|
Afrika"daki Türkiye ve 2013 dijital strateji yılı

Afrika''nın önümüzdeki dönemin parlayacak yıldızı olduğunu bu köşe için kaleme aldığım yazılarda özetle anlatmaya çalıştım. Doğal kaynakları, nüfusu, geniş ve bakir pazarı, mobil iletişimde hızlı gelişimi ile Afrika, dünyadaki yeni paylaşım mücadelesinin odağında. Afrikalı siyasiler ve Afrika''nın insanları da bu ilginin farkındalar. Onlar da artık pasif bir aktör olmaktan çıkıp kıtalarının gerçek sorunlarını dünya ile paylaşma ve ortak çözümler üretme amacındalar. İletişim alanındaki gelişmelerin, özellikle dijital medyanın gelişmesi ile, diasporalarını da kullanarak ''Beyaz Adam''ın kendilerini nötrleyen siyasetlerine alternatif geliştiriyorlar.

Afrika artık sadece yardım alan değil, yatırım yapılan da bir ülke olmak istiyor; oluyor da. Böylesi aktif ve dinamik bir kıtada, Türkiye''nin ''yumuşak gücü'' ile izleyeceği ekonomik, siyasi ve kültürel siyaset açılımının bire on kazandıracağı görülüyor. Bu çerçevede Türk Dışişleri Bakanlığı''nın resmi sitesinde Türkiye''yi bir Afro-Asya ülkesi olarak tanımlaması dikkat çekici. Türkiye''nin özellikle son 10 yıllık dönemde, aktif diplomasisinin bir parçası olarak Afrika''ya yoğun ilgi göstermesi, Afrika''daki potansiyelin fark edildiğini gösteriyor. Dış İşleri Bakanı Ahmet Davutoğlu''nun ''21. Yüzyıl bir Afrika yüzyılı olacaktır'' vurgusu ise bu vizyonun kanıtı olsa gerek.

Türkiye''nin Afrika politikasının 2005''in ''Afrika yılı'' ilan edilmesiyle ivme kazandığı görülüyor. Bu tarihten itibaren Türkiye''nin Afrika''da öncelikli olarak diplomatik misyonlar vasıtasıyla varolma stratejisi izlediğini görüyoruz. Bu strateji uyarınca da 5 yıl önce sadece 12 olan büyükelçilik sayımız hızla 35''e yükseldi. Örneğin şu an Somali''de tek tam kapasite çalışan büyükelçilik Türkiye''ye ait. Türkiye''nin buradaki temel argümanı, kıtada istikrarı sağlayıcı bir misyon yürütürken aynı zamanda ekonomik entegrasyonun çerçevesini de oluşturmak. Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu da Türkiye''nin Somali politikasını ''stratejik bir tercih'' olarak ifade ediyor ve temel hedefin, ''ülkeyi siyasi istikrara kavuşturmak'' olduğunu vurguluyor.

Sayısı hızla çoğalan diplomatik misyonların yanı sıra özellikle TİKA aracılığıyla insani yardım odaklı organizasyonları ile Türkiye, kısa süre içerisinde bölge halklarının güvenini kazandı. Elbette burada Osmanlı''dan döneminde oluşturulan ve günümüze miras kalan ortak kültürel, sosyal ve dinsel kodların da büyük bir etkisi var. Kızıldeniz kıyılarından, Afrika''nın Orta Batı sahillerine kadar varolan İslam kuşağı, Türkiye''nin bu bölge ile ilişkilerini geliştirmesinde büyük etken. Zaten Türkiye bugün başta Afrika Birliği ve Batı Afrika Ülkeleri Ekonomik Topluluğu (ECOWAS) olmak üzere, kıtadaki pek çok siyasi organizasyonda da temsil ediliyor, yakın ilişkiler sürdürülüyor.

