|
Sarkis’in Sonsuz’u

Sarkis’in eserleri her zaman orijinal bulurum. Evet her sanatçı orijinaldir ama Sarkis de bu orijinallik başka bir boyutta. 1986 tarihli Çaylak Sokak isimli eseri ise sanatçının, Türk sanatında çığır açan işlerinin başında gelir. Türkiye’de çağdaş sanat denildiği zaman başlangıç noktası kabul edilebilecek bir eserdir Çaylak Sokak. İlk kez Maçka Sanat’ta sergilenen eser şuan Arter koleksiyonunda ve müzenin açılış sergilerinde yer almıştı.

Arter bugünlerde başka bir Sarkis sergisine evsahipliği yapıyor: Sonsuz Sanatçının Arter koleksiyonunda yer alan eserlerinden bir seçki Emre Baykal küratörlüğünde sanatseverler sunuluyor.

Sergide yer alan eserlerin bir kısmı Türkiye’de ilk kez sergileniyor. Sanatçıyı yakından takip eden sanatseverler için önemli bir husus. Tekerlekli İskemle, Kuş Tüyleriyle isimli eser ve İs Siyahı Parmak İzleri ise sanatçının bu yıl ürettiği ve ilk kez sergilenen eserleri.

Sergide 10 farklı eser yer alıyor. Sarkis’in tam manasıyla bir retrospektifinin niçin yapılamayacağını adeta gözler önüne seren eserler bunlar. Her seferinde sergilendikleri mekana göre tekrar yapılan, şekil değiştiren, biçim değiştiren, sergilendiği zamana göre manası değişebilen eserlerden bahsediyoruz. Örneğin 2015 tarihli Respiro isimli eseri. İlk kez 2015 yılında Venedik Bienali Türkiye Pavyonu’nda gördüğüm eser içinde bulunduğu atmosfer ve ışıktan dolayı bambaşka bir his uyandırmıştı bende. Şimdiyse Arter’de görünce daha farklı yaklaşmam gerektiğini düşündüm.

Siyah ve karanlık bir eserle (İs Siyahı Parmak İzleri) sergi renkli Respiro gibi renkli eserler devam ediyor. Sarkis’in 1986 yılında ilk örneklerini yaptığı ve hâlâ üretmeye devam ettiği İstanbul İkonları seriyi ise sanatçının duygu-düşünce dünyasının aktarımı olarak okumak mümkün.

Serginin en etkileyici parçası ise bence Translammation isimli eser. 1996-2001 yıllarında üretilen eser nesnelerin (söz konusu eserde bu nesne mobilya) dönüşümünü ve farklı görünümlerini aktarıyor.

Sergide Ali Kazma’nın L’Atelier Sarkis (2015) ve Breath (2015) tarihli iki video eseri de yer alıyor. İlk eserde Sarkis’in Paris’te yer alan stüdyosunu; ikincisinde ise Respiro isimli eserin Venedik’teki halini Ali Kazma’nın gözünden görüyoruz. Bir sanatçının başka bir sanatçıyı nasıl gördüğünü, onun çalışma biçimini bize nasıl aktardığını anlayabilmeye çalışmak gerçekten hoş bir tecrübe oldu benim için.

Sonsuz’da üç farklı beste izleyicilere eşlik ediyor. Bazen bu üç melodi birbirine karışıyor. Johann Sebastian Bach’ın 127 numaralı kantantı, Dmitriy Şostakoviç’in 15 numaralı kuarteti ve Jacopo Baboni-Schilingi’nin Respiro için bestelediği beste “dinleyen gözler için” serginin her noktasından size sesleniyor. Bir de tabi 2013 tarihli Calling (to the Bees) isimli eserin hafif tınısı da zaman zaman dikkat çekiyor.

Zaman ve bellek konuları Sarkis’in eserlerinde sıklıkla yer alır. Serginin adı belki bu yüzden Sonsuz. Belki de Sarkis’in eserlerini sonsuz farklı biçimde sergileyebilme ihtimali olduğu için sergini adı Sonsuz. Tercih sizin algınıza ve tercihinize göre değişir.

Emre Baykal’ın 2019 yılında Arter Yakın Bakış serisinden çıkan Çaylak Sokak başlıklı kitabını sanatçıyı daha yakından tanımak isteyen sanatseverlere tavsiye

ederim.

#Sarkis
#Sergi
#Çaylak Sokak
1 yıl önce
Sarkis’in Sonsuz’u
Evet sokağa çıkamayacak hale geleceksiniz!
Batı’da İsrail spiritüel bir tutkuya dönüştürüldü...
Din savaşı
13 şehit
İstanbul’da bir Yemenli âlim: Abdülmecid el-Zindanî