|
Cinayetlerde paralel kurgu

Ünlü Arap karikatürist Naci el-Ali 1987 yazında İngiltere"de uğradığı bir suikast sonucu öldü. Çizdiği Filistin Kurtuluş Örgütü"nün bir kadın üyesini eleştiren karikatür yüzünden FKÖ lideri Yaser Arafat ile arası açılan ve Arafat"tan uyarı alan el-Ali uzun süre tehditler aldı.

El-Ali, 22 Temmuz 1987 sabahı çalıştığı gazeteye giderken kafasına isabet eden kurşun sonucu hayatını kaybetti. Senaryo netti: Birileri sivri dilli el-Ali"nin ölümünü - yaşadıkları gerginliği kullanarak - Yaser Arafat"a yıkmaya çalışıyordu. Zanlılar yakalandı. İki genç adamın da Londra"daki Mossad ofisine bağlı olarak çalışan çift taraflı ajanlar olduğu ortaya çıktı. Birisi Filistinliydi.

Dönemin Başbakanı nam-ı diğer
"Demir Lady"
Margaret Thatcher, suikasttaki Mossad bağlantısını öğrenince ve bu bağlantı İngiliz basınında deşifre olunca, üç İsrailli diplomatı İngiltere"den ihraç etti. Hatta Kensington"daki Mossad bürosunu bu gizli faaliyetleri yüzünden kapattı. Fakat ne İngiltere, ne de İsrail bu diplomatik krizin nedeni olarak el-Ali suikastını işaret etmedi.

http://www.freedomarchives.org/La_Lucha_Continua/Handala.html

Arap Karikatürist Naci el-Ali"nin ölümüyle Filistin Direnişi"nin sembolü haline gelen çizgi karakter
Hanzala
öksüz kaldı ama akabinde
İntifada
başladı...

***

Tunus"un solcu liderlerinden Şükrü Belaid"in geçtiğimiz Çarşamba günü evinin önünde dört kurşunla öldürülmesi Arap dünyasının gündemini değiştirdi. En kansız, en samimi, belki de en gerçek, Batı"yı hayrete düşüren "Arap devriminin" beşiği Tunus"ta muhalefet ve Belaid"in yakınları bu kanlı eylemden En-Nahda Partisi"ni, hatta Parti"nin "manevi" lideri Muhammed Raşid Gannuşi"yi sorumlu tutuyor. Diğer taraftan Cumhurbaşkanı Munsef Marzuki, Başbakan Hamadi el-Cibali ve Gannuşi bu cinayete sert tepki verenlerin başında geliyordu.

Nahda ve Tunus"taki laik kesim arasında bir çekişme olduğu, birbirlerinden rahatsız oldukları gün gibi ayan. Tunus"un laik kesimi
"diktatöre ve yolsuzluklarına karşı biz ayaklandık, biz sokaklarda, meydanlardaydık, Nahda ve temsilcileri eylemlere bile katılmadılar ama şimdi onlar iktidar"
diye yakınıyorlar. Tunus"un seçim sandıklarından en-Nahda isminin çıkması onların bu fikirlerini değiştirmiyor.

www.euronews.com

Tunus"taki mevcut muhalefet-iktidar çekişmesi laik-dindar ekseninden bakıldığında bizdekine çok benziyor. Fakat Nahda"nın kendi içinde farklı fraksiyonlar var. Aşırı dindar-ılımlılar çekişmesinin dışında Gannuşi ve Cibali arasında da gizli bir çekişme söz konusu ve bu iktidarı bölüyor.
"Ben siyaseti gençlere bıraktım"
diyen fakat siyasetten elini eteğini çekmeyen bir manevi lider var. En azından yakın zamanda yaptığımız Tunus gezisinde dinlediklerimiz bunu gösteriyor. Öte tarafta muhalefet liderlerinin bile
"biz onu seviyoruz, kendisiyle tek bir problemimiz bile yok"
dedikleri Başbakan Cibali duruyor. Biri manevi, diğeri siyasi iki lider arasındaki "güçsel gerilim" Tunus"u etkiliyor. İktidarın kendi içindeki gerilim ne olursa olsun Belaid cinayetinin ne Nahda"ya, ne Gannuşi"ye yıkılmasını gerektiren bir delil de yok ortada. Bu iddianın gerçek olması, her türlü çekişmeye rağmen, Nahda"nın kendi ayağına kurşun sıkması olur.

Bu nedenle Belaid suikastı üçüncü oyuncuları düşündürüyor. Nahda"nın azmettiricilik ihtimali neredeyse sıfırken Nahda içindeki iktidar kavgasının yarattığı zafiyetten faydalanmak isteyenler kimler? İşaret edilen tarafa değil, işaret edene bakmak lazım.

Tunus"un solcu liderini en-Nahda Partisi mi azmettirdi?

Tüm bunları düşünürken Naci el-Ali suikastını anımsadım ve yazının başında aktardım. O da aynı taraf içindeki bir fikir ayrılığı akabinde gerçekleşmiş. Onda da profesyonel katiller kullanılmış. İki suikastta da işaret edilen tarafların bu cinayetleri azmettirmeleri teknik olarak mümkün değil. El-Ali"nin ölümünden birkaç sonra İntifada başladı, Belaid"İn ölümünün hemen ardından Tunuslu seküler kesim "ikinci devrim" diye meydanlara çıktı.

Tunus"ta gerçekten izlemeye değer gelişmeler oluyor. Örneğin Şükrü Belaid"in mensup olduğu partiden Mevahip Misbah geçtiğimiz günlerde yaptığı konuşmasında Fransa"yı aynen Mali"de olduğu gibi Tunus"a askeri müdahaleye davet etti. France24"te geçen bir haberde Tunus için "Fransız müstemlekesi (kolonisi)" ibaresi kullanıldı. Fransa Dış İşleri Bakanı Laurent Fabius Tunus"ta yaşanan bu üzücü gelişmeler için "Tunus"ta İslami faşizm başladı" dedi ve durumdan rahatsız olanlara Fransa"ya sığınma çağrısı yaptı.

Tunus"ta yaşananları Mali"den, Cezayir"den ayrı düşünmemek lazım herhalde. Tunus"u sözde İslami faşizmden kurtarmaya aday Fransa"nın Başkanı François Hollande, Mali müdahalesinden önce de Cezayir"in ilk otomobil fabrikası olan Renault fabrikasını açma kararı almıştı.

Gelişmeler böyle iken, Gannuşi ve Cibali restleşirken, sizce solcu lider Belaid"i en-Nahda azmettirmiş olabilir mi?

Suikastlar birbirine benzer...

11 yıl önce
Cinayetlerde paralel kurgu
Bu başarı hepimizin
Bin Kayrevan’dan bir Kayrevan’a
Herkeste bir ‘ben’ var, bir de ‘gerçeklik’…
Yatırım grevi
Gölge oyunu...