kesinlikle! Sahip olduğum tüm bilgiler haftalık Filistin gazetesi Al-Fajr’dan geliyor, dolayısıyla bu haftalık verilen bilgilerin doğru olup olmadığını bilmiyorum. Bu yüzden bu adamın hapsedilmesinin resmi sebebinin ne olduğunu bilmek isterim.

SUBAY: Fathi Ghaben’in resimleri Gazze Şeridi ve Batı Şeria’da on binlerce kopya halinde dağıtıldı ve insanları sokaklara çıkmaya, taş atmaya, gösteri yapıp kanunları çiğnemeye çağırmak için propaganda aracı olarak kullanıldı. Acaba bu resimlerden herhangi birini gördünüz mü?

İsrail’in bütün Filistinlilere karşı yaklaşımının net bir göstergesi.

İki İntifada’nın ortasında, ailesini geçindirmek için başlangıçta İsrail’de çalışmak zorunda kaldı ve sonunda yeteneği gelişmeye başladıkça tam zamanlı resim yapmaya geçen Ghaben’in eserlerinde folklor öğeler önplandandır. Filistinli çiftçileri ve işçileri sürekli görürüz. Buradaki kişiler çalışıyordur, protesto gösterilerindedir, tarlalarını sürüyorlardır, kutlama yapıyorlardır, dans ediyorlardır ne yaparlarsa yapsınlar hepsinin ortak özelliği geleceğe ümitle bakan, yılmamış Filistinlilerdir.

Gazze’den gelen son haberlere göre, ünlü sanatçı Fathi Ghaben, İsrail yetkililerinin tıbbi tedavi için seyahat etmesine izin vermemesi sonrasında hayatını kaybetti. 77 yaşındaki sanatçı, şiddetli göğüs ve akciğer rahatsızlıklarından muzdaripti ve kuşatma altındaki bölgede oksijen ve diğer önemli sağlık kaynaklarının yetersizliği nedeniyle Gazze’de bakım alamıyordu. Resimleri Filistin mücadelesini ve geri dönüş haklarını ölümsüzleştirdi.

Bu yazıyı Ghablen’in sözleriyle bitirmek istiyorum:

“Hiçbir zaman kendime PR yapmak için sanat eseri yaratmadım. Kendimi Filistin halkının mücadelesine dair parlak bir ışık, yanan bir mum olarak görüyorum. Kendimi sanatımla ifade etmeyi arzuluyorum ve resimlerimin beni yansıttığını izleyicinin bilmesini istiyorum. Resimlerim gülümsemelerle dolu değil; gürültülü, gösterişli ya da derin düşünceden yoksun değiller. Ulusal Filistin sorunlarını ve Filistin mücadelesinin gerçekliğini çiziyorum.”

Venedik’te değişen bir şey yok

Venedik Bienali’nin çifte İsrail’e karşı çifte standart uyguladığını, Rusya’ya uygulanana benzer bir tavrın uygulanmadığını daha önce bu köşede yazmıştım. İtalyan Kültür Bakanı Gennaro Sangiuliano yaptığı açıklamada İsrail Pavyonu’nun planlandığı şekilde kalacağını belirtti. Aralarında geçmiş Venedik bienallerinde yer almış sanatçıların da bulunduğu 4000 kişinin imzaladığı “Bienal soykırımcı bir apartheid devletini platforma çıkarıyor.” sözlerinin de yer aldığı açık mektubun bienal gerçekleşirken hangi etkiye neden olabileceğini ancak zamanla görebileceğiz.

#Gazze
#Filistin
#İsrail
#Samed Karagöz
2 ay önce
İsrail’in Öldürdüğü Bir Sanatçı Daha
Kamu tasarrufu
BİT’lere kadrolu işçi alımında acilen tedbir alınması gerekiyor
Tarih bizi çağırıyor ama biz birbirimizle boğuşuyoruz!
İYİ Parti kongresinin kazananı kim
Şule öğretmen ve yeni maarif modeli