|
Dine takıntılı tiplerin çırpınışları…

Hiçbirimiz mükemmel değiliz, lakin özellikle Gezi’den bu tarafa hükümeti din üzerinden siyaset yapmakla suçlayan CHP’lilerin ne hale geldiğini hep birlikte görüyoruz. Hoş, CHP’nin dine karşı tutumunu bir kez daha yazmaya gerek yok. Diğer taraftan sürekli dini ibadetleri ve vecibeleri eleştiren yasaklamak için bu kadar uğraşmışların, son günlerdeki din algıları ve Müslümanlık algıları karşısında ufak bir tebessüm etmekle yetiniyoruz.

Evet, hiçbirimiz mükemmel değiliz ve hatta ne kadar iyiyiz bilmeyiz. Fakat hükümet yetkililerinin dindar olmalarına veya dini vecibelerini yapmalarına gıcık olanlarıda anlamak mümkün değil.

Hem “Müslümanım…” diyen hemde dine takan tipleri anlamaya çalışıyorum ama anlayamıyorum.

Bunların, bırakın etraflarında dine at bir simgeyi görmeye duymaya, İslam dininin kuralları adına hemen hemen ne varsa konuşmaya bile tahammülleri yok!

Okullarda özellikle ilkokullarda din dersi olmasına karşı çıkan Müslümanlar var! Çocuklara ilkokul çağında her şeyi öğretirler ama konu din dersi olunca “Büyüyünce öğrenir, baskı yapmayın…” derler. Bir çocuğa öğrenmesi gereken şeyler küçükken öğretilir. Ancak öte yandan “din” dendiğine bir tehlike gibi telaşa düşen Müslümanları görmemek ne yazık ki, mümkün değil!

Alkol düzenlemelerini bir yasak algısıyla topluma sunup, İslam’a göre haram olan bir şeyi insan hakları adına savunan ve toplumu buna teşvik eden Müslümanlar da yok değildi! Hatırlayın…

Başörtüsü konusuna hiç girmiyorum; bu konuda ayyuka çıkmış olayları hepimiz biliyoruz. Başörtülü öğrencileri fotoğraflayıp ülkeye hayırlı (!) bir iş yaptığını zanneden bir üniversite hocasına o zamanlar bir kahraman muamelesi yapanlarıda unutmadık. Çok şükür adalet de unutmadı.

Ve hala ama hala bazılarının ellerine fırsat geçse bu konuda yapmadıklarını bırakmayacaklar. İşin komik tarafıda halkın inançlarına saygı duymayan ama inançlarını kullanarak pirim yapmaya çalışanlar “çakma dindarlığı” oynarlar.

Ve onlar namaza durduklarında, umreye gittiklerinde, rakıya laf attıklarında hatta işi daha da ileri götürüp peygamberin soyundan medet ummaya kalktıklarında, kendilerini dini kullanmış görmezler. Çünkü din onların tekelinde; işlerine nasıl gelirse dine öyle muamele yaparlar.

Bir bakıma, aslında galiba bu arkadaşlar dini kullandıklarının da farkında değiller.

Dine yıllardır “taktıklarından”, din onlar için ne anlama geliyor, vatandaş anlamakta güçlük çekiyor. Nerdeyse hiçbir dini vecibeyi yapmayanların, karşı çıkanların, soydan soptan başlayıp Kâbe’de soluk alması ne kadar inandırıcı, bunu halka bir sormak lazım!

O kadar boş bir çaba içindeler ki, bu boşluğun içinde kendileri kaybolup gidiyorlar, farkında değiller.

Dine takıntılı tiplerin “din” üzerinden çırpınışlarını ve çırpındıkça batmalarını seyrediyoruz…

Bunlar dine “taktıkları” kadar biraz dine takılsalardı, bu halkın vicdanında biraz olsun yer bulurlardı. Biraz insanların inançların saygı duysalardı, yine itibarları daha fazla olurdu.

Tabi zaten gerçekte din üzerinde yapılmak istenende buydu; yani “ibadetsiz din…”

Malum, hüviyetlerde “din” hanesini kaldırmak istiyorlar. Daha doğrusu yıllardır yapılmak istenen şeydi bu! Dini simgeleyen ve dini ifade eden görsel ne varsa ortadan kaldırmak istiyorlar!

