|
Mandela.....

O"nun ismine ve sûretine ilk defa, 70"li yılların ortalarında üniversiteli bir arkadaşımın evindeki posterde rastgeldim. O güne dek Mandela hakkında hiçbir şey duymamıştım. Arkadaşım bilgisizliğimden istifâde ederek bilgiç bilgiç; ballandıra ballanıra O"nun kim olduğunu, hapishanedeki direnişlerini anlattı. Joan Baez"in melodileri eşliğinde Mandela zihnimde bir masal kahramanı olarak büyüdü...

Seneler sonra, 90"lı yıllarda O"nun özgürlüğüne kavuştuğunu, Güney Afrika"da ırk ayırımının sona erdiğini öğrendik. O artık ülkesinin başına geçmiş olan bir liderdi. Bizim kanlı ve düşük zekâlı cuntacıların sanki kendi günahlarının kefâretini ödemek ister gibi, utanmadan icat ettikleri Barış Ödülü"nü O"na vermeye kalkmaları; O"nun ise bu ödülü nasıl da ağır bir cevapla reddedip, âdeta cuntacıların suratına çarptığını hatırlıyorum.

2003"de bir fırsat doğdu ve bir grupla Güney Afrika"ya gittim. Doğrusu ırk ayırımının sonrasında göreceklerim beni çok heyecanlandırıyordu. Bu ülke hakkında Alan Paton"ın Cry the Beloved Country"sinin belleğimde bıraktığı edebî tad ve Mandela hakkında okuyup duyduklarım dışında fazlaca bir şey de yoktu.

Johannesburg ve Capetown"da geçirdiğimiz bir kaç gün bana çok şey öğretti. Bir kere artık hiç bir siyâsal lider hakkında ölçüsüz hayranlık geliştirmemeyi biraz daha öğrendim. Çünkü Güney Afrika"da gördüklerim bana Mandela"nın trajik durumunu iyiden iyiye kavrattı.

Daha ilk izlenimler itibarıyla "Beyaz Siyah eşitliği"nin çok yüzeyde bir eşitlenme olduğu hemen anlaşılıyordu.Kazanılan başarı elbette küçümsenemez. Hele hele Siyahlar için Beyazlar ile aynı okula gidebilmesi, aynı otobüse binebilmesi, seçme ve seçilme hakkı elde etmesi az mıdır? Ama günlük hayatta iki renk arasındaki ayırım bütün derinliği ile devam ediyordu. Entelektüel beyazlar dışında beyazların eşitliğe gönülden iknâ olduğunu düşündüren bir emâre yoktu. Ortalama Beyazlar, eşitliği, imtiyazlarını kaybetmemek için verilmesi gereken bir bedel olarak görüyordu. Çok sıkı korunan gettolarına çekilmişlerdi. Gün boyu Johannesburg"da sokaklarda hemen hemen hiçbir Beyaz"ı görmüyorduk. Hepsinin gettoları kadar korunaklı olan plazalarda günlük çalışmalarını sürdükleri söylendi. Capetown elbette daha farklıydı. Ama ilişkiler burada da değişmiyordu. Soğuk bakışlı Beyazlar (özellikle Dutch kökenliler) tutkuyla yaptıkları bireysel okyanus sporlarında, doğa maceralarında aslında Güney Afrika"nın mukadderatını, hatta kazanılmış eşitliği çok da ciddiye almadıklarını hissettirmişlerdi bana.

Siyahlara gelince, önemli bir oranda Beyazlara karşı duydukları kin ve nefreti taşımaya devam ettikleri çok aşikardı. Zaferin ilk günlerde intikam hisleriyle Beyazlara saldırdıklarını söylediler. (Bu yetmezmiş gibi zavallı Brown"lar ne Beyazlardan ne de Siyahlardan yüz bulabiliyordu). Hırsızlık, gasp, talan ve tecâvüz gibi zaten mutad olan suçların kitlesel olarak yaşanmaya başlaması; Beyazların şirketleri ve varlıklarıyla ülkeyi terk etmeye başlamasıyla sonuçlanınca, Mandela"nın araya girip bunu önlediği ve Beyazlara; "Lütfen gitmeyin.." demesi ne kadar hazin..

Mandela"nın düşleri elde edebildikleriyle, elde etmeyi çok isteyip de asla elde edemeyeceğini anladığı şeyler arasındaki mesâfeyi gördüğünde yıkıldı. Zâten çok yaşlanmıştı. Kazanımlarını korumanın dışında bir şey yapmadı. Popüler kültürün imgesini tepe tepe kullanmasına ses bile çıkarmadı...Siyahlar arasında zenginleşenler de görülüyordu. Ama büyük çoğunluğun dramını simgeleyen SOWETO"da, sefaletin turistikleşmesinin dışında değişen bir şey yoktu.

2003-2013 arasında ne değiştiğini bilmiyorum. Ama görmüş olduklarım Güney Afrika"nın normalleşmesinin, işler böyle gitse bile en az bir yüzyıl için imkânsız olduğunu düşündürüyor. Mandela"nın vefatından sonra yapılan neopagan konuşmalar ve törenler bize hakikati unutturmamalı. Ha bu arada, Orta Afrika"da ne oluyor Allah aşkına? Ne işi var Fransız zırhlı birliklerinin orada? Bilen varsa beri gelsin....

٪d سنوات قبل
Mandela.....
Ukbe b. Nâfi’nin cehdi
İğne ve çuvaldız…
İhracatta Türkiye
Hizmet sektöründeki enflasyon işleri zorlaştırıyor!
Tarihin sonu ve ABD üniversiteleri