|
Başbuğ Ecevit, umudumuz Bahçeli

Onsekiz Nisan seçimlerinde beklenmedik başarı sağlayan MHP, haklı olarak medyanın bir numaralı ilgi odağı haline geldi. Gazeteciler arasında az da olsa, MHP''nin bu ani yükselişinin sebebini araştıranlar; MHP''nin içinde yer alacağı bir hükümetin başarı şansını, olumlu ve olumsuz yönlerini tartışanlar yok değil. Ama esas ilgi kurulmasına zımnen karar verilmiş görünen bir DSP-MHP koalisyonunun alt yapısını hazırlama noktasında yoğunlaşıyor.

MHP henüz seçimin şokunu üzerlerinden atmadan yönelen bu yoğun medya ilgisi karşısında, ilke ve ideolojisinden taviz vermeden, devlet otoritesine ve medyaya sempatik görünebilmenin sıkıntısını yaşıyor. Ama eksik olmasın medya, bu sıkıntının hafifletilmesi ve gizli iktidar merkezleri nazarında meşruiyet kazanması yönünde, MHP''ye ve lideri Devlet Bahçeli''ye oldukça uygun imkanlar sağlıyor.

Medya seçim sonuçlarına öyle kıvrak bir manevra ile uyum sağladı ki, takdir etmemek elde değil. Düne kadar göklere çıkarılan ve Cumhurbaşkanlığı''na hazırlanan Mesut Yılmaz''a "Allah aşkına çek git" deniyor. DSP-ANAP koalisyonu çoktan unutuldu. DSP-MHP koalisyonunun nimetleri saymakla bitirilemiyor. "Çatışmacı ve şiddet yanlısı" olmakla itham ettikleri MHP için, birlikte daha yumuşak ve uysal bir imaj oluşturuluyor.

Sanki medya MHP''yi hiç tanımıyor pozlarında, masum tavırlarla kırk yıllık partiyi yeniden keşfediyor. İdeolojik bir partide, haklı olarak lider öne çıkarılıyor. Devlet Bahçeli''nin özel ve siyasi hayatı tanıtılırken DSP lideri Bülent Ecevit''le karşılaştırılıyor ve bu sayede halkımız gizli kalmış müthiş gerçekleri öğrenme imkanı buluyor. Ecevit ile Bahçeli''nin özel hayatları, ilgileri ve siyasi kişilikleri arasında hayret edilecek benzerlikler bulunuyor. Büyük gazetelerden birinin konuya ilişkin bir manşeti gibi "sanki birbirlerini örnek almışlar", işte en hayati konularda basının keşfettiği benzerliklerden seçmeler:

Ecevit ve Bahçeli giyimde sadeliği seviyor. İkisi de fazla aksesuar kullanmıyor. Ceketlerinin yakasına sadece parti rozeti takmakla yetiniyorlar. Ecevit ve Bahçeli giyimde gelenekçi, kendilerine özgü tarzları var. Bahçeli Atatürk''ün sitili olarak bilinen, klasik tek düğme kruvazeden; Ecevit ise üç düğme, spor tek yırtmaçlı ceketten vazgeçmiyor.

Ecevit ve Bahçeli kadınların zevkine değer veriyor. Bahçeli, ablası Serpil Hanım''ın seçtiği kumaşlardan dikilen elbiseleri giyiniyor. Ecevit''in kıyafetlerini ise eşi Rahşan Hanım seçiyor.

Ecevit ve Bahçeli yerli malı kullanmayı tercih ediyor. Ecevit Tofaş ürünü Tempra arabaya biniyor. Bahçeli 21 yıldır Altınyıldız marka kumaştan dikilen elbiseleri giyiniyor.

Ecevit ve Bahçeli siyasette devletçi. Nitekim 12 Eylül öncesinde Bahçeli''nin partisi, 28 Şubat sürecinde Ecevit''in partisi devlet için önemli fedakârlıklarda bulundular.

Ecevit ve Bahçeli, siyasi kariyerlerinde benzer kaderleri paylaşarak yükseldiler. Ecevit eski partisi CHP''nin, Bahçeli ise MÇP''nin genel sekreterliğini yaptı. Ecevit ve Bahçeli sigara tiryakisi. Her ikisi de milliyetçi olduğundan yerli sigarayı tercih ediyor ve Tekel 2000 kullanıyor.

Ecevit ve Bahçeli, mütevazi yaşıyor, gösterişten hoşlanmıyor. Alışverişlerini biri eşiyle, öteki ablası ile beraber yapıyor ve ikisi de kredi kartı kullanmıyor. Ecevit kuzey vilayetlerimizden memur bir ailenin, Bahçeli güney vilayetlerimizden çiftçi bir ailenin çocuğu. Ama kadere bakın ki ikisi de kolejlerde okumuşlar. Ecevit ve Bahçeli 12 Eylül 1980 öncesine göre çok değişmişler. Ecevit artık sol''un Karaoğlan''ı değil, Bahçeli ise milletin yeni umudu.

Değişik kültür çevrelerinden gelen ve aralarında 20 yaş fark bulunan iki siyasetçi arasındaki bunca benzerlik şüphesiz ki olağan bulunmuyor. Esasen herkes gibi beni de, böyle olağan dışı bir dönemde, böyle olağanüstü tesadüfler etkiledi. Eğer bunca benzerlik olağan olsa, globalleşme döneminde Türkiye milli devleti yeniden keşfetmeye kalkışır mı? Dünya''da bireyin öne çıktığı bir dönemde devleti millete karşı koruyan önlemler alınır mı? Liberal ekonomi terkedilerek devletçiliğe dönülür mü? Çoğulcu demokraside, yerel yönetimlerin güçlendirilmesini istemek bölücülük sayılır mı?

Gazetelerde yer alan benzerlikleri hayretle okurken, peki bunca benzerlik var da, neden DSP''liler toplumsal tepkilerini "Türkiye laiktir, laik kalacak" sloganıyle ifade ederken, MHP''liler "Ya Allah, Bismillah, Allahu Ekber" diye slogan atıyorlar, sorusu aklıma takıldı. Ama içimden bir ses, "medya neyi ne zaman yazacağını bilir. Bekle bir hele, sıra ona da gelecek. Türk medyası zamanlamada ustadır. Gerekli görüldüğünde bu iki siyasi parti liderinin farklarını da medyamız sayesinde öğrenme fırsatı bulacağız" dedi. Ben de haddimi daha fazla aşmayıp yazıyı bitirdim.

25 yıl önce
Başbuğ Ecevit, umudumuz Bahçeli
Kara dinlilerle milletin savaşı
Yankı Odası
Püf Noktası
Korku zamanı
Boykotta kafalar neden karışık