TİKA, özellikle yurtdışında gerçekleştirdiği sosyal yardım, alt yapı çalışmaları gibi faaliyetleri ile Türkiye''nin öne çıkan kamu kurumları arasında ön sırada yer alıyor. Özellikle 2005''ten sonra ilgisini Afrika bölgesine çeviren TİKA, bu çerçevede Afrika''da özellikle halkın acil ihtiyaçlarının giderilmesi alanında önemi yadsınamayacak faaliyetler gerçekleştirdi. Bugün TİKA koordinatörlükleri özellikle Sahra Altı Afrika ile Afrika boynuzu ekseninde, belirli bir strateji dahilinde şekillenmiş. Örneğin Sudan''ın 2011 yılında yapılan yardım faaliyetlerinden en çok payı alan ikinci ülke olması not edilmeli. Yine Senegal, Gine, Nijer, Gine Bissau, Etiyopya, her ne kadar Afrika''da olmasa da, Afrika boynuzuna hakim bir bölgede yer alan Yemen''de ve elbette Somali''de kurulu veya bağlı bulunan ofisler, Türkiye''nin TİKA vasıtasıyla Afrika''da tarihin önünde ve zamanın ruhunun farkında olarak yol aldığını gösteriyor.

Türkiye''nin TİKA dışında Afrika''daki bir diğer yumuşak gücü de Türk Hava Yolları. THY bugün, herkesin ''Hangi çılgın oraya uçar ki?'' dediği Somali Mogadişu''ya uçan tek yabancı havayolu şirketi. THY Afrika''daki 28 farklı uçuş noktası ile artık bir köprü vazifesi görüyor.

THY''nin 2013 için Afrika''da 13 yeni uçuş noktasını daha hedeflemesi ise Afrika''ya atfedilen önemin geçici olmadığını gösteriyor. Zira THY CEO''su Sayın Temel Kotil Mogadişu''dan sonra Somaliland''e uçacaklarını ifade etmişti. İşte bu haber Davutoğlu''nun sözleri dahilinde ve Samaliland''deki zengin hidrokarbon rezervleri çerçevesinde düşünülmeli. İşte o zaman tüm bu ''Afrika açılımı'' rasyonel bir dille yorumlanabilir.

Türkiye''nin son dönemde Mısır, Tunus ve Cezayir gibi Afrika''ya giriş kapısı sayılabilecek ülkelerle geliştirdiği stratejik işbirlikleri de, Afrika stratejisi ekseninde büyük önem taşıyor. Dışişleri Bakanı Ahmed Davutoğlu''nun, Cezayir''i Afrika''da ''stratejik bir ortak'' olarak gördüklerine dair vurgusu not edilmeli. Cezayir''in özellikle Sahra Altı Afrika''ya bir köprü vazifesi gördüğü düşünüldüğünde, Türkiye''nin önümüzdeki dönemde söz konusu bölgeye hızla yatırım yapacağını tahmin etmek çok da güç değil. Böylesi bir gelişme Türkiye''nin bir önceki yazımda vurguladığım Afrika''daki eksen kaymasının ve güç değişiminin farkında olduğu ve buna uygun hazırlıklarını yaptığını da somut olarak gösterecektir.

Türkiye''nin 2005 sonrasında ivme kazanan Afrika stratejisi ile dış ticareti 5 milyar dolar seviyelerinden 16 milyar dolar seviyesine yükseldi. Çin''in Afrika ile 100 milyar doları aşan dış ticaret hacminin yanında bu rakam oldukça küçük kalıyor elbette ancak Türkiye''nin önünde bir fırsatlar okyanusu olduğu gerçeğini de örtmeye yetmiyor. Türkiye hem KOBİ''leri hem de Afrika''daki Türk okulları ile etkin bir sivil toplum varlığına da sahip. Kıtada mevcut ve çoğalacak olan diplomatik misyonlarımız ile bu varlıklar bütününün eşgüdümlü hareketi, müthiş bir dinamizm ve etkinlik sağlayacak.

Bu noktada Türkiye''nin güçlü bir ''dijital strateji'' ye ihtiyacı var. Bu stratejiyi geliştirecek, yürütecek bilgi ve insan kaynağı ülkemizde mevcut. Bu sebeple Afrika''da TİKA, THY ve diğer sivil toplum girişimleri hızla faaliyetlerini sürdürürken 2013''ün Türkiye için ''Dijital Afrika'' yılı ilan edilmesi gerekiyor. Afrika gibi mobil kullanımın hızla geliştiği bir kıta için Türkiye''nin oluşturacağı dijital stratejinin, daha kısa zamanda daha fazla mesafe aldıracağını ümit ediyorum.

11 yıl önce
Afrika"daki Türkiye ve 2013 dijital strateji yılı
“Almanlar et başında”
Varsıllar vergi ödemesin!
Amerikan Evanjelizminin Trump’la imtihanı
Genişletilmiş teröristan projesi böyle çöktü
İsrail’le ticaret ve Deutsche Welle