Şeref Meselesi; mafya yüzünden dağılan ailesinin intikamını almak üzere mafyaya dahil olmaya çalışan Yiğit’le, idealist bir avukat olmaya çalışan kardeşi Emir’in hikayesi. Mafya ve hukukun yakın ilişkisini gözler önüne sererken iki kardeşin çatışması üzerinden intikam, adalet, suç kavramlarını tartışmaya açıyor sıklıkla. Kendi adaletini sağlamayı savunan Yiğit kazanıyor her seferinde.
Seyirci nezdinde kabul görmeyen ve kısa ömürlü olmasına kesin gözüyle bakılan ilk bölümde; aile Ayvalık’tan İstanbul’a göç etti, saf ve iyi yürekli baba yakın akraba mafya işbirliğiyle dolandırıldı. Her şeyini kaybeden, karısı tarafından aşağılanan babanın intihar etmesiyle bölüm sona erdi ama asıl hikaye başladı. Güç, iktidar ve para hırsına kocasını kurban veren, hukuk tahsil eden Emir’in akademik kariyer yapma isteğini memur olacaksın yani diye aşağılayan, eğitimsiz, mesleksiz, serseri mayın misali dolaşan Yiğit’i ise tüm umudum sende diyerek bir nevi ‘kuran’ ve şeref sözü verdiren Zeliha akli melekelerini yitirdi.
Emir resmi ve hukuki yollardan suçluların cezasını çekmesi için çabalarken; içkiye, kadına düşkün, şiddete meyyal Yiğit silaha sarıldı. Emir abisinin daha çok suça bulaşmasına engel olmak için ihbar etmekte tereddüt etmedi. İhbar ve hapishane günleri yaşanacak olayların fitilini ateşledi.
Hapishanede intikam planları yapan Yiğit, babasını dolandıranlardan intikam almak için aralarına sızmak, aralarına sızmak için de onların yöntemlerini kullanmaktan çekinmeyecekti. Düşmanla mücadele ederken düşmanın yöntemlerini kullanmak ve sonunda düşmanına benzemek en büyük cezadır. Ama senaryo babasının intikamını almaktan öte, güçlü olmak, zirveye çıkmak hesabında olan Yiğit’i elini kana bulamasına rağmen sürekli aklayarak erdemli adam kategorisinden mafya babası olmasına çalıştığı için görülmüyor benzerlik.
Babasının intikamını şeref meselesi haline getiren, Sadullah’tan intikam almak için kızı Kübra’yı kullanan Yiğit, hikayenin başında da masum bir karakter değildi. Annesinin yine hangi kızın gönlünü çaldın diye cesaretlendirdiği Yiğit, evlenme vaadiyle istismar ettiği kızları eski hayatında bırakarak geldi İstanbul’a. Arabanın içinde kibirle, zafer kazanmışçasına, gözü yaşlı gidişini izleyen kıza el sallayışı vardı ki hangi şeref meselesi diye sorası geliyor insanın.
Amcaoğlunu uçurumdan aşağı atlamaya mecbur bıraktı, Sadullah’ı kızıyla vurduktan sonra foyasını ortaya çıkardı, Nihat’ın gözünden düşürdü, intihar etmesini izledi. Savunduğu şey babam intihar etti Emir ve benim ne günahım vardı düşüncesiydi. Kübra’nın Sadulllah’ın kızı olmaktan başka ne suçu vardı? Mafyanın içine girmek, Nihat’ın Hakkı’nın dikkatini çekmek için çevirdiği dolaplarla mağdur ettiği adamların çocuklarının ne suçu var?
Mafyaya öfkeli bir adamın mafya içinde yükselişini anlatan bir hikaye Şeref Meselesi; söndürdüğü ocaklar, gözü yaşlı çocuklara yer yok bu hikayede.
Yiğit bir suçlu profili, babası intihar etmeseydi bu kadar hızlı bir şekilde değil belki ama yine o dünyanın içine girecekti. Çalışmadan, çabalamadan, emek sarf etmeden güç sahibi olmanın peşindeydi. ‘Mafya yoktur girişimci insanlar vardır bir de onlara engel olmaya çalışanlar’ ifadesi tam Yiğit gibilerin kafa yapısına hayat tarzına uygun.
Yiğit suçlu, kirli, keserci nalını gibi her şeyi kendine yontan, bencil biri. Ama senaryo ana karakter olmasından sebep yaptığı tüm kötülüklere rağmen kötü olarak algılanmasın diye özel çaba sarf ediyor. İntikamını aldıktan sonra Kübra’yı ortada bıraktığı, kürtaja zorladığı zamanlarda Sibel’e aşık ederek temize çekti Yiğit’i. İki kardeşin sadece adalet ve intikam üzerinden karşı karşıya gelmesi yeterli gelmemiş olacak ki kadınlar üzerinden de karşı cephelerde yer aldılar. Sibel kendi ifadesiyle ilk bakışta etkilendiği Yiğit’ten uzak durmak için yakınlaştığı Emirle ilişkisi Kübra tarafından ifşa edilince sen iki kardeşi nasıl birbirine düşman edersin diye bağırdı Kübra’ya. Yeni zihniyetimiz bu yapan değil, yapılanı ortaya çıkaran suçlu.
Kardeşiyle ilişkisini öğrendiğinde Sibel’i (bir bölümlük) terk eden Yiğit, kabul etmediği kızı Elif’i yanına alarak romantik komedi sahneleri eşliğinde seyircinin gözünde bir kez daha temize çekildi. Mafya tarafında kirli adımlar attığı oranda, aile tarafında aşıklık, babalık ve ağabeylik rolleriyle kirlerinden arındırılacak Yiğit. Emirle her çatışmasında galibiyet Yiğit’in hanesine yazılacak senaristin özel destekleriyle. Senin mantığın benim duygularımdan daha mı önemli sorusu, ben kirli olabilirim ama sen kötüsün çünkü beni kardeşsiz bıraktın sitemi Yiğit’e özel replikler.
Yiğit kardeşinin kendisini ihbar etmesini beni olduğum gibi kabul etmedin, oysa ben seni hep olduğun gibi sevdim hiç değiştirmeye çalışmadım şeklinde değerlendiriyor. Senarist bilinçli olarak suç ve hata kavramlarını birbiriyle karıştırıyor. Emir hatalı olabilir ama Yiğit suçlu. İnsan hatalarıyla kusurlarıyla kabul edilir, hatalar kusurlar değiştirilmeye çalışılmaz. Hırsızlık, adam yaralama ise hata/kusur değil, suçtur.
