|
Para mutluluk mu getirir mutsuzluk mu?

100 yılı aşkın bir süredir çözülemeyen ve evrenin sırlarıyla ilgili çok önemli ipuçları içerdiğine inanılan Poincare varsayımını çözen esrarengiz matematikçi olarak dahil oldu hayatımıza Grigori Perelman. Yıl 2002 idi onunla ilgili ilk haberi okuduğumuzda.

Dünyanın çözülemeyen en büyük 7 probleminden biri olarak kabul edilen Poincare varsayımını çözünce, çalınma ihtimalini umursamadan internette yayınlamayı uygun gördü. 36 sayfalık bir makale ile birlikte. Ertesi yıl 22 sayfalık yeni bir makale yayınladı. Uzmanların çözümü bile zor anladığı ifade edildi. Bilim Kurulunun çözümü anlayıp doğrulaması yıllar sürdü.

Çözümün doğruluğu teyit edildiğinde, çözülemeyen problemin çözülmesinin ne tür yeniliklere, değişiklere zemin hazırlayacağından ziyade, çözümü imkansız problemin 1 milyon dolar ödülüne odaklandık hep beraber.

Perelman, sistem insanlarını allak bullak eden hadi canım nasıl olur serzenişlerini dillendiren kararını açıklamıştı. İhtiyacım olan her şeye sahibim diyerek ödülü almayacağını. ''İstediğimi aldım, para ve ün beni ilgilendirmiyor. Hayvanat bahçesindeki bir hayvan gibi sergilenmek istemiyorum. Matematik kahramanı değilim. O kadar da başarılı değilim. Bu yüzden herkesin gözünü bana dikmesini istemiyorum.''

Şöhretten kaçarken şöhret olmaktan kurtulamadı Perelman. Komşusu ''apartmandaki hamam böceklerinden kurtulmaya çalışıyoruz ama onun dairesine saklanıyorlar'' diyerek bir kalemde harcadı Perelman''ı.

Komşusunun açıklamalarına itimat ederek; bir masa, bir sandalye, bir klozet, bir önceki kiracıdan kalmış kirli bir yatağın olduğu bir evde yaşayan dahi matematikçi için ruh hastası, meczup, asosyal, geri zekalı gibi yafta torbasındaki tüm negatif unvanlar çıkartıldı.

Lüks içinde yaşasaydı 1 milyon dolarlık ödülü reddetmesini belki anlayabilirdik ama sefalet içinde yaşarken nasıl olurdu?

1 milyon doları elinin tersiyle itmesi inandırıcı gelmese de yorumlar havada uçuştu. ''Adam yaşamayı bilmiyor. Dahi bir matematikçiye layık bir evde yaşamıyor.''

Çok para kazanan insanların zeki, işinde ehil olduğu düşünülürken; parayı kabul etmeyenler veya para kazanamayalar yeterince zeki kabul edilmiyor.

İnsanların vitrinde yaşamak için can attığı, evliliğini, hayatının en mahrem anlarını şimdi değilse ne zaman mantığıyla paraya çevirmeye çalıştığı bir çağda; ihtiyacım olan her şeye sahibim diyen Perelman cephesinden ödülle ilgili nihai kararı vermedim açıklaması gelince yüreklerimize su serpildi! Ferahladık bir anda! Tabi ya popüler kültür onu da esir edebilmişti nihayetinde. O da paranın kölesi olacaktı gecikmeli de olsa! Neyse ki sadece sonbahara kadar müsaade istemişti Perelman,

ödülü hangi vakfa bağışlayacağına karar verebilmek için.

44 Yaşındaki Perelman''ın sahip olmayı aklından bile geçirmediği, kölesi olmayı reddettiği para cephesinden ilginç bir karar da 47 yaşındaki dolar milyarderinden geldi. Servetini bağışlayarak özgürlüğünü satın aldığını söyleyen Karl Raberder''in hikayesini isteyerek fakir olan milyoner başlığıyla okuduk.

Paranın hayatta nelere mal olacağını Perelman sahip olmadan biliyordu, Raberder sahip olarak.

Çok çalışarak çok para kazanma sarmalında, kazanamayınca çalmanın mubah olduğu kapitalizm çağında; parayı hayatın merkezine koyup mutluluğunu ona bağlayanların ne kadar yanlış bir tutum içinde olduklarını teyit ediyor Avusturyalı milyoner Karl Raberder''in kararı.

Servet: 3 milyon euro.

Sebep: Paranın mutluluk değil mutsuzluk getirdiğini anlaması.

Maddi değer taşıyan her şeyi satmak istediğini, servetinin kendisine zarar verdiğini, mutluluğunun önüne adeta bir bariyer gibi durduğunu belirtiyor Raberder. Daha fazla şeye sahip oldukça mutlu olacağına, para ve lüksün kendisine mutluluk getireceğine inanan fakir bir ailenin çocuğuydu Raberder. Yaşadığı lüks hayata sahip olabilmek için köle gibi çalışırken, sahip olduklarının kölesi olduğunu fark ettiğinde karar verdi lüks yaşamıyla vedalaşmaya. Tüketiciliği terk edip gerçek hayata dönmeye.

Bütün lüks evlerini, arabalarını, eşyalarıyla birlikte satışa çıkaran milyonerin neden mutlu olamadığını satışa çıkardığı 21.999 piyango biletini görünce anlamak mümkün.

Satışlardan elde edeceği geliri yardım kuruluşlarına bağışlayacağını ifade eden milyonerin sözleri oldukça manidar: Geriye hiçbir şey, ama hiçbir şey bırakmak istemiyorum. Çünkü para, ters tepiyor, mutluluğun gelmesine mani oluyor.

Para; daha çok kazanmalısın, daha çoğuna sahip olmalısın baskısıyla kısa sürede kölesi haline getirebiliyor sahibini.

''Önemli olan hayatta en çok şeye sahip olmak değil, en az şeye ihtiyaç duymaktır.'' Siz bakmayın kapitalizmin ihtiyaçlar sınırsızdır dayatmasına. İhtiyaçlar sınırlıdır, sınırsız olan isteklerdir.

14 yıl önce
Para mutluluk mu getirir mutsuzluk mu?
İsimler lakaplar
Kamu tasarrufu
BİT’lere kadrolu işçi alımında acilen tedbir alınması gerekiyor
Tarih bizi çağırıyor ama biz birbirimizle boğuşuyoruz!
İYİ Parti kongresinin kazananı kim