Aslında gayet mantıklı bir yöntem demek de yanlış olmaz. Bir Müslümanın ibadetlerini, özellikle5 vakit namazını gizli kılmasını veya sadece cami ya da evinde kılmasını tavsiye edenler ancak Müslümanları namazdan uzaklaştırmak isteyenlerdir.

İslam dininin ibadetleri; tesettür ve tüm ibadetler görsel ve gün içinde yapılması gereken şeyler olduğu için, bunları “ibadet gizli yapılır” mantığı ile hayatın içinden alıp kenara koyarak, insanları dinden uzaklaştırma taktiğinden başka bir şey değil bazı uygulamalar!

Birde bu insanlara “önce kalbin temiz olacak” deyip “ibadetsiz cennet” algısınıda verdiler mi oh demeyin keyiflerine…

Tabiki, kimin ne olacağını Allah bilir ama Allah kimin ne olacağını bildiği halde kullarına ne olacaklarını seçmeleri için kitap ve peygamber göndermiş. Madem bu iş bu kadar kolay, o halde Allah ne kitap yollardı nede peygamber, öyle değil mi?

Bizi yaratırdı, bırakırdı, öylece ve kimin ne olacağına yine kendisi karar verirdi!

İnsanların beynine “kalbin temiz ve kimin ne olacağını Allah bilir” algısını yerleştirip dini yozlaştırmak için ellerinden gelen her şeyi yapıyorlar.

İnsanları resmen kandırıyorlar.

Bu ülkenin başına ne zaman dindar veya dini koruyan, kollayan bir lider geldiyse bir şekilde kuyusunu kazıp işini bitirdiler.

Sistem laik ama bazı zihniyetlere göre dindar ve ibadetlerini yapan hükümet yetkililerinin yada cumhurbaşkanının olması sistemi dindarlaştırıyor. Öyle diyorlar!

Sistemin dindarlaştığı falan yok. Sadece sistem içinde insanlar özgürlüklerini istediği gibi kullandığında din ön plana çıktı o kadar. Olmayan bir şey olmuş değil, olanın kendini ifade etme fırsatı verilince sistemin içindeki insanların ne kadar inançlı olduğu, baskıcı tiplerin ise azınlıkta olduğu ortaya çıkmış oldu.

Evet, dine “taktıkları” kadar az biraz dine takılsalardı en azından toplumun vicdanını yaralamamış olurlar, özgürlükler ve eşitlikler adına bir duruş sergileyebilirlerdi.

Ama sorarsan herkes Müslüman…

Evet, tabiî ki Müslüman… Müslümanım diyene “Sen Müslüman değilsin …” diyemezsin.

Lakin biraz bilgisi olanda “Hem Müslüman olup hem de Müslümanlara farz edilmiş vecibelere neden takıyorsun, neden gıcık oluyorsun?” demez mi?

Ne oldu o Gezi’de saf tutup namaz kılanlara?

Neredeler şimdi, çok merak ediyoruz.

Aslında konu şu: nerede durduğunu bilmeyen bir muhalefetin yıllarca baskıcı rejimlerle sömürdüğü insanları şimdi yine din üzerinden sömürmeye, kandırmaya kalkmasını seyrediyoruz!

Bu takıntılarından vazgeçmeleride mümkün değil gibi gözüküyor.

Bugünkü iktidar ilk günlerde de inanç özgürlüklerini ön planda tutuyordu. Zaten vatandaş bu yüzden bunca yıldır destekledi. Bazılarının vatandaşın elinden aldığı özgürlükleri geri verdiği için teveccüh gördü.

Şimdi ana muhalefet kalkmış, yıllarca vatandaşın elinden aldıklarını yasakladıklarını halka vermiş verecekmiş gibi racon kesiyor… Yani her zamanki gibi (mış) gibi yapıyor...

Verdikleriniz vereceklerinizin talimatıdır… Siz bunları milletin hayatından inançlarını çıkarmak için canla başla çalışırken düşünecektiniz…

İnsanların hayatından inançlarını çıkarmaya çalıştığınızda sziden geriye ne kalır?

Üst üste seçim kaybetmiş ve kaybedecek olan bir ana muhalefet kalır…

Artık anlayana…

#sevda türküsev
#sevda türküsev yazı
#yeni şafak yazar
9 yıl önce
Dine takıntılı tiplerin çırpınışları…
“Almanlar et başında”
Varsıllar vergi ödemesin!
Amerikan Evanjelizminin Trump’la imtihanı
Genişletilmiş teröristan projesi böyle çöktü
İsrail’le ticaret ve Deutsche Welle